Fenerbahçe’nin yeni savaşçısı: Edin Džeko

Edin Džeko Almanya’da 4, İngiltere’de 5, İtalya’da 8 sezon geçirdikten sonra çantasında şampiyonluk kupaları ile 323 gol ve 145 asistini sırtlanıp Fenerbahçe'nin yolunu tuttu. İşte, yıldız oyuncunun hayat öyküsü...

SENA GÖKÇE 30 Temmuz 2023 PORTRE

9 senelik şampiyonluk hasretini dindirmek isteyen Fenerbahçe, 2023-24 sezonuna yeni bir kadro ile girmeye hazırlanıyor. Transfer çalışmalarını sürdüren ve hareketli bir transfer sezonu geçiren Sarı-Lacivertliler, yıldız golcü Edin Dzeko’yu da kadrosuna kattı. Peki, 37 yaşındaki Džeko kimdir, hangi takımlarda oynadı, hangi başarılara imzasını attı?

Fenerbahçe, sezonu UEFA Konferans Ligi 2. Eleme Turu ile açtı. Moldova temsilcisi FC Zimbru’yu 5-0’lık skorla geçen Fenerbahçe’de yeni transferler maça damgasını vurdu. Edin Dzeko da 1 gol ve 2 asistlik performansıyla Fenerbahçe forması altında ilk maçında şov yaptı.

Peki, Fenerbahçe’nin yeni yıldızı Edin Džeko’nun hayat hikâyesini biliyor musunuz?

Birçok yıldız futbolcunun hikâyesi, oturduğu semtte arkadaşlarıyla saatlerce top oynamasıyla başlar. Yeteneğini o sırada bir antrenör fark eder ve onu şehrin en nitelikli futbol akademisine kaydettirir. Sokakta arkadaşlarıyla gece gündüz top oynayan o çocuk büyür ve dünya yıldızı olur. Bu hepimizin alışık olduğu bir süperstar portresidir. Fakat konu Džeko olunca durum farklı. Bu Bosna Savaşları’nda ölümle yaşamın arasında kalmış ve içinde futbol tutkusuyla büyümüş bir çocuğun öyküsü…

BOMBALARIN ARASINDA HAYAL KURMAK

1990’larda Yugoslavya’da etnik ve siyasi gerilimler arttı ve cumhuriyetler arasında çatışmalar başladı. 1991 yılında Slovenya ve Hırvatistan bağımsızlık ilan etti ve Yugoslavya’dan ayrıldı. Bu durum, diğer cumhuriyetlerin de bağımsızlık istemesine neden oldu. Bosna Hersek’in, 1 Mart 1992’deki referandumunda bağımsız bir devlet olmasının hemen ardından Saraybosna’nın Sırp birlikler tarafından kuşatılması, geride büyük acılar ve unutulmayacak kötü hatıralar bıraktı. Tarihte Saraybosna Kuşatması (Bosna Savaşı) olarak anılan 1992-1996 yılları arasında yaşanmış ve tarihin en uzun kuşatması unvanına sahip bu acı olayın mağdurlarından biri de Fenerbahçe’nin yeni yıldızı Edin Džeko ve ailesiydi.

Džeko, 17 Mart 1986’da Saraybosna’da Belma ve Midhat çiftinin çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Džeko’nun doğduğu bu güzel şehir tam da top koşturacağı yaşlara geldiğinde cehennem yerine dönecekti… Džeko’nun doğduğu sırada Yugoslavya, futbolun güç merkezlerinden biri haline geliyordu. Milli Takım 1990 yılında İtalya’da düzenlenen Dünya Kupası’na çeyrek finalde Arjantin’e elenerek veda etmişti. Ancak yaşanan yıkıcı dönemin ardından Džeko ailesi gibi birçok Boşnak aile göç etmek zorunda kaldı.

Džeko çocukluğundan beri futbol tutkusunu içinde taşıdı. Savaş bölgesinde acılarla dolu bir çocukluk geçirmesine rağmen yumak yapılmış koli bandını top yapıp oynayan bir futbol aşığıydı. Hatta bir seferinde annesi Belma Džeko oğlunun arkadaşlarıyla top oynamasına izin vermemiş ve o gün o saha bombalanmıştı. Džeko’nun mahalleden arkadaşları orada can vermişti.

SAVAŞ ONA MÜCADELE ETMEYİ ÖĞRETTİ

Savaşın ardından 10 yaşındaki Džeko, şehrinin takımı Željezničar’ın altyapısına kaydoldu. 7 sene altyapısında forma giydiği takımda 2003 yılında profesyonel oldu. Burada mevki olarak orta sahada forma giyiyordu. Uzun boyu ve kafa vuruşlarını iyi kullanamaması sebebiyle geleceğini pek de parlak görmeyen Željezničar yönetimi, 2005 yılında Džeko’yu Çek ekiplerinden Teplice’ye 25 bin Euro gibi komik bir rakama sattı. Çek Ligi’nde kendini buldu ve 2006-07 sezonunda 30 maçta attığı 13 golle ligin en çok gol atan ikinci oyuncusu oldu. Buradaki performansıyla 4 milyon Euro bonservis karşılığında Alman ekibi Wolfsburg’a transfer oldu.

FOTOĞRAF: JOHN MACDOUGALL / AFP

Wolfsburg’daki ilk sezonunda 33 maçta 9 gol atıp 7 asist yaptı. Wolfsburg sezonu beşinci sırada tamamladı. 2008-09 sezonu ise Džeko’nun kariyer sezonu oldu. Ligde 32 maçta 26 gol atıp 10 asist yaparak takımının ilk ve tek şampiyonluğunda kilit rol oynarken sezonu toplamda 36 gol 12 asist ile tamamladı. Brezilyalı takım arkadaşı Grafite ile toplam 71 gol attılar.

2009-10 sezonunda Džeko ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde boy gösterdi. İlk UEFA Şampiyonlar Ligi golünü, 30 Eylül 2009’da Manchester United karşısında Old Trafford’da 2-1 mağlup oldukları karşılaşmada attı. Beşiktaş ile aynı grupta bulunan Wolfsburg, Siyah-Beyazlıları İnönü’de 3-0 mağlup ederken 3. gol Edin Džeko’dan gelmişti. Grubu üçüncü sırada tamamlayan Alman ekibi, sezona Avrupa Ligi’nde devam etmiş ve çeyrek finalde turnuvaya veda etmişti. Tüm kulvarlar göz önüne alındığında Džeko 2009-10 sezonunu 27 gol ve 13 asist ile tamamladı. Bundesliga’da gol kralı oldu. 2010-11 sezonunun ilk yarısında Wolfsburg formasıyla 17 maçta 10 gol bulan Edin, devre arası transfer döneminde 32 milyon Euro bonservis bedeli ile Manchester City’e transfer oldu. Bu transfer bahsi geçen dönem için Manchester City tarihinin en pahalı ikinci transferiydi.

MANCHESTER’DA TARİHİ ŞAMPİYONLUK

Sezonun yarısında katıldığı Manchester City’de sezon sonuna kadar 21 maçta 6 gol atıp 3 asist yaptı. Takım sezonu üçüncü sırada tamamlarken FA Cup’ı müzesine götürdü. Böylece Džeko ayağının tozuyla kupa kaldırdı.

2011-12 sezonu hem Džeko için hem de City’li taraftarlar için hareketli ve önemli bir sezon oldu. Džeko ligin ilk üç haftasında fileleri dört kez havalandırdı. Premier Lig’in önemli ekiplerinden Tottenham’ı 5-1 yendikleri maçta dört golü Džeko ağlara göndermişti. Bu da onu Ağustos 2011’de Ayın Oyuncusu yaptı. Forma giydiği 43 maçın 26’sında ilk 11’de şans buldu. Bosna-Hersek millî takım teknik direktörü Saffet Susic, Manchester City’de ilk on birde forma şansı bulamaması nedeniyle sezon sonunda başka bir takıma transfer olmasını önerdi. Fakat Džeko transfer iddialarını yalanladı.

“AGÜEROOOOOOOOOO” bu sesi hepiniz duymuşsunuzdur. Manchester City’nin 44 yıllık şampiyonluk hasretine son verdiği o muazzam maçın spikeri Martin Tyler, şampiyonluğu getiren gole böyle tepki vermişti. Evet, şampiyonluk golünü Sergio Agüero atmıştı ama maçın başka bir kahramanı daha vardı. Queens Park Rangers’a karşı 90+’lara 2-1 geride giren Manchester City’nin beraberlik golünü Džeko attı. 90+2’de gelen kafa golü City’li taraftarları ve oyuncuları kendinden geçirmişti. Ardından 90+5’te Kun Agüero’nun golü ile şampiyonluk kupası kazanıldı. Agüero’nun 23 gol ve 10 asist ile tamamladığı sezonda en büyük yardımcısı Edin oldu. 14 gol ve 5 asist ile geçirdiği ilk tam sezonda şampiyonluk yaşadı.

2012-13 sezonunda Şampiyonlar Ligi grup aşamasında sonuncu olan City, Avrupa’ya veda etti. 44 yıllık şampiyonluk hasretinin dinmesinin ardından bir sonraki sezonu Manchester United’ın ardından ikinci sırada tamamladılar. İngiltere Süper Kupası’nı kazandılar. Džeko sezonu 15 gol ve 6 asist ile tamamladı. 2013-14 sezonunda Džeko başarılarına bir yenisini katarak tekrar şampiyonluk kupası kaldırdı. 26 gol ve 16 asistlik can alıcı performans gösterdiği bu sezonu Manchester City, Premier Lig şampiyonluğu ile bitirdi.

Džeko, 20 Ağustos 2014’te, onu 2018 yılına kadar Manchester City’ye bağlayan dört yıllık yeni bir sözleşmeye imza attı. Fakat yeni sözleşmenin ardından isteneni veremedi. Agüero’nun gölgesinde kalmaya başlamış ve artık yedek kulübesini mesken tutmuştu. Bu savaşçı çocuk oturup beklemelerin değil meydan okuyup mücadele etmelerin adamıydı. Sezonu ligde 4 gol 3 asist ile tamamlarken sadece 11 maça ilk 11’de çıktı. Bu da Džeko için Manchester macerasının sonu demekti.

İTALYA’DA GOL OLDU YAĞDI

12 Ağustos 2015’te Serie A takımlarından Roma’ya, 4 milyon Euroluk kiralama bedeli ve 11 milyon Euroluk satın alma opsiyonuyla transfer oldu. Roma, 1 Ekim 2015’te satın alma opsiyonunu kullandı ve Džeko Roma’da kalıcı oldu. İlk sezonunu 10 gol 4 asistle bitirirken Roma ligi üçüncü sırada noktaladı. 2016-17 sezonunda 39 gol 14 asist buldu. Gollerinin 29’unu ligde attı ve Serie A’da gol kralı oldu. Aynı sezonda Avrupa Kupası’nda attığı 8 gol ile orada da gol krallığını kazandı. Ancak Roma Džeko’nun bu etkileyici performansına rağmen ligi ikinci bitirdi.

2017-18 sezonunda 24 gol 7 asistlik gösteren Džeko’nun performansı Roma’yı ligde üçüncü yaparken, Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale kadar götürdü. Roma bu sezonda çok iyi bir Şampiyonlar Ligi performansı göstermişti. Fakat ligde şampiyonun 18 puan gerisinde kaldılar.

2018-19 sezonunu 14 gol 18 asist ile tamamladı. Džeko 19-20 sezonunu ise bir önceki sezondan daha verimli olarak 19 gol 14 asist ile bitirdi. 2020-21 sezonu Džeko’nun Roma’daki son sezonu oldu. 13 gol 5 asistlik performansı ile Roma macerasını hiç kupa kazanamadan sonlandırdı.

ŞAMPİYONLAR LİGİ KUPASI ELLERİNDEN KAYDI

2021-22 sezonunda 2,8 milyon Euro bonservis ücreti ile Inter’e transfer oldu. Artık 35 yaşına gelen Džeko ne başarıya doymuş ne de fiziksel olarak zayıflamıştı. Hala üst seviyede futbol oynamak istiyordu ve Roma’da her şeye rağmen ilk üçe bile zor giriliyordu. Bu yüzden Džeko da kariyerine artık Inter’de devam edecekti. Inter daha yeni 10 senelik şampiyonluk hasretini dindirmiş ve Şampiyonlar Ligi’ne güçlü bir kadroyla gitmeyi hedefliyordu. Džeko önemli bir hamleydi.

Inter forması altında ilk maçına 21 Ağustos 2021’de Genoa’ya karşı çıkan Džeko 90 dakika sahada kalarak 1 gol 1 asist ile yeni takımına ‘Merhaba!’ dedi. Ligde 38 maçta da kadroda olan Džeko 27 maça İlk 11’de başladı. 13 gol 7 asist ile oynadı. Sezonu toplam 17 gol 10 asist ile tamamlarken, Inter Lig’de ikinci sırayı Şampiyonlar Ligi’nde Son 16 turunu gördü. Süper Kupa ve İtalya Kupası’nı ise müzesine götürdü. 2022-23 sezonunda Džeko daha az süre bulmaya başlamıştı. Ligde her maç kadroya adını yazdırdı. 38 maçın 33’ünde süre bulurken 18’inde İlk 11’e yazıldı. Džeko’nun 9 gol 4 asist ile tamamladığı Serie A’yı Inter üçüncü sırada bitirdi. Yine Süper Kupa ve İtalya Kupası’nı müzesine götürürken bir de Şampiyonlar Ligi’nde final oynadılar. Manchester City ile İstanbul’da oynadıkları Devler Ligi final maçını 1-0 kaybederken tüm futbolseverlerden alkış topladılar. Džeko ise sezonu 14 gol 5 asist ile bitirdi.

Fenerbahçe’nin dünyaca ünlü yıldız oyuncu Edin Dzeko’yu 2 yıllığına kadrosuna kattı.

SIRA FENERBAHÇE’DE

Džeko Almanya’da 4, İngiltere’de 5, İtalya’da toplam 8 sezon geçirdikten sonra çantasında kupaları, şampiyonlukları, 323 gol ve 145 asistini sırtlanıp Türkiye’nin yolunu tuttu. Tıpkı Wolfsburg ve Manchester City gibi şampiyonluk hasretiyle yanıp tutuşan bir takımın hayallerini gerçek yapmaya…

İşte bu bir parkın etrafında topa oynayan ve ertesi gün parkın orada olup olmayacağını bilmeden gece eve giden bir çocuğun hikayesidir. Mahallede birer birer yıkılan binaları ve etrafa kaçışan aileleri seyreden bir çocuğun hikayesidir. Yaşadığı trajedinin tutkusunu nasıl şekillendirdiğinin hikayesidir. Hayali olan genç bir adamın ulusunu temsil etmeye devam etmesinin, bu süreçte mütevazi bir idol haline gelmesinin hikayesidir. Ve belki de milyonlarca Fenerbahçeli’nin hasretiyle yanıp tutuştuğu şampiyonluğa kavuşma hikâyesi…

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com