‘Erdoğan, Erbakan’ı belediye binasına sokmak istemedi: ‘Beni 30 yıl aldattı’ dedi

"Erdoğan, Necmettin Erbakan'ı hapse attırmak istedi" iddiaları sonrası ikili arasındaki ilişkiler yeniden gündeme geldi. Milli Gazete yazarı Ekrem Şama, 28 Şubat sonrası Erdoğan'ın Erbakan'a karşı olan değişimin yol haritasını sundu.

KRONOS 04 Mart 2024 GÜNDEM

Erdoğan'ı (solda) siyasetle tanıştıran Milli Görüş'ün lideri Necmettin Erbakan (ortada) vefatının 10'uncu yıl dönümünde anılıyor.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun Erdoğan’ın Milli Görüş ideolojisinin kurucusu, merhum siyasetçi Necmettin Erbakan’ı 2006 yılında hapse attırmak istediği yönündeki iddiası halen siyasetin gündeminde. Necmettin Erbakan’ın damadı bu iddiyı doğrulasa da, oğlu Fatih Erbakan “Öyle düşünmüyorum” dedi.

Erdoğan- Necmettin Erbakan ilişkilerini köşesine taşıyan Milli Gazete yazarı Ekrem Şama, “1997 yılı 28 Şubat olayından hemen günler sonra, Erbakan Hoca’mızı ‘dik duramamakla itham edip’ eleştirmeye başladı. Okuduğu şiirden dolayı hakkında dava açılınca Erbakan Hoca’mızı kendisine sahip çıkmamakla itham edip, onu İstanbul Belediye binasına sokup sokmamak seçeneklerini yandaşları ile müzakereye açtı. Hapisten tahliye edildiğinde de ‘artık Erbakan ile asla beraber yürümeyeceğini’ ilan etti. ABD’de yaptığı görüşmelerle BOP Eşbaşkanlığı görevini aldıktan sonra, cenazesine kadar yaklaşık 10 yıl, Erbakan Hoca’mız ile asla görüşmedi. Aynı karede fotoğrafları dahi yok” diyerek durumu özetledi.

Erdoğan’ı siyasi hayata başlangıcından beri en yakın tanıyanlardan ve beraber olanlardan biri olduğunu belirten Ekrem Şama, Erbakan-Erdoğan ilişkilerine yönelik bir yol haritası sundu.

Ekrem Şama’nın yazısı şöyle:

“Kendisinin Erbakan Hoca’mız hakkında söylem ve eylemlerinden bir demet derlemek istiyoruz:

MSP’li yılların başlarında meşhur Sivas mitingine katılanlara amigoluk yapıyordu. Sloganlar şöyle idi:

“Vur de vuralım, öl de ölelim!” ve “İşte ordu işte komutan!”

1978 MSP kongresinde Hoca’mıza muhalefet eden Korkut Özal lehine çalışma yapmış ve desteklemişti.

1985 yılından itibaren 10 yıl sürecek olan RP İstanbul İl Başkanlığı sırasında, her konuşmasında Erbakan Hoca’mıza methiyeler düzerdi. Kendisine şaka yollu da olsa “Geleceğin Millî Görüş Genel Başkanı siz olmalısınız” takılmalarına şiddetle tepki gösterip; “Haşa, ben Erbakan Hoca’mızın kara tırnağı bile olamam” cevabını verirdi. Ya da bize o cümlesini işittirirdi.

1997 yılı 28 Şubat olayından hemen günler sonra, Erbakan Hoca’mızı “dik duramamakla itham edip” eleştirmeye başladı.

Okuduğu şiirden dolayı hakkında dava açılınca Erbakan Hoca’mızı kendisine sahip çıkmamakla itham edip, onu İstanbul Belediye binasına sokup sokmamak seçeneklerini yandaşları ile müzakereye açtı.

‘ERBAKAN’LA ASLA BERABER YÜRÜMEYECEĞİM’ DEDİ

Hapisten tahliye edildiğinde de “artık Erbakan ile asla beraber yürümeyeceğini” ilan etti.

Erbakan’ın “ümmetin liderlik makamını işgal edip bir arpa boyu yol alamamakla itham ederek, “Beni 30 yıl aldattı” diye konuştu.

Erbakan Hoca’mızın bizzat kendisini Fatih’te bir eve çağırarak, ayrılık fikrinden vazgeçmesi için yaptığı nasihatleri geri çevirdi.

Yine Erbakan Hoca’mızın gönderdiği “bu ayrılıkçı tutumundan vazgeçmesini, fitneye sebep olmamasını, hayra hizmet ediyorum zannederek şerre hizmet etme ve iki cihanda kendini mahvetme tehlikesi ile karşı karşıya gelebileceğini, şeri delilleri ile hatırlatan dahili ve İslam dünyasından seçme ilim adamı ve heyetlerden oluşan nasihatçilere hep olumsuz cevaplar vererek başından savmıştı.


 

‘MİLLİ GÖRÜŞÇÜLERİN KAFASINI BULANDIRDI’

AKP kurulup ilk seçimlere girerken, “Erbakan Hoca’mızın emri ile bu partiyi kurduk” iftirasını ortaya atan ve Millî Görüşçülerin kafasını bulandıran ekip onun talimatıyla bunu yapmıştı.

Başbakanlık görevini aldığı günlerde cunta liderleri dahil, eski cumhurbaşkanları, başbakanlar ve üst düzey yetkililerle “tecrübelerinden faydalanmak” amacıyla görüşmeler yaptığı halde, Eski lideri ve eski başbakan olan Erbakan Hoca’mızla görüşmeye tenezzül etmedi.

ABD’de yaptığı görüşmelerle BOP Eşbaşkanlığı görevini aldıktan sonra, cenazesine kadar yaklaşık 10 yıl, Erbakan Hoca’mız ile asla görüşmedi. Aynı karede fotoğrafları dahi yok. Sadece Merhume Nermin Hanımefendi’nin vefatında 15 dakikalık taziye ziyareti gerçekleştirdi. Orada da sadece cenaze konuşuldu. Hoca’mızın vefatından önce hastanede kaldığı, durumunun gittikçe ağırlaştığı günlerde de, sağlık durumunu yakından takip etmesine rağmen ziyaretine gelmedi.

Erbakan Hoca’mıza haksız olarak açılan davalar sonunda, apar topar hapse attırmak için evini polislere kuşattırdığı da yeni açıklandı.

Vefatından sonra, Sayın Erdoğan’ın her vesile ile Erbakan’ın ne kadar değerli bir lider olduğunu, konuşmaya başladığına şahit olduk.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com