ByLock’ta ‘olsa olsa’ yöntemi: İsim benzerliğinden 7 yıl hapis

Mahkeme, A.G.'ye ByLock kullandığı gerekçesiyle 7 yıl ceza verdi. Avukatlar ise mahkemenin A.G.'yle aynı isimde bir kullanıcı bulduğunu ve "Olsa olsa budur" denilerek ceza verdiğini savundu. Avukat Cenk Yiğiter, AİHM'den "sağanak gibi" ByLock ihlal kararları çıkacağını söylüyor.

KRONOS 27 Nisan 2022 GÜNDEM

Gülen cemaatin yönelik davalarda muteber delil kabul edilip mahkumiyet gerekçesi olan haberleşme programı ByLock’la ilgili bir yerel mahkeme kararı bu konudaki hukuki süreçlerin nasıl işlediğini bir kez daha gündeme getirdi.

Gazete Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre; İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi, A.G.’ye ByLock kullandığı gerekçesiyle 7 yıl hapis cezası verdi. A.G.’nin telefonunda ya da bilgisayarında ByLock bulunmadığını belirten avukatı Cenk Yiğiter, “mahkemenin hiçbir araştırma yapmadan isim benzerliklerinden yola çıkarak yargılama yaptığını” söyledi. ByLock üzerine uzun süre araştırma yapan avukat Levent Mazılıgüney ise “Kolluk içinde bir ekip, var gücüyle eşleşme yapamadıkları ByLock verilerinin kime ait olduğunu ‘olsa olsa’ yöntemiyle değerlendiriyor” dedi.

‘KULLANICI ADINDAN YOLA ÇIKARAK…’

İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi, A.G.’yle ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü’nden bilgi istedi. Emniyet, mahkemeye kişinin Bank Asya kayıtlarının olmadığı, Gülen cemaatiyle ilgili herhangi bir dernek kaydının bulunmadığı ve örgütle bağlantılı herhangi bir yurtdışı gezisinin bulunmadığı bilgilerini paylaştı. Ancak emniyet, A.G. adında ByLock kaydının bulunduğunu iddia etti. A.G. ise ByLock kullanmadığını söyledi. Mahkeme, “A.G. adında bir ByLock kullanıcısı” olduğu yönünde karar vererek 7 yıl hapis cezası verdi. A.G.’nin avukatı Cenk Yiğiter ise mahkemenin herhangi bir araştırma yapmadan, “Olsa olsa budur” diyerek müvekkiline ceza verdiğini söyledi.

YİĞİTER: KRİTERLER GİDEREK BULANIKLAŞTI

Avukat Cenk Yiğiter, Anayasa Mahkemesi’nin ve Yargıtay’ın ‘silahlı terör örgütü’ üyesi olma suçu ile ilgili kriterlerini hatırlattı. Yiğiter şunları söyledi: “Kişinin eylemlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu göze alınarak örgütün hiyerarşisine bile isteye dahil olduğunun hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde ispatının gerekli olduğu kararlarda da sabit. Uygulama tam olarak böyle değildi, sapmalar yüksekti ama yine de yüksek mahkeme kararlarıyla çizilmiş bir alan vardı diyebiliriz. Ancak 15 Temmuz sonrasında bu kriterler giderek aşındı, bulanıklaştı. Yargıtay, bu uygulamayı kullanmış olmanın, başkaca hiçbir delile ihtiyaç olmaksızın silahlı terör örgütü üyeliği için yeterli kanıt olduğuna hükmetti. Öyle ki, ByLock yazışma içeriklerinin tespit edildiği durumlarda, bu yazışmalar örgütsel yazışmalar mıdır, değil midir, bununla dahi ilgilenmedi. Kişinin ByLock kullandığı ispatlanıyorsa, örgüt üyesi olduğu da kendiliğinden ispatlanıyor. Burası kendi başına sorunlu. Nitekim AİHM’den bununla ilgili ihlal kararları gelmeye başladı. Bir süre sonra bu kararlar sağanak biçiminde gelmeye başlayacak.”

‘KOM’LAR RAPOR YAZIYOR, MAHKEME HUKUKA UYGUN BULUYOR, YARGITAY BAŞSAVCILIĞI ONAMA İSTİYOR’

Yargıtay’ın “kişinin ByLock’u kullandığı her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti hâlinde bunu mahkumiyete esas bir delil olarak ele alırız” dediğini aktaran Yiğiter, “Ne var ki, kesin kanaate ulaşacak teknik veri olarak kastedilen şey nedir, mesele burada garipleşiyor. Mahkemeler Emniyet KOM’dan bu konuda teknik rapor istiyor. KOM’lar ellerindeki, henüz kimseyle ilişkilendirilmemiş olan ByLock hesaplarının, ByLock kullanıcı adının kişinin gerçek adı ile olan benzerliğinden yola çıkarak, başkaca hiçbir veriye dayanmadan, ‘bu kişinin şu USERID’li Bylock hesabını kullanmış olabileceği değerlendirilmiştir’ diye rapor yazıyor. Mahkemeler de bunu kesin kanaate ulaştıracak teknik veri olarak görüyor. Bölge adliye mahkemeleri de bu kararları hukuka uygun buluyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da bu kararları onama yönünde görüş bildiriyor. Meslektaşlardan ve kamuoyundan duyduğumuz kadarıyla son zamanlarda bu şekilde Yargıtay’da onanan pek çok karar var” değerlendirmesinde bulundu.


 

AKLA ZARAR BYLOCK ÖRNEKLERİ…

Avukat Levent Mazılıgüney ise ByLock kullanıcı adı benzerliğinden yola çıkılarak süren yargılamalar üzerinden örnekler verdi. Mazılıgüney’in verdiği örnekler şöyle: “Litvanya’da yer alan sunucudan temin edildiği iddia edilen ByLock verilerinin çözümlendiği ve kullanıcı adının F….0925, şifresinin ise h…..2011 olduğu iddia ediliyor. Buradan bir çıkarım yapılıyor ve ismi F ile başlayan, ikameti 09 Aydın, memleketi 25 Erzurum olan 2011 yılında doğan kızının adı H….. olan kişi ByLock uygulaması kullanıcısı olarak değerlendiriliyor. Bir başka örnekte de aynı şekilde kullanıcı adı ‘m.e.20’ olduğu için Denizli ilinde yaşayan ismi M. E. olan kişi ‘ByLock kullanıcısıdır’ şeklinde değerlendiriliyor. Başka bir örnekte kullanıcı adı ‘A16’ ve şifre ‘A…1610’ olduğu için 16 Bursa nüfusuna kayıtlı ve 10 Balıkesir ilinde de görev yapmış A. A. olduğu emniyet birimlerince değerlendirilmiş. Bu örneklerin sayısı artırılabilir. Verdiğim örneklerin hiçbirinde tek kelime iletişim içeriği yok. Yani içerikte suç var mı diye incelemeyi gerektirecek herhangi bir içerik yok. Özellikle son dönemde yapılan ByLock operasyonlarının çoğunluğu bu tür tespitlere dayanıyor. Anlaşıldığı kadarıyla kolluk içinde bir ekip, vargücüyle eşleşme yapamadıkları ByLock verilerinin kime ait olduğunu ‘olsa olsa’ yöntemiyle değerlendiriyor.”

‘BYLOCK KULLANICISINI TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİNDEN CEZALANDIRAMAZSINIZ’

“Emniyet birimlerinin bu değerlendirmelerini ise maalesef mahkemeler kesin bir tespit gibi görüyor ve ByLock kullanıcısı ise örgüt üyesidir diyerek ceza veriyor” diyen Mazılıgüney şöyle devam etti: “Burada delilin elde ediliş yönteminin hukuki olmaması, saklama süresi geçmiş verilerin dosyalara dahil edilmesi nedeniyle birçok hukuksuzluk yanında temel kabulde de yanlışlık var. ByLock uygulaması münhasır değildir. Yani sadece belirli bir insan grubunun kullanabildiği bir uygulama değildir. Dolayısıyla, delilin elde edilişi hukuki olsa dahi her ByLock kullanıcısını terör örgütü üyeliğinden cezalandıramazsınız. Mobil uygulama mağazalarından indirilebilen, kurulabilen ve üçüncü taraf referansı gerekmeden kullanılabilen bir uygulamanın ‘münhasır’ olamayacağı açıktır.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com