Barışın ressamı Fernando Botero hayatını kaybetti

Kolombiyalı ünlü ressam ve heykeltıraş Fernando Botero, 91 yaşında hayatını kaybetti. Eserlerinde kendini, eşini, hayatını, kültürünü ve kendisini etkileyen imgeleri resmeden Botero, derinlik katmayı başardığı abartılı resimleriyle 21. yüzyılın en özgün sanatçılarından biriydi.

KRONOS 15 Eylül 2023 KÜLTÜR

Fernando Botero

Kolombiyalı ünlü ressam ve heykeltıraş Fernando Botero, 91 yaşında yaşamını yitirdi. Botero’nun Monako Prensliği’ndeki evinde vefat ettiği öğrenildi.

Botero’nun son zamanlarda zatürreye bağlı solunum sorunları yaşadığı belirtildi.

Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Geleneklerimizin ve kusurlarımızın ressamı, erdemlerimizin ressamı, şiddet ve barışın ressamı Fernando Botero vefat etti.” mesajını paylaştı.

“OLAĞANÜSTÜ BİR HAYATI VARDI”
Botero’nun kızı Lina Botero, babasının son 5 gündür sağlık durumunun oldukça kötüleştiğini belirterek, “Babam 91 yaşında öldü ve bir bakıma bunu bekliyorduk. Olağanüstü bir hayatı vardı ve doğru zamanda aramızdan ayrıldı. Çok huzur içinde gitti, önemli olan budur. Tanrım onun işlerini nasıl yaptığını biliyor.” ifadesini kullandı.

Medellin Belediye Başkanlığı Botero’nun ölümü nedeniyle kentte 7 gün yas ilan edildiğini duyurdu.

FERNANDO BOTERA KİMDİR?
19 Nisan 1932’de Medellín’de doğdu. Eğitimini İspanya’da San Fernando Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi’nde almıştır.

Fernando Botero genellikle şişman insanlar çizmektedir. Önemli tabloları arasında İsa’nın ve Mona Lisa’nın şişman halleri de yer alır. Botero, 15 Eylül 2023’te zatürre hastalığı nedeniyle 91 yaşında öldü.

Fernando Botero, toplumun çizdiği güzellik algısından öte, “güzelliği” sıradanlıkta aramayan bir sanatçıdır. Eserlerinde kendi kültürünü ve hayatını da yansıtan Botero, günümüz güzellik anlayışını kendi sanat tarzıyla sorgulamakta, yeniden yorumlamaktadır. Abartılı formlar ve çarpıcı, canlı renkler ile yarattığı eserlerle dünyanın en ünlü yaşayan sanatçılarından biri olmayı başarmıştır. Botero’nun eserleri gibi sanatçı olmaya karar verme hikayesi de alışılmışın dışındadır.

BOTERO’NUN İLK YILLARI
1932 yılında Latin Amerika’da Kolombiya’nın Medellin kentinde dünyaya gelen Botero daha küçük bir çocukken babasını kaybetmiştir. Büyük Buhran’ın etkin olduğu o yıllarda, annesi tek başına 3 çocuğuna bakmak zorunda kalmıştır. Çocukluğu fakirlik ve özgürlük arasında geçen Botero, 12 yaşında dayısının ısrarlarıyla boğa güreşi okuluna kaydolmuştur.

Gerçek bir boğayla karşılaşana kadar matador olma hayaliyle büyüse de, boğayla göz göze geldiği an bu işin ona göre olmadığını anlamıştır. Boğa güreşini de adrenalin, boğanın ritmi ve matadorun hareketleriyle bir şiire benzeten Botero, yaşadığı farkındalıkla sanatın bir başka alanına yönlenmiştir. Çocukluğunda resimle, heykelle tanışma şansını yakalayamamış ve hatta gerçek bir sanat eserini 20’li yaşlarda görme fırsatını yakalamış olsa da kendini resimle çok güzel ifade etmeyi başarmıştır. Boğa ve matador figürleri çizmesiyle başlayan sanat yolculuğu, eserlerine kendinden bir parça katması ve alışılmışın dışında özgün imzasıyla bugünkü ününe kavuşmasını sağlamıştır.

SANATIN İLK YILLARI
Her hayat hikayesinin kendine göre zorlukları vardır. Fernando Botero da çocukluğundan beri ekonomik zorluklar yaşamaktadır. Sadece 16 yaşındayken yaşadığı Medellin kentinin en ünlü gazetelerinden biri olan “El Colomiona”’da illüstrasyonları yayınlanıyor. Oradan kazandığı parayla Madrid’e taşınıp sanat okumaya başlıyor. Sanat eğitimini İspanya’da San Fernando Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi’nde tamamlıyor. Her ne kadar eserleri çeşitli sergilerde sergilenen ödüllü bir ressamın para kazanamaması kulağa çılgınca gelse de başlarda İspanya’daki turistlerin istediği şekilde kopya resimler yaparak kazanıyor ve zamanla sanatıyla kendi hayatını geçindirmeyi başarıyor. 1969 yılında Almanya’da 5 müzede birden eserlerinin sergilenmesiyle sanat yolculuğunun önü açılıyor.

Abartmayı sevdiğini her fırsatta dile getiren Botero, resimlerini de kendisine göre abartarak çiziyor. İnsan figürleri dışında doğa ve manzara resimlerini de büyüterek, derinlik katarak hacimli resmediyor. 16 yaşından bu yana aynı tarzda çizmesi kendine özgü tarzının oluşmasında yardımcı oluyor. Eserlerinde 1974 yılında 4 yaşındayken kendi kullandığı arabayla trafik kazasında kaybettiği oğlu Pedro’nun imgesine ve boğa güreşi, matador, sirk, Latin Amerika yaşamı, ölü doğa temalarına da sıkça yer veriyor. Botero’ya göre abartılmış resimler insanları neşelendiriyor ve deforme ettiği abartılı eserleriyle hem düşündürmeyi hem de insana neşe vermeyi başarıyor.

BOTERO VE YENİDEN YORUMLADIĞI ESERLER
Fernando Botero’nun eserleri arasında kendi özgün tarzıyla ünlü sanat eserlerini yorumladığı resimler de bulunuyor. Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı ve Jan Van Eyck’ın Arnolfini’nin Evlenmesi bu eserlerden sadece birkaçı.


Eserlerinde kendini, eşini, hayatını, kültürünü ve kendisini etkileyen imgeleri resmeden Botero, derinlik katmayı başardığı abartılı resimleriyle 21. yüzyılın en özgün sanatçılarından biri olmayı başarıyor. Alışılmışın dışında, sıradanlıktan uzak özgün resimleriyle gönülleri fethediyor. Koleksiyon yaptığı eserleri bağışlayan ve Latin Amerika’da dünyanın en önemli müzelerinden bir tanesi olan Botero Müzesi’ni kuran Botero, günümüzde hala eserler vermeye devam ediyor.

Kaynaklar:

http://www.all-art.org/art_20th_century/botero1.html

https://artsandculture.google.com/story/10-things-you-should-know-about-fernando-botero/EQICKPamcRm3IA

https://www.britannica.com/biography/Fernando-Botero

https://www.hurriyet.com.tr/matador-olamadi-ama-dunyanin-en-unlu-ressami-oldu-14658278

https://tr.euronews.com/2015/07/24/fernando-botero-nun-unlu-eserlerinin-sirri-derinlik

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram