Barış Anneleri’nin avukatı Erdal Safalı’nın beyin ölümü gerçekleşti

Barış Anneleriyle beraber savcılık ifadesine giden ve dönüşteki trafik kazasında ağır yaralanan avukat Erdal Sayalı'nın beyin ölümü gerçekleşti. İkisi Barış Annesi üç kişinin yaşamını yitirdiği kazada ağır yaralanan Av. Erdal Safalı'nın hastane hastane dolaştırılması tepkilere neden olmuştu. Kazada ise Adalet Safalı, Perişan Akçelik ve Akçelik'in oğlu Cihan Akçelik vefat etmişti.

KRONOS 14 Kasım 2023 GÜNDEM

22 Ağustos 2023’te Barış Anneleri Adalet Safalı ve Perişan Akçelik ile Akçelik’in oğlu Cihan Akçelik ile birlikte savcılık ifadesi için Yüksekova’dan Hakkari’ye giden ve dönüş yolunda trafik kazasında ağır yaralanan avukat Erdal Safalı’nın beyin ölümü gerçekleşti.

AĞIR YARALI AVUKAT 300 KM DOLAŞTIRILDI
İkisi Barış Annesi, üç kişinin öldüğü trafik kazasında vücudunda çok sayıda ağır kırık oluşan ve beyin kanaması geçiren Safalı, ambulansla yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldırılmış, birkaç saat sonra buradan yaklaşık 78 kilometre uzaklıktaki Hakkari Devlet Hastanesi’ne götürülerek yoğun bakım ünitesine alınmıştı.

Buradaki tedavisi birkaç saat süren Safalı, gece saatlerinde ise yaklaşık 210 kilometre uzaklıkta bulunan Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilmişti.

NE OLMUŞTU?
Hakkari ve ilçelerinde 15 Ağustos’ta polislerce yapılan ev baskınlarında aralarında Barış Anneleri’nin de bulunduğu 23 kişi gözaltına alınmıştı. 13 kişi, emniyette ifadelerinin alınması ardından, 10 kişi savcılık ifadelerinden sonra adli kontrol şartıyla sevk edildikleri mahkeme tarafından “adli kontrol” ve “yurtdışı yasağı” kararıyla serbest bırakılmıştı.


Emniyetten serbest bırakılan Barış Anneleri Adalet Safalı ve Perişan Akçelik, Akçelik’in oğlu Cihan Akçelik ve avukat Erdal Safalı ile birlikte savcılık ifadesi için dün Yüksekova’dan Hakkari’ye gitmişti.

Dönüş yolunda kaza yapan araçtaki Adalet Safalı, Perişan Akçelik ile oğlu Cihan Akçelik vefat etmiş Avukat Erdal Safalı ise ağır yaralanmıştı.

BARIŞ ANNELERİ KİMMDİR?
Barış Anneleri, Kürt sorununun barışçıl çözümü için 1996’da bir araya geldi, 1999’da beyaz başörtüleri ve gülleriyle Ankara’ya yürüyüşleri ses getiren eylemlerinden oldu.

2005’te Barış Anneleri’nden Müyesser Güneş “Barış İçin 1000 Kadın” eylemi kapsamında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmişti.

BARIŞ ANNELERİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Türkiye’de farklı politik ve tarihsel bağlamlarda annelik kimliği etrafında örülen örgütlenmeleri görmek mümkün. Bu tabii Türkiye’ye özgü bir durum değil. Dünyada da kadınların kamusal alanda birtakım taleplerini annelik kimliği üzerinden dile getirdiklerini biliyoruz. Bu örgütlenmelerin bir çoğu kendilerini annelikle ilişkilendirilen sevgi, şefkat ve sorumluluk gibi özelliklerle tanımlıyorlar. Türkiye’de bunun bilinen en yaygın örnekleri Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri. Tabii bir de anaakım medya ve devlet yetkilileri tarafından onların karşılarına çıkarılan ama kamusal varlığını onlar kadar kararlı birşekilde sürdürmeyen Cuma Anneleri ve Şehit Anneleri var.

Cumartesi Anneleri ile Barış Anneleri sık sık birbirleriyle karıştırılır. Fakat birbirlerinin eylemlerine destek verseler de bu iki örgütlenme farklı özneler tarafından farklı ihtiyaçlar gereği kurulmuştur. Cumartesi Anneleri Arjantin’deki cunta yönetimi tarafından öldürülen çocuklarının hesabını sormak için Plaza del Mayo meydanında toplanan annelerden esinlenmiştir. Plaza del Mayo anneleri gibi gözaltında kaybolan ve “faili meçhul” siyasi cinayetlerle ortadan kaldırılan çocukları için 1995’ten bu yana her Cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemleri düzenlemektedirler. Cumartesi Anneleri çıktıkları dönemde oldukça ses getirmişlerdi. Hatta medya onların hareketlerinin meşruiyetini ortadan kaldırmak için “Cuma Anneleri”ni ortaya atmıştı. Mübarek Cuma gününde şehit çocuklarının mezarı başında ağlayan anne fotoğrafları Cumartesi Anneleri ile yan yana koyuluyor annelerin samimiyetleri çocuklarının siyasetleri üzerinden sorgulanıyordu.

Barış Anneleri’nin misyonu ise Cumartesi Anneleri’nden daha farklıdır. Onlar Türkiye’de savaşı bitirmek için yola çıkmışlardır. 1996’da kurulan inisiyatif ulusal ve uluslararası arenada barış taleplerine meşruiyet kazandırmayı hedeflemiştir. En çok ses getiren eylemlerinden biri 1999’da örgütledikleri Ankara ziyaretiydi. 40 kadın Diyarbakır’dan Ankara’ya “Geride kalanlar aşkına”, “Biz anayız barıştan yanayız” sloganlarıyla gittiler. Fakat Ankara’ya girişleri polis tarafından engellendi.

Yine 2004’te Istanbul, Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa, Kızıltepe, Siirt, Nusaybin ve Gaziantep’ten gelen 120 kadın o dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile görüşmek istedi. Başlarında her zamanki gibi beyaz başörtü, ellerinde beyaz güller vardı. Hilmi Özkök ile görüşemeseler de bu ziyaret kamuoyundaki görünürlüklerini hatırı sayılır birşekilde arttırdı. Newroz’lara ve 8 Mart’lara katıldılar. Ayrıca yurtdışındaki kadın gruplarıyla ve siyasilerle bağlantılar kurdular. 2002’de Avrupa Parlamentosu tarafından davet edildiler.

Tüm bu kamusal varoluşlar kolay olmadı. Mesela bu dönemlerde anne olmaları ya da kadın olmaları polis şiddetini engellemedi. 2005’te Barış Anneleri’nden Müyesser Güneş’in “Barış İçin 1000 Kadın” eylemi kapsamında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesi ise Türkiye’de inisiyatifin görünürlüğü ve meşruiyetini arttıran bir gelişme olmuştu.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram