Atilla Kart: Öztrak gibi hükümet komiserlerinin değişmesi gerekiyor

CHP eski milletvekili Atilla Kart, Sezgin Tanrıkulu'yla ilişkili açıklamalar sebebiyle partisi CHP'yi eleştirdi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak için 'hükümet komiseri' tanımı yapan Kart, "Altılı Masa'da HDP de olmalıydı" açıklamasında bulundu.

KRONOS 13 Eylül 2023 GÜNDEM

Türkiye Büyük Millet Meclisi 22., 23. ve 24. dönem Cumhuriyet Halk Partisi Konya milletvekili Atilla Kart, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun TSK ile ilgili açıklamalarının ardından başlayan tartışmalar konusunda CHP’yi eleştirdi. Kart, parti sözcüsü Faik Öztrak’ı, “hükümet komiseri” gibi davranmakla suçladı.

Tanrıkulu bir televizyon kanalında TSK hakkında söylediği sözler nedeniyle hedef gösterilmişti. CHP Sözcüsü Öztrak, “Milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri’ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez” demiş, Kemal Kılıçdaroğlu da “TSK bizim göz bebeğimizdir” sözleriyle Öztrak’ın açıklamalarına destek vermişti.

“EDİLGEN BÜROKRAT TAVIR”
Ancak tüm CHP’liler böyle düşünmüyor. Eski CHP milletvekili Atilla Kart, CHP yönetiminin tutumunu Artı Gerçek’e değerlendirdi. Atilla Kart’a göre Tanrıkulu’nun sözlerinde hukuki olarak tartışılacak bir boyut bulunmuyor. Parti yönetiminin tutumunu eleştiren Kart, CHP’den gelen açıklamaları da “edilgen bürokrat tavır” diyerek eleştirdi:

“Sezgin Bey, “yargı kararlarını uygulayın diyor.” Madem ki biz Avrupa Konseyi, madem ki Anayasa’nın 90. maddesini kabul etmişiz, o sözleşmelerin gereğini yapın. Demokrasi, temel hak ve özgürlüklere sahici bir şekilde sahip çıkalım. Göstermelik değil, kararlılıkla sahip çıkalım. Maalesef CHP yönetiminde edilgen bürokrat tavır hakim. Ayrıca Faik Öztrak gibi hükümet komiserleri, Toprakgiller ve türevleri bulunduğu için, 16 Nisan’ın bir nolu fail ve türevleri egemen olduğu için CHP bu durumda. Bu yapının değişmesi gerekiyor.”

Sezgin Tanrıkulu’nun TSK’ye yönelik sözlerinde AİHM kararını örnek göstermesini hatırlatan Kart, Konya’da yedi kişinin öldüğü ırkçı saldırı üzerinden de örnek vererek hukuk vurgusu yaptı:

“KAÇINILMAZ OLARAK KURUMSAL SORUMLULUK DOĞAR”
“TSK bünyesindeki bir kısım odakların yol açtığı insan hakkı ihlalleri, bunlar birer vaka. Konya Meram katliamında da ısrarla bunu anlatıyorum. Silahlı Kuvvetler ya da bir başka anayasal kurum bünyesinde o kamu yetkisini, devlet yetkisini kötüye kullanan odaklar hep olmuştur. Ceza hukukundaki anlamda; suistimal yapanlar, görev ve yetkiyi kötüye kullananlar var. Sorun şu; ortaya çıkan bulgulara yapılan ihbarlara rağmen, yapılan suç duyurularına rağmen o failler o azmettirenler ortaya çıkarılmıyorsa, o zaman kaçınılmaz olarak kurumsal sorumluluk doğar. Konya Meram olayında ısrarla bunu anlatıyoruz. Emniyet iki dakikalık ses kaydını yok ediyor. Tetikçi katile gözcülük yapanlar var. O zaman emniyeti zan altında bırakıyorsun, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı zan altında bırakıyorsun. Pek çok kritik olayda, Hrant Dink, Hablemitoğlu… Bunun pek çok örneği var. Türkiye demokrasiyi, hukuk devletini esas alan bir yapılanmayı gerçekleştirmedikten sonra bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz. AKP Türkiye’nin bu konuda öyle veya böyle aldığı mesafeyi de yok etti. Devletin anayasal kurumları giderek ve bütünüyle niteliğini kaybetti.”

“TÜRKİYE EŞİT YURTTAŞLIĞI KONUŞMALI”
CHP’li Kart’a göre, Tanrıkulu’nun sözleri üzerinden yürütülen tartışma, ülkenin içinde bulunduğu siyasal düzlemden bağımsız değil. Atilla kart, CHP’nin ana dili ve eşit kimlik konuları başta olmak üzere “eşit yurttaşlık” temelinde politika yürütmesi gerektiğini vurguladı:

“Bu dönemin en büyük mağduriyetini de kabul etmek gerekir ki güneydoğudaki vatandaşlarımız yaşadı, yaşıyorlar. Türkiye eşit yurttaşlığı konuşmalı. CHP bunları korkmadan, içini doldurarak anlatmalı. Öncelikle anadilinden, eşit kimlikten ve kültürel haklardan başlanmalı. Bunları bir bütün olarak konuşmamız gerekiyor. Türkiye bunları başaramadı, AKP ile birlikte bunlar daha da tırmandı. Sezgin Bey ile ilgili de parti sözcüsünün o konuşmasını kınıyorum. Parti sözcüsü maalesef hükümet komiseri olmanın gereğini yapıyor.”

CHP’nin yürüttüğü siyaseti eleştiren Kart, kararlı bir şekilde demokrasinin ve özgürlüklerin arkasında durulmamasının ilkesel bir sorun yarattığını, bu durumun da CHP’nin inandırıcılığını azalttığını anlattı. Kart, demokrasinin kararlı bir biçimde savunulmadığına dair eleştirini de Altılı Masa’da demokratik ilkelere sahip diğer partilerin ve HDP’nin masada olması gerektiğini söyleyerek açıkladı.


Atilla Kart, partisinin hak temelli politikalara yoğunlaşması gerektiğini belirtti. 14 Mayıs seçimleri öncesinde yürütülen kampanyayı da hatırlattı ve “HDP de Altılı Masa’da olmalıydı” dedi:

“ALTILI MASA’DA HDP DE OLMALIYDI”
“CHP demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere kararlı bir biçimde sahip çıkmadığı içindir ki, bugün bu ikilemler yaşanıyor, bu gelgitler yaşanıyor. Kemal bey döneminde maalesef 2010 ile 2019 kayıp yıllardır. Hem Türkiye için hem CHP için. 2019’dan sonra daha etkili bir siyaset yapıldı. Altılı Masa’yı doğru buluyorum ama doğru yönetilemedi. Demokrasi masası denmeliydi. O masada HDP de olmalıydı. Siz kararlı davranırsanız, siz etkili davranırsanız söylenecek olan belli. Demokrasi, temel hak ve özgürlükler. Buna sahip çıkan kim varsa gelsin. Ancak CHP yönetimi, Kemal Bey başta olmak üzere edilgen bürokrat siyaseti sürdürülüyor. 16 Nisan’da 2 buçuk milyon oyumuz çalındı bizim. Parti genel merkezinden YSK’ya yürüyemiyorsun, geriye çekiliyorsun. 2 ay sonra Ankara’dan İstanbul’a yürüyorsun. İnandırıcı olmuyorsun o zaman.”

Seçimler sonrasında CHP içerisinde başlayan ‘değişim’ tartışmaları… Süreç sonunda CHP içerisinden nasıl bir siyaset anlayışının çıkacağı henüz belli değilken, Atilla Kart “eşit yurttaşlık ve demokratik cumhuriyet talebinin değişim tartışmaları içinde ne kadar yer bulduğunu” sorusuna şu yanıtı verdi:

“DEĞİŞİMİN İÇİNİ DOLDURMAK GEREKİYOR”
“Dramatik olan şu; değişim iddiası ile ortaya çıkanlar, genel merkez yönetiminde 9-10 yıldır etkili olan kişiler, isim vererek söylüyorum Sayın İmamoğlu ve ekibine mensup olan kişiler Sezgin Tanrıkulu konuda bir değerlendirme yaptılar mı? Bu değişimi nasıl yapacağız? Cesaretle demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin siyaseti yapılmalı. Ancak bunun dile bile getirilmediğini görüyoruz. Değişimin içeriği önemli. Nasıl yönetileceği önemli. Bu noktada güven vermek önemli. Değişimin içini doldurmak gerekiyor. Değişim iddiasında olanlar bunu sözde, sloganda bırakıyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum. Değişimin içini demokrasi ile eşit yurttaş hukuku ile dolduracaksın.”

‘BİR ZAHMET DEĞERLENDİRME YAPSINLAR’
Bunu değişim tartışmalarında öne çıkan isimlere bir çağrı olarak mı söylüyorsunuz? sorusuna ise Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’in öncülüğünü yürüttüğü CHP’deki değişim yanlısı gruba seslenerek cevap verdi: “Ağızlarını lütfedip açmadılar. Bir zahmet değerlendirme yapsınlar.”

NE OLMUŞTU?
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TV100’de yayınlanan bir programa telefonla bağlanarak “TSK’nın yaptığı her şey, eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız. TSK değil mi 12 Eylül’de darbe yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan, köyleri yakan… Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen… Biz eleştirel yaklaşırız. Soru sorarız, doğru olup olmadığını sorarız, TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız. 40 yılda her şeyi doğru yapsaydı Türkiye bu durumda olmazdı. AİHM kararı orada, 15 tane köylü, kim attı? Bu kadar köyü yaktı? Daha yeni Roboski Uludere oldu… Sizler de eleştirel yaklaşamadığınız için Türkiye bu noktaya geldi” ifadelerini kullanmıştı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram