Ankara Barosu Emniyet genelgesinin iptali için dava açtı

Ankara Barosu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün toplumsal olaylarda ses ve görüntü alınmasını engelleyen genelgesine yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay'a dava açtı.

KRONOS 03 Mayıs 2021 GÜNDEM

Ankara Barosu

Ankara Barosu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün toplumsal olaylarda ses ve görüntü alınmasını engelleyen genelgesine yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle dava açtı.

Dava dilekçesinde, Emniyet’in “yetki aşımı yaptığı” ve genelgenin de “belirlilik içermediği, öngörülebilir olmadığı” kaydedilerek, yurttaşların “delil oluşturmak için” görüntü almasının “hukuki olduğuna” dikkat çekildi.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM) yayımladığı genelge ile toplumsal olaylarda cep telefonuyla ses ve görüntü almak yasaklandı. Yasak, “özel hayatın gizliliği ve kişisel veri ihlali” ile gerekçelendirildi.

Ankara Barosu, Emniyet’in genelgesinin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay 10. Daire’de dava açtı.

Ankara Barosu Başkanlığı vekili Mehtap Aykaç’ın hazırladığı dava dilekçesinde, demokratik hukuk devletinde “yetki ile donatılmış olan kolluk görevinin aynı zamanda şeffaf ve hesap verebilir olmasının son derece önemli olduğuna” dikkat çekilerek; “Bir kamu hizmeti sunan ve bu anlamda kamu düzenini korumak ve sağlamak maksadıyla çeşitli yetkilerle donatılmış olan ve üstelik bu yetkilerle temel hak ve özgürlüklere kolayca müdahale etme imkânı olan kolluk personelinin de denetlenebilir olması gerekir” denildi.


“GENELGE YETKİ AŞIMI”

EGM’nin “yetki aşımı” yaptığına dikkat çekilerek, “İdari kolluğun böyle bir ‘toplum mühendisliği’ görevi yoktur. Bu nedenle Emniyet Müdürlüğü genelgesi, bir yetki aşımıdır. Kolluk yetkisinin kötüye kullanılmasıdır” denildi.

“ÖNGÖRÜLEBİLİR DEĞİL”

Aytaç, dilekçesinde; “Dava konusu işlem, muhtevası itibariyle düzenleyici işlem olmasına rağmen, form olarak düzenleyici işlem gereklerini karşılamamaktadır. Uygulaması, sınırları, tanımlar gibi kategori ve ölçütlerden yoksun, öngörülebilirlik ve belirlilik ilkelerinden uzaktır” değerlendirmesini yaptı.

“YURTTAŞIN DELİLLENDİRMESİ KORUMA ALTINDA”

Yurttaşların toplumsal olaylara ilişkin görüntü çekebileceği ve bunların delil olarak kullanılabileceğinin belirtildiği dilekçede, “Öncelikle her bir yurttaş, üstelik de kamusal bir alanda gerçekleşen bir olayı, suç şüphesiyle delillendirmek ihtiyacı hissedebilir. Bu, toplum halinde yaşamanın ve dayanışmanın doğal bir sonucudur. Özellikle kendisine ya da yakınındakilere yönelmiş bir suç eyleminin delillendirilmesi ise zaten hukuken korunma altındadır” denildi.

“HABERLEŞME HAKKI VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TEHLİKEYE GİRMEKTEDİR”

Dilekçede, “Dava konusu idari işlem, basın ve haberleşme hak ve hürriyetini de gözetmemiş ve buna ilişkin istisna tarif ya da düzenleme ihtiva etmemiştir. Bu haliyle kamuya açık alandaki, kamuyu ilgilendirdiğini düşünen toplumsal olaylarda gerek yurttaşın haberleşme hakkı gerekse basın emekçilerinin basın özgürlüğü tehlikeye girmektedir.”denildi.

Dilekçede, 1 Mayıs’ta Ankara’da, kolluk güçlerinin, muhabirlerin elindeki cep telefonlarını alarak görüntü almalarını engelledikleri ve dayanak olarak da genelgeyi gösterdikleri de hatırlatıldı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com