Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretinin, ABD-Türkiye ikili ilişkileri dışında, en fazla öne çıkan unsurlarından biri de ‘yandaş medya’nın tutumuydu.
ABD Başkanı Donald Trump’ın da Pelikan grubunun başını çekenlerden Hilal Kaplan’a yönelik, “Gazeteci olduğunuza emin misiniz, sorduğunuz soruya bakılırsa, Türkiye devleti için çalışıyor olmayasınız” iğnelemesinin ardından, ABD medyası, AKP yanlısı medyanın, Trump-Erdoğan görüşmesini veriş biçimini eleştirdi.
The Hill’de Laura Kelly imzasıyla yayımlanan haberde, Türk medyasının – yandaş – Beyaz Saray’daki görüşmeyi Erdoğan’ın Trump’a karşı zaferi gibi paketleyip sunduğuna dikkat çekildi.
Haberde şu detaylara yer verildi:
“Türk medyası, Trump’ın Erdoğan’a yazdığı ve dillere düşen (aptal olma, sert adam olma, kimi sorunlarını çözmek için çok uğraştım diye yazdığı mektup) mektubu Trump’a iade ettiğini söylediği anda, Trump’ın ‘hiçbir tepki göstermemesi’ni, Trump’a karşı açık bir zafer olarak nitelendirdi.
AKP yanlısı Sabah daily’deki bir haberde, uluslararası medyanın Erdoğan’ın ‘skandal’ mektubu Trump’a iade ettiği ve Amerikan başkanının ‘sessiz’ kaldığı yazıyordu.
Erdoğan, basın toplantısında Trump’a yönelik eleştiriler konusunda dikkatliydi ancak Kongre’yi kendisini eleştirenlere saldırmak için bir platform olarak kullandı.
Hürriyet Daily News’da yer alan bir haberde, Erdoğan’ın Lindsey Graham’la ilgili, ‘Ben kendisine gerekenleri söyledim. Bugün dersini aldı’ ifadeleri kullanıldı.
Graham, Trump ile Erdoğan görüşmesine davet edilen beş senatörden biriydi. Graham, Erdoğan’ın, ABD’nin müttefiki Kürtlerin terörist olduğu iddialarını geri püskürttü.
Erdoğan basın toplantısında, Trump tarafından 9 Ekim’de yazılan mektubu Beyaz Saray’a iade etmek üzere getirdiğini söylemişti.
