1976'dan beri faaliyet gösteren Oskar Holding, kriz ve enflasyon gerekçesiyle konkordato ilan etti.
Oskar Holding, kriz ve enflasyon gerekçesiyle konkordato ilan etti. Akkuyu Nükleer Santrali ile TEİAŞ’a iş yapan Oskar Holding 2 milyar lirayı aşkın borcuyla konkordato ilan etti.
Şirket bu duruma düşmesinde ekonomik krizi gerekçe gösterdi. Holding sahibi Osman Karagöz kendisi ve 4 şirketi için Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvuru yaptı.
Akkuyu Nükleer Santrali ile Enerji Bakanlığı’na bağlı Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin (TEİAŞ) elektrik iletim hatları başta olmak üzere çok sayıda kamu ve özel şirkete iş yapan Oskar Holding’in 4 şirketi ile holdingin sahibi Osman Karagöz, işlerini yürütemez hale gelince konkordato (iflas anlaşması) ilan etmek zorunda kaldı.
Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre, 641 farklı şirket ve kişiye 2 milyar lirayı aşkın borcu olan holding, konkordato gerekçesini kamudan alacaklarını tahsil edememesi, ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve banka kredilerinin son dönemde kısılmasına bağladı.
3 AYLIK KONKORDATO
1976 yılından bu yana faaliyetini sürdüren Oskar Holding’in bünyesinde konkordato ilan eden Anadolu Elektrik, Oskar Elektrik, Oskar Enerji ve Oskar Led dışında konkordatoya tabi tutulmayan Oskar GYO, Oskar Kablo Sistemleri ve Azerbaycan’da kurulan Anadolu Elektrik Bakü şirketi bulunuyor.
Holding sahibi Osman Karagöz kendisi ve 4 şirketi için 31 Ekim 2023’te konkordato talebiyle Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvuru yaptı.
Mahkeme, 13 Aralık 2023’te 4 şirket ve Osman Karagöz için 3 aylık geçici konkordato ilan etti. Karar kapsamında kamu kurumları dahil hiçbir alacaklı 4 şirket ve Karagöz hakkında 3 ay boyunca alacak takibi yapamayacak. Daha önce başlamış olan alacak takipleri durdurulacak, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanamayacak.
Oskar Holding, konkordato için mahkemeye verdiği başvuru dilekçesinde Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu sıkıntıları bütün açıklığıyla gözler önüne serdi. Dilekçede, “Şirketimiz, ülkemizde yaşanan ağır enflasyonist ortam, hak ediş tahsilatlarında yaşanan gecikmeler, nihayetinde girdi maliyetleri, banka kredi temininde yaşanan zorluklar ile aynı zamanda özellikle kısa vadeli banka kredi borçları ile ticari alacaklarının tahsilatındaki gecikmeler nedeniyle ödeme güçlüğü içerisine düşmüştür” denildi.
