Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 30 yıldır tutuklu olan Fahrettin Şahin, 16 Nisan’da şartlı tahliye olması gerekirken Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun “iyi halli olmadığı” şeklindeki kararı nedeniyle tahliye edilmedi.
Siyasi tutuklu Fahrettin Şahin 30 yıldır cezaevinde
Bolu Cezaevi’nde tutuklu bulunan Fahrettin Şahin’in şartlı tahliye hakkı, 30 yıllık tutukluluğun ardından İnfaz Yasası kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle engellendi.
Meclis’te kabul edilen ve 1 Ocak itibariyle yürürlüğe giren kamuoyunda “İnfaz Yasası” olarak bilinen “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”da yapılan değişiklik kapsamında “iyi hal durumunu” değerlendiren Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, Şahin’in şartlı tahliyeye uygun olmadığına karar verdi.
‘İYİ HAL SAYILABİLECEK İBARELERE RAĞMEN…’
Mezopotamya Ajansı’ndan Zemo Ağgöz’ün haberine göre kurul kararında, “iyi hal” sayılabilecek pek çok ibare yer almasına rağmen sonuç kısmında “iyi halli olmadığı” kararı verilmesi dikkat çekti. Şahin’in avukatı Özgür Erol, tahliye işlemleri için cezaevine gittikten sonra söz konusu karardan haberdar olduğunu söyledi:
‘BU DURUMU NASIL TANIMLAYABİLİRİZ?’
“Karar ne bana ne de Fahrettin Şahin’e bugüne dek tebliğ edilmemişti. Kurul bu kararı verirken de Şahin ile herhangi bir görüşme yapmamış. Kararda yer alan iddialar hakkında diyecekleri sorulmadan karar verilmiş. Kararı bugün benimle birlikte öğrendi. 30 yıl hapis yatmış bir insanın böylesi bir muameleye maruz bırakılmasını nasıl tanımlayabiliriz.”
‘ODA DEĞİŞİKLİĞİ İSTENDİĞİ İÇİN…’
“Bir insan oda değişikliği istediği için herhangi bir örgüt içinde etkin olduğu sonucuna siz nasıl varabilirsiniz. Bir diğeri siz bu sonuca hangi yetkiyle varıyorsunuz. Siz yargı kurumu musunuz? Herhangi bir yetkiniz yoksa, sizin bu konuda ne düşündüğünüzün ne önemi var.
’30 YIL HAPİS YATMIŞ BİR İNSAN’
30 yıl hapis yatmış bir insanın 6 ay daha hapis yatmasına neden olan böylesi bir karar almak olağanüstü ve keyfi bir karar. Böylesi bir kararın hukuki hiçbir karşılığı olmadığı gibi, vicdani ve etik açıdan da çok sorunlu bir karar. Buna ilişkin elbette her türlü itirazı yapacağız. Özellikle tedbir ve acil talepli başvurularla bu sürecin takipçisi olacağız.”
