Yitirilmiş hayatlar: Holokost

Uluslararası Holokost Anma Günü, II. Dünya Savaşı döneminde gerçekleşen Holokost katliamını uluslararası anma günüdür.

KRONOS 27 Ocak 2023 GÜNDEM

II.Dünya Savaşı sırasında Auschwitz ve Birkenau kamplarında çoğunluğu Yahudi bir milyondan fazla kişi katledilmişti.

Kapı şiddetle çalıyor. Kapı açıldığında içeri Nazi subayları giriyor. Nereye gidileceğini dahi söylemeden herkesi alıp götürüyor. Bir trene biniliyor. Tanıdığın hiç kimsenin nerede olduğunu bilmiyorsun. Çalıştırılmak için toplama kamplarına götürüldüğünü zannediyorsun. Kampın kapısında “çalışmak özgürlük getirir” yazıyor. Bir gün çalışıyorsun. Görevin küllerin kanallardan dışarı taşmasını engellemek. Sonrasında ise o küllerin, sevdiklerinin külleri olduğunu öğreniyorsun. Tarihin en büyük katliamlarından birisiyle karşılaşıyorsun. Geri dönebilenler ise yıllarca bu konuda konuşamıyor. Yaşananları anlatmak için doğru kelimeleri bulmak imkânsız. Ne acılar çekildiğini, hangi koşullarda yaşandığını görmeden anlamanız imkânsız diyor eski Auschwitz tutsağı Liliana Segre. Auschwitz’i ve kampa geldikleri gün yapılan dövmesini, hiçbir zaman peşimi bırakmayan bir anım diyerek tanımlıyor.

Almanya’da Naziler 1933 yılı ocak ayında iktidara geçti. Naziler, Almanların “üstün ırk” olduğuna inanıyorlardı. Irksal olarak saf bir devlet oluşturmak istiyorlardı. Nazilere göre; “aşağı” bir ırk olarak kabul edilen ve “dünyayı kontrol etmeyi planlayan” Yahudiler, Alman toplumuna karşı bir tehdit olarak görülüyordu. Dünyayı yönetmesi gereken asil Aryan ırkının (Ari ırk) önündeki en büyük engel Yahudilerdi ve bu engel ortadan kaldırılmalıydı.

Uluslararası Holokost Anma Günü, II. Dünya Savaşı döneminde gerçekleşen Holokost katliamını uluslararası anma günüdür. Gelecekteki soykırım çabalarını engellemek ve kurbanları yad etmek için 27 Ocak, bu elim olayı anma günü ilan edilmiştir. Nazi rejimi ve işbirlikçileri tarafından gerçekleştirilen kıyım; 6 milyon Yahudi, 9 milyon Sovyet sivil ve asker, 1.8 milyon Leh, 312.000 Sırp, 250.000 Roman ve daha birçok insanın hayatına mal olmuştur. Polonya Krakov’un 60 kilometre güneybatısındaki Auschwitz kampı ise bu katliamın en acımasız olan yerlerinden. Sadece Auschwitz’de neredeyse 2 milyona yakın insan öldürüldü.

Kamplarda uzun süre sağ kalma olasılığı çok düşüktü. İşçi olarak seçilenlerden çoğu yorgunluğa veya hastalığa yenik düştü. Koşullar o kadar çetindi ki, en güçlüler bile kamplarda birkaç aydan fazla dayanamadı. Çocuklardan bazıları, korkunç tıbbi deneylerde kullanılmak amacıyla özellikle gaz odalarına gönderilmediler.

Ünlü psikiyatr ve yazar Viktor Frankl da bu kampta kalanlardan. 1942 ve 1945 yılları arasında Auschwitz’de yaşamış. Babası, annesi, erkek kardeşi ve karısı bu kamplarda ölmüş ya da gaz odalarına gönderilmiş. “İnsanın Anlam Arayışı” adlı kitabında; her şeyini kaybeden, açlık, soğuk ve acımasızlıkla mücadele eden, sürekli ölümü bekleyen bir tutuklu olarak Dr. Frankl; nasıl yaşamı sürdürmeye değer bulabildiğini anlatıyor. Frankl, kitabın konusunu; zaten yeterince anlatılan (yine de yeterince inanılmayan) büyük dehşetler değil, yaşanan sayısız küçük acılar olarak ifade ediyor.

Kampa geldiğinde yalnızca iki yaşında olan Eva Umlauf ise ; “Kimin hayatta kaldığını görmek ve akrabalarını aramak için çılgınca bir arama yapıldı. Ama akrabalarımızdan hiçbiri hayatta değildi. Büyükannem, büyük büyükannem ve büyük büyükbabam, annemin üç kardeşi – hepsi ölmüştü.” ifadelerine yer veriyor.

Auschwitz toplama kampında hayatta kalmayı başarabilenler Sovyet birliklerince 27 Ocak 1945’de kurtarıldılar. Kitlesel ölüm organizatörü ise Adolf Eichmann’dı. Reich Ana Güvenlik Baş Dairesi (RSHA) olarak adlandırılan kuruluşun Yahudi işlerinden sorumlu yöneticisiydi Eichmann. 2. Dünya Savaşı’nın sonunda Arjantin’e kaçtı. Ancak İsrail gizli servisi, Mayıs 1960’da Eichmann’ın izini buldu ve onu İsrail’e kaçırdı. İsrail’de hâkim karşısına çıkarılan Eichmann, yargılama sonunda suçlu bulundu ve 1962’de idam edildi. (Arif Nazif Aydın)

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com