‘Lütfen tutuklu babamı bize canlı teslim edin’

TUBA DEMİR 24 Mayıs 2020 Genel

Silivri cezaevinde koronavirüs salgını ve bağlantılı ölümler gündemde ama tehlike sadece sadece Silivri ile sınırlı değil. Türkiye’nin hemen her yerinde ceza ve tutukevlerinde benzer riskler var. Denizli D Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan ihraç komiser Mahmut Murat Çoksoylu’nun oğlu Talha Çoksoylu burada yaşanan insan hakları ihlallerini, salgın riskini ve babasının gözaltı ve tutuklanma sürecinde neler yaşadıklarını Kronos’a anlattı.

Babasının 15 Temmuz’dan 10 gün sonra 26 Temmuz’da görevi başındayken silahına ve kimliğine el konularak gözaltına alındığını aktaran Talha Çoksoylu şunları söyledi.

BULMACALI KİTAPTAN DELİL ÜRETMEYE ÇALIŞTILAR

“Babam, 26 Temmuz’da gözaltına alındı ve evimizde detaylı bir arama başlatıldı. Arama sırasında bir kadın polis memuru elinde kitapla salona gelerek, bulduğu kitabın incelenmesi gerektiğini söyledi. Elindeki kitap kız kardeşimin okuduğu, içinde bulmacalardan oluşan şifrelerin yer aldığı ‘Paradokya’ isimli bir kitaptı. Her sayfadaki bulmacaları çözerek bir sonraki sayfaya geçiyorsunuz. Mesela 11. sayfayı anlayabilmek ve ipucunu bulabilmek için 10. sayfadaki şifreyi yani bulmacayı çözmek gerekiyor. Polis memuru kitaptaki şifrenin belki bir haberleşme ağı olabileceği iddia etti. Sonra şaşkınlıkla incelemeye başladılar. Şifreli bir kitap varsa içinde delil de olabilirdi onlara göre. Sürecin ne kadar trajikomik ilerlediğini düşünün.”

“TUTUKLAMAK İÇİN BAHANE ARIYORLARDI”

“27 Temmuz’da Sulh Ceza Hakimliği’inde hakim babama, ‘15 Temmuz gecesi neredeydin, belinde silahın var mıydı?’ diye sordu. Babam tebessüm ederek,  ‘Sayın hakim; ben bir simit satıcısı ya da ayakkabı boyacısı değilim. Ben polis amiriyim ve silahım tabii ki belimdeydi. Size şunu sormak istiyorum; silahım belimde dersem ne kadar ceza alırım, değildi dersem ne kadar ceza alırım?’ diye sordu. Ama hakim sadece sorduğum sorulara cevap ver diyerek babamı tersledi. Bizi dinlemiyordu bile. Tutuklamak için bahane arıyorlardı. Sonra babam tutuklanarak cezaevine gönderildi”

AVUKAT BİZİ 21 BİN TL DOLANDIRDI”

“Daha önce babamdan hiç ayrı kalmamıştık. Tutuklanmasının ardından ne yapacağımızı bilemez haldeydik. Hızlı bir şekilde avukat arayışına başladık.  Elimizde kalan ve bir kısmını da borç aldığımız paralarla avukat tuttuk.  Tabi avukatın bizi dolandıracağı hiç aklımıza gelmemişti.  21 bin lira dolandırıldık. Avukat hiçbir mahkemeye katılmadı, hiç savunma yapmadı, telefonlarımızı bile açmadı. Süreç bizim açımızdan dayanılmaz bir hale geldi. Denizli’den Kayseri’ye taşınmak zorunda kaldık. Akrabalarımız oradaydı. Ben yeni bir iş arayışına girdim. Kız kardeşim için yeni bir okul ayarladık.”

“ÖTEKİLEŞTİRİLDİK, DIŞLANDIK”

“Üç ayın sonunda kapalı görüşe gittik. Kayseri Denizli arası 750 km. 12-13 saat yol. Babamı 40 dakika görüp dönebilmek için bir günden fazla yol gidiyoruz. Babamın Kayseri’ye nakli için defalarca dilekçe yazdık ama olumlu bir yanıt alamadık. Amaçları bizim mağdur etmekti. Üzerimize atılmış bir terörist yaftası var. Toplumdan uzaklaştırılıp, ötekileştirildik. Sürekli görüştüğümüz insanlar kapımızı bile çalmadılar. Aramaya korkar oldular”

“OKUL BİRİNCİSİ OLAN KARDEŞİME PSİKOLOJİK BASKI YAPILDI”

Derslerinde çok başarılı olan kız kardeşim ayrımcılığa maruz kaldı. En iyi sınıfta olmasına rağmen okul müdürü ve sınıf öğretmeninin baskısı, diğer velilerin ‘onu sınıfta istemiyoruz’ tepkisi nedeniyle Büşra’yı alt sınıfa geçirdiler. Kardeşim bu olaydan çok etkilendi ve uzun süre kendisini toparlayamadı. Bu nedenle başka okula yazdırdık. Bir genç kız babası terörist olarak yaftalandığı için dışlanıyor.. Ama kız kardeşim hukukun, adaletin olmadığı bu ülkede, adalet mücadelesi verebilmek için hukuk okumak istiyor”

“BABAM 15 YILINI UYUŞTURUCUYLA MÜCADELEYE VERDİ”

“Bu süreçte şunu gördük, işini layıkıyla yapan insanlar terörist ilan edildi. Babamın KOM Daire Başkanlığı’ndan, İl Emniyet Müdürlüğü’nden üstün başarı ödülü plaketleri ve madalyaları vardı. Kendisini uyuşturucu ile mücadeleye adamış bir insan. Bir çocuk daha zehirlenmesin diye gecesini gündüzüne katıp kendi çocuklarından bile fedakarlık yapmış bir insan. 20 yıllık mesleki hayatının 15 yılını Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde geçirdi. Ama şu an bulunduğu yer cezaevi.”

“İDDİA VAR DELİL YOK”

“Babama yöneltilen suçlamalardan biri ByLock. Yalnız dört yıldır henüz bir içerik gelmedi. İddia var ama içerik yok. Ne arıyorlar, nasıl bir içerik arıyorlar bilmiyoruz. Dosya şu an Yargıtay’da. Neyi bekliyor, babamın ölmesini mi bekliyor? Covid-19 gibi bir salgın varken, işlemlerin daha hızlı ve adil ilerlemesi gerekirken süreç gittikçe zorlaşıyor” ifadelerini kullanıyor.

“AVUKATMIŞIM, OFİSİM VARMIŞ”

Benim de hiç gitmediğim Amerika’da burslu eğitim aldığımı iddia ettiler. “Avukatmışım, ofisim varmış”… Gözaltına alındığımda bana “ofisimin yerini” sordular. Avukat olmadığımı söyledim. ABD’de burslu okuduğumu söylediler ve bursu kimden aldığımı sordular. Zonguldak Atatürk Anadolu Lisesi mezunu olduğuma onları ikna etmeye çalıştım ama ikna olmak istemidiler. Oysa çok kolay bir şekilde bu bilgilere ulaşabilirler. İsterlerse okul müdürüyle görüşüp bu durumu öğrenebilirler, ya da e-devlet üzerinden bulabilirlerdi. 7 gün süren gözaltı sürem oldu. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldım. Babamın eskiden görev yeri KOM Şube’de inanılmaz psikolojik baskı gördüm. Sürekli bağırdılar, iteklediler, suçluymuşum gibi davrandılar. Ama biz suçlu değiliz, bu muameleler bizi yıldıramaz.”

“17 KİŞİLİK KOĞUŞTA 6 KİŞİ YERDE YATIYOR, BİRİ DE BABAM”

“Yetkililere sesleniyorum: Lütfen babamı bize canlı teslim edin. Mağdur edilmiş binlerce ailenin sesini duyun. Binlerce insan salgın döneminde tutuklu bulunmakta. Babamın kaldığı koğuşta 17 kişi bulunuyor. Bu koğuşta 6 kişi yerde yatmak zorunda kalıyor ve bunlardan biri de babam. Bizler bile dışarıda panik halinde iken onlar 17 kişi aynı tuvaleti, aynı banyoyu, aynı ortamı paylaşıyorlar. Virüs kapma olasılıkları yüzde yüz.”

.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram