DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, "Darbe teşebbüsü sonrası onbinlerce anne sudan sebeplerle cezaevinde yattı veya halen yatıyor. Evlatları ya anneleriyle cezaevinde ya da anne şefkatinden yoksun. Bu insanlar FETÖ'cü damgasıyla vebalı muamelesinden bile mahrum bırakıldı" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, sanatçı Gülşen’in maruz kaldığı hukuksuzluğun benzerinin 15 Temmuz sonrası binlerce annenin yaşadığını söyledi. Yeneroğlu, binlerce annenin sudan sebeplerle cezaevinde yatırıldığını ve yatmaya devam edenlerin olduğunu ifade etti.
Yeneroğlu, sosyal medya hesabından sanatçı Gülşen’in imam hatiplilerle ilgili açıklamalarından dolayı tutuklanmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
‘VEBALI MUAMELESİNDEN BİLE MAHRUM BIRAKILDILAR’
Yeneroğlu’nun paylaşımları söyle:
“Gülşen’in maruz kaldığı hukuksuzluk çok daha büyük çapta yıllardır yaşanıyor. Darbe teşebbüsü sonrası onbinlerce anne sudan sebeplerle cezaevinde yattı veya halen yatıyor. Evlatları ya anneleriyle cezaevinde ya da anne şefkatinden yoksun. Kamuoyu bu drama kayıtsız. Bu insanlar FETÖ’cü damgasıyla vebalı muamelesinden bile mahrum bırakıldı.
Bu insanlar FETÖ'cü damgasıyla vebalı muamelesinden bile mahrum bırakıldı.
Binlerce dosyada aynı acıyı gördüm. Terör örgütü üyeliği ile ilgili en ufak bir emare olmamasına rağmen aylarca tutuklu yargılanan anneler veya hüküm giymiş olarak yıllardır cezaevinde tutulanlar.
— Mustafa Yeneroğlu (@myeneroglu) August 29, 2022
Binlerce dosyada aynı acıyı gördüm. Terör örgütü üyeliği ile ilgili en ufak bir emare olmamasına rağmen aylarca tutuklu yargılanan anneler veya hüküm giymiş olarak yıllardır cezaevinde tutulanlar.
Bir kesim benim iktidarım yapıyor, onlar da şu gruba mensup olmasaydı diye destekliyor, diğer kesim de ideolojik karşıtlıktan susuyor.Mesela Gülşen’e verilen haklı kamuoyu desteği birçok benzer olayda görülmüyor.
‘NÖBETLEŞE ZORBALIK DEVAM EDECEĞİ İNANCI MEVCUT’
Ötekinin hakkını kendi hakkımız gibi savunmakta zorlanıyoruz. Bu sebeple başkaları da iktidarda olsa nöbetleşe zorbalık devam edecek inancı mevcut iktidarın ömrünü uzatıyor. Toplumun bu bölünmüşlüğü ve ötekinin hakkına kayıtsızlık iktidarın hukuksuzlukları sürdürülebilmesinin önemli bir nedeni. Hep birlikte herkesin dönem dönem maruz kalabildiği zulme karşı çıkıp herkes için adaletli bir düzeni savunmadığımız sürece bu kısır döngü devam edecek.
‘İNSANLAR BİRBİRLERİNE GÜVEN DUYMUYOR’
Bu kısır döngü güvenin ve adalet bilincinin zayıf olmasından da kaynaklanıyor. İnsanlar ve mensup oldukları siyasi akımlar birbirlerine yabancı ve birbirlerine güven duymuyorlar. Güven olmayınca da eşitlerin ortak toplum düzeni sağlanamıyor. Maalesef devlet sadece bizim olsun iddiası veya başkalarına ideolojik tahakküm hevesi hiçbir kesimde aşılmış değil. Örneğin insanların fikrinden dolayı cezaevine mahkum edilebileceği düşüncesi her kesimde yaygın; tahrik edici karşıt fikir olması yeterli.
Suçun şahsiliği ilkesi yok sayılıyor; ideolojik cezalandırmanın çağdışı olduğu bilinci zayıf. Acı gerçeklerimizle yüzleştikce iyileşeceğiz.”
