Yargıtay’ın AYM kararına tepki yağıyor: Bu açıkça darbedir, kalkışmadır

Yargıtay 3. Ceza Dairesi daha önce benzeri olmayan bir ilke imza attı. Can Atalay hakkında ihlal kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Karara, sosyal medya üzerinden tepki yağdı.

KRONOS 08 Kasım 2023 GÜNDEM

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki ihlal kararına uyulmamasına hükmeden Yargıtay, Atalay’ın vekilliğinin de düşürülmesini istiyor. TİP lideri Erkan baş, karara “Bir kez daha paralel yargı ortaya çıktı” sözleriyle tepki gösterdi.

Can Atalay’ın daha önceden mahkumiyet kararını onayan daire önceki kararının doğru olduğunu öne sürerek AYM’nin ihlal kararına uyulmamasına hükmetti. Atalay’ın milletvekilliğinin de düşürülmesi için TBMM’ye bildirimde bulundu. Yargıtay’ın bu kararına ilk tepki Türkiye İşçi Partisi Lideri Erkan Baştan geldi.

ERKAN BAŞ: PARALEL YARGI ORTAYA ÇIKTI
Erkan Baş, karara tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

“Can yoldaşımızı özgürlüğe kavuşturacağız. Can Atalay’ın özgürlüğü için verdiğimiz mücadeleyi Hatay halkının hakkını alma, yurttaşın seçme ve seçilme hakkını güvence altına alma mücadelesi olarak görüyoruz.

Türkiye’de bir kez daha bir paralel yargı ortaya çıktı. Bir rezillikle karşı karşıyayız. Savcı dün verdiği mütalaada Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndan bir dayanak bulamamış olacak ki, İngiltere’nin, Amerika’nın yasalarından bahsediyor!”

Yargıtay kararına sosyal medya üzerinden tepki yağdı:

İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Anayasa Mahkemesi bugün itibariyle fiilen ‘kapatılmıştır’ !!” ifadelerini kullandı.


“FIKRA DEĞİL GERÇEK”
Akademisyen Yaman Akdeniz kararın “Fıkra değil gerçek” olduğunu belirterek konuya ilişkin açıklamada bulundu. Akdeniz, “Yargıtay 3. Dairesi, Can Atalay kararını uygulamamış. Üstüne kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Yargıtay 3. Dairesi, Anayasa Mahkemesinin Anayasayı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını iddia etmiş!” ifadelerini kullandı.

“YARGITAY, ARTIK BURJUVA HUKUKUN ZERRESİNİN DAHİ İKTİDARIN SİYASİ HASIMLARINA UYGULANMAYACAĞINI BİR KEZ DAHA İLAN ETMİŞTİR”
Çağdaş Hukukçular Derneği’nin resmi sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, artık burjuva hukukun zerresinin dahi iktidarın siyasi hasımlarına uygulanmayacağını bir kez daha ilan etmiştir” denildi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da Yargıtay’ın kararını ‘darbe’ olarak nitelendirdi. Paylaşımı şu şekilde:

“Bunun adı darbedir.

Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, üstüne hak ihlali kararı veren üyeler hakkında suç duyurusunda bulunmasının başka izahı olamaz.

Bu karar demokrasiye ve hukuk devletine darbedir, asla kabul edilemez.”

Karara en ciddi eleştirilerden biri de ana muhalefetten geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel şu paylaşımı yaptı:

“Bugün saat 21.00’de Grubumuzu yargıdaki son gelişmeler üzerine olağanüstü kapalı toplantıya çağırdım.

Yaşanan gelişmeler hafife alınamaz, görmezden gelinemez.

Bu, anayasayı ihlal suçunun ötesinde anayasal düzene karşı kalkışma girişimidir. Derhal bastırılmalıdır.”

Ulusal Parti Genel Başkanı Gökçe Fırat’ın paylaşımı ise şu şekilde:

“Hukuksuzluğun Everestine çıkmayı başardılar…
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay davasında hak ihlali oyu veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
AYM’yi kapatmadan ortadan kaldırmış oldular.”

Vaktiyle AKP saflarında siyaset yapan gazeteci Şamil Tayyar’ın paylaşımı ise son derece sert:

“AYM’nin kararını eleştirmek/yanlış bulmak ayrı, karara uymamak ayrıdır.

Eleştirebilir, yanlış bulabilirsiniz ama uymamazlık edemezsiniz. Anayasa hükmü açık, karar bağlayıcıdır.

Yargıtay 3.Ceza Dairesi’nin AYM kararına ‘uymama’ iradesi, hukuki değildir.

Kaldı ki AYM’nin benzer mahiyetteki Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven hakkındaki ‘hak ihlali’ kararına uyulmuştu.

AYM üyeleri hakkındaki suç duyurusu ise garabettir.

Yargı eliyle hortlatılan bu tür hukuk dışı uygulamalar askeri vesayet dönemini hatırlatıyor, çok üzücü..”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit ÖZdağ ise kararı ‘devlet krizi’ olarak yorumladı:

“Türkiye bir DEVLET KRİZİ yaşamaktadır: Yargıtay 3.Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin Şerafettin Can ATALAY hakkında aldığı karar ile Anayasayı ihlal ettiğini iddia ederek Yüksek Mahkeme’nin ihlal kararı veren üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Aynı Daire, Anayasa Mahkemesi kararını yok sayarak, ATALAY’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kendi kararını, uygulanmak üzere T.B.M.M.’ne göndermiştir. İlk olarak; her Türk vatandaşı, temel hak ve özgürlükler ile adil yargılanma ilkesinin ihlali gibi konularda, Anayasa Mahkemesi’ne ‘Bireysel Başvuru Hakkı’na sahiptir. Anayasamızın 153. Maddesinin son fıkrasına göre, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Bu bakımdan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, Ağır Ceza Mahkemesi’ne kendi kararını göndermesi açık bir Anayasa ihlalidir. İlave olarak; sadece ihlal kararı veren Yüksek Mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması hukukun genel ilkeleri ve hakimlik teminatına aykırıdır. Bu haliyle anılan suç duyurusu tamamen hukuk dışıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı işleme koymadan derhal iade etmelidir. Aksi halde hak arama özgürlüğü kapsamındaki her ihlal kararı hakkında suç duyurusu yolu açılmış olacaktır. Sonuç olarak; 3. Ceza Dairesi yapmış olduğu suç duyurusu ile Anayasa Mahkemesi’ni tanımamış, Şerafettin Can ATALAY’ın hak arama özgürlüğü kapsamındaki adil yargılanma hakkını ihlal etmiş ve böylece kendilerine tevdii edilmiş yargı yetkisini Anayasa ve hukukun temel ilkelerine aykırı kullanmışlardır. Ortada ciddi bir devlet krizi vardır. Bu krizin çözümü için, kuvvetler ayrılığı ilkesi kapsamında her merciin hukuka saygılı olması ve Anayasa Mahkemesi kararının esas alınması gerekmektedir. Anayasamızın savunması Giriş bölümünde bütün yurttaşlara bir görev olarak verilmiştir. Zafer Partisi, Anayasal düzene saygı duyan bütün siyasi partilere, barolara, üniversitelere ve yurttaşlarımıza Anayasamızı savunma görevini hatırlatmayı görev bilir.”

Türkiye Barolar Birliği de konuyla ilgili açıklama yaptı:

Bu karar Anayasal düzene karşı açık bir başkaldırıdır .”

İnsan Hakları aktivisti ve CHP Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu, madde madde karara itirazlarını açıkladı:

“Yargıtay Üçüncü Ceza Dairesinin kararı, açıkça Anayasal düzene karşı suçtur.

Yüksek yargıçların Anayasaya rağmen bu karara imza atacak konuma gelmeleri, onların da kişisel kararlarının dışında gelişen organize bir durumdur.

Daha önce Anayasa Mahkemesi hükümlerine uymayan gerekçeli kararları yazan, sonra yükseltilerek Adalet Bakanlığında en yetkili konumlara getirilen yargı mensuplarının yazdıkları gerekçeler ile bu kararın gerekçesi karşılaştırılırsa bir ayniyet taşıdıkları görülecektir.

Ayrıca Yargıtay’ın ilgili dairesinin yeni oluşum, atama biçimlerinin de çok yakından bir kez daha takip edilmesi gerekir.

Yargıtay Üçüncü Ceza Dairesinin kararı; aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına karşı bir itiraz değil, darbe girişimidir.

Bu meseleyi çözecek tek organ da Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Olgunlukla siyasal çekişmeden uzak bir biçimde ağır aksak, yanlış yürüyen bu düzeni, anayasaya karşı darbe girişimcilerine karşı korumak parlamentonun tüm üyelerinin görevi olmalıdır.”

AKP’DEN DE TEPKİ GELDİ: YAZIK, ÇOK YAZIK
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, “Öyle olaylar olur ki, analiz yapmak için, konuşsan da konuşmasan da sorun olur. Hiç ve asla olmaması gereken öylesi bir olay yaşıyoruz. Yazık, çok yazık. Devleti oluşturan erkler, sorun çözümler. Asla sorun üretmez, üretemez. Birbirini çelmeleyemez” dedi.

İYİ PARTİ SÖZCÜSÜ ZORDU’DAN YARGITAY’A TEPKİ
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu; Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Anayasa Mahkemesi’nin cezaevindeki Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararını tanımaması ve ihlal kararı yönünde oy kullanan üyeler hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi. Zorlu, “Ne yazık ki mahkemeler vasıtasıyla hak, hukuk, adalet tesis edilmediği gibi siyasi iktidar eliyle ülkenin adalet kalelerine darbe vurulmaktadır. Bu karar kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığını bir kez daha rafa kaldırma girişimidir. Bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve devletin de mahkemelerin de meşruiyet kaynağı Anayasamızdır. İktidarın gücünü pekiştirmek için hukuku bir araç olarak kullanmasına, AYM’yi itibarsızlaştırmasına ve mahkemeler eliyle gövde gösterisinde bulunmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram