Moderatörlüğünü Turhan Bozkurt'un üstlendiği Analiz programında Yektan Türkyılmaz ve Doğan Ertuğrul birbirinden önemli konu başlıklarını yorumluyor.
Ankara’da yer altı dünyasına dönük operasyonda her gün tüyler ürperten ifadeler ortalığa saçılıyor. Mafya lideri Ayhan Bora Kaplan’ın tutuklanması hangi taşları devirecek?
Yine çarpıcı analizler, perde arkası bilgiler…
Kronos TV’de “Analiz” programı yine dopdolu. Moderatörlüğünü Turhan Bozkurt’un üstlendiği Analiz programında Yektan Türkyılmaz ve Doğan Ertuğrul birbirinden önemli konu başlıklarını yorumluyor.
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakın olduğu belirtilen ve suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan’ın ifadesine ulaşıldı.
Ankara’da yer altı dünyasında ‘Kaplan Grubu’ olarak bilinen ve 15 Temmuz Darbe Girişimi akşamı uzun namlulu silahlarla TRT binası önüne gidişi ile adından söz ettiren suç örgütüne yönelik sürdürülen soruşturma kapsamında çete lideri olduğu öne sürülen Kaplan dahil 14 şüpheli tutuklandı, 15 şüpheli adli kontrol kararıyla serbest kaldı.
Mafya lideri Kaplan, Emniyet’te 137 sayfa ifade verdi. Kaplan ifadesinde bazı polislerin kendinden rüşvet istediğini belirterek şunları söyledi: “2017 yılında A… barın işletmeciliğini yaptığım dönemde ismini Alp Aslan olarak öğrendiğim organize şube müdürü olarak bildiğim şahısla tanıştım. Yanında ismini öğrendiğim N.Ç. vardı. 2018 yılında G… isimli restoranı işlettiğim zaman, 250 bin dolar rüşvet istedi. Ben bu kadar para vermem dediğimde, ‘Sana öyle bir dosya yaparım ki hayatını bitiririm’ dedi. Ben de bir suç işlemediğimi söyledim. Ancak bir gün mekânı bastılar ve iş yapmamı engellediler. Sonra bize gelip haftalık 30 bin TL vermemiz durumunda asayiş şubenin uygulamaya gelmeyeceğini söylendi.” iddiasında bulundu.
“EMNİYET’TEKİ ADAMLARINIZ”
Müştekilerin verdiği ifadeler hatırlatılarak, “Eğlence mekânlarını ele geçirmek için silahlı saldırılar düzenlendiğiniz, adli mercilere yansıyan eylemler olması durumunda ise emniyet camiasında bulunan adamlarınız ile emniyet birimlerine intikal eden eylemleri ileri boyuta gitmesini engellediğiniz (…) E.Y. ile birlikte eğlence mekânlarına karşı yapılan eylemleri planladığınız anlaşılmıştır.” şeklindeki soruya Kaplan, “E.Y. büyük oğlumun kirvesidir. Benim ismimi ve ticari ünvanımı kullanmıştır.” cevabını verdi.
Yakalandığı sırada valizindeki ayakkabının içerisine gizlenmiş vaziyette bulunan 50 bin euro için de Kaplan, “50 bin Euro dövizi saklamadım. Cebime sığmadığı için ayakkabının içine koydum.” dedi.
Ele geçirilen dekontlarda bulunan para transferlerine dair soruya da Ayhan Bora Kaplan, “Bu paraları yurtdışında casinolarda kazanarak, değişik zamanlarda getirdim. Vergi barışında bankalara yatırdım.” cevabını verdi.
“Asayiş polisleri bir otel sahibinden her hafta 30 bin TL alıyordu.
Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’a Çayyolu’nda bir villa; Esenboğa Havalimanı yolundaki bir firmadan ise, lüks bir araba aldım.”
Kocaman iddiaların sorulması üzerine, “Süleyman Soylu’ya bir operasyon var başından beri.” diyerek hedef mi değiştirdi?
15 Temmuz’un hemen ardından Ayhan Bora Kaplan’ın, Emniyet içerisinde irtibatlı olduğu polisler bazı bilgiler verdi. Neydi bu bilgiler?
“A semtinde FETÖ’den firari olan bir şahıs var. Evinde çok kıymetli ganimetler var. Evinde bol miktarda dolar var.” bilgilerinin Ayhan Bora Kaplan’a veren polislerin bu şekilde çökülen mallardan pay almaması mümkün mü?
Ankara’da “West Gate” isimli rezidansta bir daireden 100 milyon dolardan fazla bir servet kaldırıldığı söyleniyor. Ayhan Bora Kaplan bütün bu kanunsuz işleri yaparken Erdoğan’ın haberdar olmaması mümkün mü?
Ayhan Bora Kaplan’ın akıbeti ne olur? Arka kapıdan tahliye edilir mi? Yoksa cezaevinde intihar süsü verilmiş bir suikaste kurban gidebilir mi?
12 EYLÜL VE ERDOĞAN’IN YAMALI BOHÇA ÇIKIŞI
12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 43 yıl geçti. Darbeciler son ana kadar niye himaye edildi?
Darbe davalarında verilen hükümler düştü mü? 12 Eylül’ün sosyo-ekonomik ve siyasî etkileri ne oldu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Eylül’ün yıldönümünde yine yeni anayasadan bahsetti.
“Yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bize düşen sistemi mümkün olan en sağlam en gerçekçi en sürdürülebilir şekilde kurmaktır. Adata yamalı bohçaya dönen bir anayasayla yaşamak anlamsız gelmektedir. Türkiye çok daha iyi bir anayasayı hak ediyor.”
Erdoğan anayasa çıkışı ile 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimi’ni bir referanduma dönüştürmek mi istiyor?
