‘Türkiye’ye yatırım yapmayız’ diyen Alman şirketlerden ‘hukuk’ vurgusu

Erdoğan'ın son aylarda sıklıkla tekrarladığı yatırım çağrılarının karşılığının olup olmadığı aralarında Siemens, BASF, Allianz, Lufthansa gibi Türkiye'de uzun yıllardır faaliyet yürüten Alman şirketlere soruldu. Türkiye'ye yönelik yatırım planları sorulan şirketler, hukukla birlikte bağımsız yargı ve Merkez Bankası vurgusu yaptı.

KRONOS 27 Mart 2021 EKONOMİ

FOTOĞRAF: AFP

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin son aylarda yaptığı yatırım çağrıları uzun yıllardır Türkiye’de faaliyet yürüten Alman şirketleri arasında karşılık buluyor mu? Yeni yatırımlar yapmayı ya da Türkiye’den çekilmeyi düşünüyorlar mı? İnsan hakları, temel hak ve özgürlükler, yargı bağımsızlığı, demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri gibi farklı alanlarda yaşanan gelişmeleri yatırımcılar nasıl değerlendiriyor?

25 ALMAN ŞİRKETE SORULDU 

Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davaları başta olmak üzere, uluslararası mahkemelerin verdiği kararların Ankara tarafından uygulanmaması Alman şirketlerini meşgul ediyor mu? Die Welt gazetesinden Deniz Yücel bu soruları, aralarında Siemens, BASF, Allianz, Deutsche Bank, TUİ, Haribo, Bosch, Lufthansa gibi Türkiye’de uzun yıllardır faaliyet yürüten 25 şirkete yöneltti. 20’sinden cevaplar aldı.

‘HUKUK, BAĞIMSIZ YARGI VE MERKEZ BANKASI’ VURGUSU 

Şirket yetkilerinin söylemleri şöyle özetlenebilir: “Ekonomik işletmeler olarak güvenilir yasal düzenlemeler ile bağlayıcılığı olan hukuki çerçevenin sağlanmasının önemi, bu bağlamda hukuk devleti ilkelerinin güçlendirilmesi, yargı bağımsızlığının garantisi ve bağımsız bir Merkez Bankası talebi” olarak özetlenebilir. Elmas Topçu’nun DW Türkçe‘de yayınlanan haberinin satır başları şöyle:

ALLİANZ OLAĞANÜSTÜ YATIRIM PLANLAMIYOR 

Türkiye’de 5 milyon 700 bin müşterisi bulunan sigorta şirketi Allianz’ın 2 bin 500 çalışanı var. Geçen yıl 14,7 milyar TL ciro yapan şirketin 12 de bölgesel ofisi bulunuyor. Ajansları ve bankalarla yaptığı işbirlikleri sayesinde Allianz 81 ilde temsil edilmekte. Şirket, geleceğe dair planlamalarını uzun vadeli yaptığını, buna uygun ürünler geliştirdiğini ve Türkiye’de büyük potansiyel gördüğünü açıklamakla birlikte orada “olağanüstü bir yatırım” planlamadığını belirtiyor.

BASF YENİ YATIRIM PLANLAMIYOR 

Köklü kimya devi BASF ise halen Türkiye’de üç üretim tesisi, dokuz ofisi ve bir de inovasyon merkezine sahip. 700 kişiyi istihdam eden şirketin geçen yılki cirosu 6,5 milyar TL. 1880’lerden bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren BASF de ülkede iyi bir potansiyel gördüğünü beyan etmekle birlikte yeni yatırımlar planlamıyor. Ayrıca şirket, planlarını kısa vadeli gelişmelere bağlı kılmadığını bildirirken, Türkiye’den çekilmeyi de düşünmediğini açıklamasına ilave ediyor.


 

 

DEUTSCHE BANK İLERİDE DE DÜŞÜNMÜYOR 

Sadece 106 çalışanı olmakla birlikte kurum ve özel müşterilere verdiği yatırım hizmetleri ile geçen yıl Türkiye’de 255 milyon TL net gelir sağlayan Alman bankası Deutsche Bank’ın ilişkileri de köklü. 1888’lerden beri Türkiye’de olan şirketin kendi yatırımları yok, ileride de yapmayı düşünmüyor.

YOLSUZLUKLA MÜCADELE VE ÇEVREYE DUYARLILIK TAAHHÜDÜ

Dünya çapında 10 binden fazla şirket, gönüllü sorumluluk anlaşması olan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza attı. İmzacılar, işletmelerinde ve tedarik zincirlerinde çocuk işçiliğini ve zorla işçiliği engelleme, uluslararası çalışma standartlarını sağlama, yolsuzlukla mücadele ve çevreye duyarlılık taahhüt ediyor.

Die Welt’in araştırmasına katılan şirketlerin hepsi ya bu sözleşmeye ya da uluslararası diğer sözleşmelere imza attığını vurguluyor. Kimileri de ilaveten kendi küresel faaliyetlerinde geçerli insan hakları ilkeleri yönetmelikleri oluşturduğunu bildiriyor.

AYRIMCILIKLA MÜCADELE, FIRSAT EŞİTLİĞİ

METRO, özellikle çalışanlarının, müşterilerinin ve tedarikçilerinin güvenliği ve refahını sağlamakla yükümlü olduğunu belirtip, bulundukları bölgelerde sorumluluk üstlendiğini, ayrıca özellikle ayrımcılıkla mücadeleye önem verdiklerini kaydediyor. E.ON ve Hugo Boss ise özellikle kadınlara yönelik fırsat eşitliği konusundaki çabalarını öne çıkarıyor.

HDP’NİN KAPATILMASI, İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇIKILMASI VS…

Die Welt gazetesi, Türkiye’nin ikinci büyük muhalefet partisi HDP’nin kapatılması süreci, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmaması, siyasetin yargı üzerindeki etkisi, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, gazetecilere yönelik baskılar ve barışçıl gösterilere polis müdahaleleri gibi Türkiye’deki güncel gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini de soruyor.


 

 

HUKUK DEVLETİ İLKELERİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

Şirketlerin söylemleri şöyle özetlenebilir: Ekonomik işletmeler olarak güvenilir yasal düzenlemeler ile bağlayıcılığı olan hukuki çerçevenin sağlanmasının önemi, bu bağlamda hukuk devleti ilkelerinin güçlendirilmesi, yargı bağımsızlığının garantisi ve bağımsız bir Merkez Bankası talebi.

ALMAN ŞİRKETLER, TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK YABANCI YATIRIMCI  

Die Welt’in araştırmasına katılan ve soruları cevaplayan 20 şirketin Türkiye’de 60 bin 700 çalışanı bulunuyor. Almanya Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, 1980’den bu yana yaklaşık 15,500 milyar dolar yatırım ile Almanya Türkiye’deki en büyük yabancı yatırımcıları olan ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’de faaliyet yürüten Alman veya Türk iştiraklı Alman şirketlerin sayısı da 7 bin 500’den fazla olarak belirtiliyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com