Aydınların vicdanı, Türkiye’nin dert haritası

İbni Haldun’un “Coğrafya kaderdir” sözü, o ülkede başına gelebileceklerin ipuçlarını verse de “kaderine boyun eğmek” anlamına gelmiyor elbette. Bildirilerle, açılan imza kampanyalarıyla haksızlıklara “dur” diyen milyonlarca yurttaş var. Her kampanya, vicdan kanatan kararların değişmesi için atılan bir çığlık aslında. İmza metinlerinin başlıkları ise Türkiye’nin dert haritası niteliğinde…

ÖZEN EVREN 26 Şubat 2023 KÜLTÜR

Aziz Nesin ve Uğur Mumcu'nun imzası bulunan Aydınlar Dilekçesi'nden bugünün Şairler Vicdanı'na imza kampanyaları toplumun vicdanı oldu.

Albert Camus, “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” demişti. 17 Ağustos Kocaeli depreminin acısı unutulamazken, Kahramanmaraş merkezli depremlerde binlerce canımızı kaybetmişken bu yaklaşıma katılmamak mümkün mü?

Camus’nün bu çok yerinde saptamasından yola çıkarak, ülke gerçeği ile ilgili bir saptama da ben yapmak isterim: Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, halkının siyasi iktidarlara yönelik itirazlarına kulak verin… O ülkenin yazarlarının, şairlerinin, aydınlarının, sivil inisiyatiflerin, akademisyenlerin verdikleri mücadelelere ve o mücadelelerin neticelerine bakın…

“Coğrafya kaderdir” demişti İbni Haldun. Elbette bu söz kaderine razı olmak anlamına gelmiyor. Türkiye’nin yakın tarihi; aydınların, “kader planı” denilen sorumsuzlukların, haksızlıkların, adaletsizliklerin önüne geçmek için verdikleri mücadelelerle geçti, geçiyor…

Biz bu çetin mücadelelerin -sonu; işinden, aşından, özgürlüğünden olmakla sonuçlanan- örneklerini çokça yaşadık.

İTİRAZ EDEN YANDI!

Mesela; tarihe ‘Aydınlar Dilekçesi’ olarak geçen, 12 Eylül darbesinin ardından 1300 aydının altına imza attığı dilekçe 39 yaşında. “Türkiye’de Demokratik Düzene İlişkin Gözlem ve İstekler” başlıklı 15 Mayıs 1984 tarihli dilekçede, aydılar insan hakları için demokratik taleplerini sıraladı. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne giden temsili heyette Aziz Nesin, Vedat Türkali, Uğur Mumcu, Onat Kutlar gibi isimler yer aldı. Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, ‘Aydınlar Dilekçesi’ni imzalayanların “vatan haini” ve “ahlak yoksunu” olduğu yönünde açıklamalar yaptı. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı, imzacılar hakkında “yasadışı bildiri hazırlayıp dağıtmak”tan soruşturma başlattı. 18 Ağustos 1984’te ilk oturumu yapılan dava, 7 Şubat 1986’da tüm sanıkların aklanmasıyla sonuçlandı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ!

Aradan yıllar geçti ancak aydınların dile getirdiği talepler güncelliğinden bir şey kaybetmedi. Yerine yenileri eklenerek devam etti. Nitekim ‘Çözüm Süreci’nin sona ermesinin ardından; sokağa çıkma yasakları sırasında işlenen hak ihlallerine itiraz etmek için, 11 Ocak 2016’da akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladı. Bu nedenle 2 bin 212 imzacı akademisyen, çok sayıda hak ihlaline maruz bırakıldı. Kimileri gözaltına alındı, tutuklandı. Haklarında disiplin soruşturmaları ve adli soruşturmalar açıldı. 822 imzacı akademisyen “terör örgütü propagandası yapma” suçlamasıyla ceza mahkemeleri önünde yargılandı. Kamu üniversitelerinde çalışan imzacı akademisyenlerden 406’sı OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleriyle (KHK) kamu görevinden ömür boyu çıkartıldı.

2019 yılında AYM, Barış Bildirisi’ne imza atmanın ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna hükmedince ağır ceza mahkemelerinde yargılanan Barış Bildirisi imzacıları beraat etti. Fakat OHAL Kararnameleriyle ihraç edilen imzacı akademisyenler bakımından bu beraat kararlarının hiçbir etkisi olmadı.

ŞAİRLERİN VİCDANI DAYANMADI

Dedik ya; aydınların mücadeleleri gündeme göre farklılaşarak sürüyor. Yeni gündem deprem… Kendilerine “Şairler Vicdanı” adını veren, aralarında Orhan Alkaya, Şükrü Erbaş, Haydar Ergülen gibi tanınan şairlerin olduğu grup, geçtiğimiz hafta “Halkın Vicdanı Susturulamaz” isimli ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride özetle; “Son yıkımla yalnız sevgili ülkemiz değil, iktidar da enkaz altında kalmıştır. İktidarın OHAL ilan ederek, halkı ve bölgeye can suyu taşıyan toplum gönüllülerini baskılamasını, sivil yardım kurumlarına kayyumlar atamasını, kendi yetersizliğini, ‘yapamadığını, yetişemediğini, yatıştıramadığını’ onaran toplum vicdanını susturmak istemesini kabul etmiyoruz” denildi. Aynı açıklamada, kurtarma çalışmalarındaki gecikmeye, yardımlardaki organizasyonsuzluğa, sivil toplum kuruluşlarının yardımları ile sosyal medyaya getirilen kısıtlamalara tepki gösterildi.

İMZA DEĞİL ÇIĞLIK

Ülkemizde halkın hangi konularda değişim talep ettiğini görmek için sosyal değişim platformu Change.org’a bakmak yeterli. Bireysel olarak başlatılan her kampanya, vicdan kanatan kararların değişmesi için atılan bir çığlık aslında. İmza istenen konu başlıklarının altındaki açıklamalar; devlet eliyle, yargı marifetiyle yapılan ve yapılmayanlara yönelik açık mektup niteliğinde. 21 milyondan fazla kullanıcısı olan platformda en fazla değişimin talep edildiği konular depreme yönelik oldu. Kilit soru şu: Deprem yönetmeliğine rağmen bu kadar yine bine neden yıkıldı? “Yıkılan binaların müteahhitleri ve binalara ruhsat verenler yargılansın” başlığı ile açılan kampanyaya birkaç gün içinde 60 bina yakın insan imza verdi. “Öfkemizi, isyanımızı, acımızı çareye dönüştürmeliyiz” diye yola çıkan yurttaşların sisteme, sistemsizliğe yönelik talepleri birbirini kovaladı.

Gelin birlikte göz atalım;

• Afetlerden sonra refakatsiz çocuklara ne olduğu açıklansın.
• Toplanan tüm bağışlar şeffaf olarak harcansın! AFAD’ın sitesinde faturalar yayınlansın!
• Siyasi partiler seçim desteklerini depremzedeler için kullansın
• Deprem dirençli kentler istiyoruz.
• Çok geç olmadan! İstanbul’u beklenen büyük Marmara depremine karşı dirençli hâle getirin! Depremde evini kaybedenlerin zararı karşılansın, yeni evler ücretsiz verilsin…
• Üniversiteme dokunma! Daha farklı çözüm yolları bulabilecekken bizleri eğitimlerimizden uzaklaştırmayın, imkanlarımızı kısıtlamayın. Depremzedeler için birçok konaklama imkânı varken 7 milyondan fazla öğrencinin hakkının yenmesini kabul etmiyoruz!
• Bolu Şato Evler depremzedeler için restore edilsin…
• Üniversiteler depremden etkilenen öğrencilere burs versin…
• Tarım arazilerine deprem molozları dökülmesin…
• Görme engelli çocuklara akıllı baston ulaştıralım.
• Barınaklara kamera kayıt sistemi getirilsin ve bu sistem7/24 herkese açık olsun. Sokak hayvanlarına yönelik katliama son verin, sorumluları cezalandırın! Hayvanları öldüren, işkence eden, aç bırakan, tedavi etmeyen tüm belediye ve barınak görevlileri ve onlara göz yuman, önlem almayan yöneticileri yargılansın. 6 yaşındaki çocuğun istismarında sorumlu olan herkes yargılansın, cezalandırılsın.

ORMANLAR DA TARİH DE TEHLİKEDE!

• İkizköy Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için kesilmesini durdurun.
• Peri bacalarına dokunma! UNESCO tarafından dünya mirası listesinde yer alan ve Kapadokya’da bulunan peri bacaları yol yapımı nedeniyle yok ediliyor!
• “Kız istemek, kız almak – vermek” ifadelerini dilimizden çıkaralım.
• Kız çocuklarını, cinsel istismar uygulayan kişiyle evlendirmeye teşvik eden yasalara hayır.
• Çocuk istismarına son! Ülkemizde çocuk istismarına karşı kapsamlı bir mücadele başlatılsın.

2022’NİN “İTİRAZ” RAPORU

Change.org Türkiye’nin 2022 yılı Değişim Raporu’na göre ise geçtiğimiz yıl 11 bin 665 kampanya başlatıldı. 8 milyon 721 bin 608 imza atıldı. En fazla imzalanan kampanya, Konya’da barınaktaki bir köpeğin kürekle öldürülmesinin ardından başlatılan “Sokak hayvanlarına yönelik katliama son verin, sorumluları cezalandırın” başlıklı kampanya oldu. Kampanyayı kısa sürede 250 binin üzerinde kişi imzaladı. 2022’de en fazla imzalanan 10 kampanyanın 6’sı hayvan hakları alanında oldu. Bu kampanyalar arasında, sokak hayvanlarının toplatılmasına karşı ve kedi köpek mamalarının KDV oranının düşürülmesi için başlatılan kampanyalar öne çıktı.

İklim krizi alanında atılan imzalar, bir önceki yıla göre artış gösterdi. 2021’de atılan 465 bin 188 imzaya karşılık, 2022’de iklim krizi alanında başlatılan kampanyalara 719 bin 100 imza atıldı. Bu alanda toplam 161 kampanya başlatıldı. Çevre alanındaki 15 kampanya başarısının 9 tanesi, iklim krizi üzerine oldu.

TARİHE TANIKLIK

Rapora ilişkin açıklamada bulunan Change.org Türkiye Kurucusu ve Genel Direktörü Uygar Özesmi, “Bu raporlarla hem tarihe tanıklık ediyoruz hem de araştırmacılara ve kamuya önemli bir veri kaynağı sunuyoruz” dedi. Özesmi, bu raporun, halkın taleplerini görmeleri ve dinlemeleri için çok değerli bir kaynak olduğunu belirtti.

EN FAZLA KAMPANYA EĞİTİMDE

2022’de en fazla kampanyanın başlatıldığı alan eğitim oldu. Bu alanda bin 179 kampanya başlatıldı. Eğitim alanında en fazla imzalanan kampanya ise, “Devlet okullarında öğrencilere ücretsiz ve sağlıklı bir öğün yemek” verilmesi talebiydi.

EN FAZLA BAŞARI ÇEVREDE

2022 yılında çevre ve iklim krizi alanında toplam 15 kampanya başarıyla sonuçlandı. Çevre alanı, en fazla başarının elde edildiği alan oldu. Aliağa’ya gelmesi planlanan asbestli geminin durdurulması için 100 binin üzerinde imza atıldı ve kampanya başarıyla sonuçlandı.

2022’de en fazla imzalanan 10 kampanya

1. Sokak hayvanlarına yönelik katliama son verin, sorumluları cezalandırın! 224 bin760 imza
2. Hayvanlar sokaklarımızın rengi, barınak çare değil ve sahipsizlerin sesiyiz 217 bin 794 imza
3. Mama lüks değil ihtiyaçtır! Kedi ve köpek mamalarındaki yüzde 18 KDV kaldırılsın! 207 bin 771 imza
4. Türkiye’nin zeytinliklerinin ölüm fermanına hayır! #ZeytinimeDokunma 164 bin 705 imza
5. Elektrik ve doğal gaza gelen son zamların geri çekilmesini istiyoruz. 121 bin 134 imza
6. Sağlığımız için hekimlere kulak verin! 105 bin 473 imza
7. Köpek katliamları ve hayvanseverlere şiddet son bulsun. Havita Kapatılsın! 87 bin 864 imza
8. Çocuklarımız derslere aç girmesinler. Her dört çocuktan biri okula aç gidiyor. Ücretsiz ve sağlıklı bir öğün yemek. 77 bin 218 imza
9.Elazığ Barınağı’nda açlıktan birbirini yiyen hayvanların davasında adil yargılama istiyoruz. 76 bin 204 imza
10. Yerel yönetimlere açık davet… #SokakHayvanlarıSahipsizDeğil 71 bin 985 imza

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com