Türkiye'nin müzikal hafızası olarak da nitelendirilen bestekar, eğitimci ve tamburî Sadun Aksüt sevenlerini üzdü; 90 yaşında, İstanbul'da hayata gözlerini yumdu. Hayatına 60 saz eseri, 150 şarkı, 30 ilahi sığdırdı.
İstanbul Teknik Üniversitesi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Konservatuarımızın ve sanat camiasının acı kaybı” başlığıyla Üstat Sadun Aksüt’ün vefat haberini duyurdu.
Üniversite, paylaşımında şu sözlere yer verdi:
“Konservatuarımızın kuruluş aşamasından itibaren icracılığı ve eğitimci kimliğiyle kültür mirası ve Türk müziğimize büyük katkılar sunmuş Üstad Sadun Aksüt Hocamızı kaybetmenin derin acısını yaşıyoruz.”
1-) Konservatuarımızın ve sanat camiasının acı kaybı, Başsağlığı
Konservatuarımızın kuruluş aşamasından itibaren icracılığı ve eğitimci kimliğiyle kültür mirası ve Türk müziğimize büyük katkılar sunmuş Üstad Sadun Aksüt Hocamızı kaybetmenin derin acısını yaşıyoruz. pic.twitter.com/L39odxVlTM
— İTÜ TMDK (@itukonservatuar) January 3, 2023
Bir süredir rahatsızlığı sebebiyle hastanede tedavi gören tamburi Sadun Aksüt’ün vefatına ilişkin başka bir açıklama da bestekar Amir Ateş’ten geldi. Ateş, “Son devrin duayenlerindendi. Fevkalade donanımlı, İstanbul beyefendisi, sanatın gerçek manada temsilcilerinden biriydi” dedi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Ateş, Aksüt’ün aynı zamanda Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin yetiştirdiği medarıiftiharlardan biri olduğunu belirterek, “Ben de Üsküdar Musiki Cemiyeti’ndeyim. Sadun Aksüt, gerek tamburi tarafıyla gerek bestekarlığıyla gerekse musiki donanımıyla iftihar edilecek sanatçılarımızdandı. Nur içinde yatsın. Büyük bir kayıp, musikimiz adına” ifadelerini kullandı.
ZİNCİRLİKU MEZARLIĞI’NA DEFNEDİLECEK
Türkiye’nin müzikal hafızası olarak da nitelendirilen Aksüt, yarın 11.00’de Maçka’daki İTÜ Devlet Konservatuvarı’nda yapılacak törenin ardından öğle namazına müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek.
SADUN AKSÜT KİMDİ?
26.10.1932’de Merzifon’da doğdu. Bir yaşını biraz geçmişken ailece İstanbul’a geldi. İstanbul Belediye Konservatuvarı’na giren Sadun Aksüt, burada Şefik Gürmeriç ve Kemal Gürses’ten dersler aldı. Konservatuvarı bitirmeden İleri Türk Musikisi Konservatuvarı Derneği’ne girdi ve burada Hüseyin Sadettin Arel, Dr. Suphi Ezgi ve de Laika Karabey’den dersler aldı.
Laika Karabey’den başladığı tambur öğrenimine 1950 başlarında girdiği Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde hocası Emin Ongan’ın aracılığı ile büyük üstat tamburi İzzettin Ökte’den dersler alarak devam etti. İzzettin Ökte’den son derece yararlanan Aksüt, öğrencilerine hocasının tavrını öğreterek onun üslubunu, tavrını sürdürdü.
MÜNİR NUREDDİN SELÇUK’A EŞLİK ETTİ
1951 yılı sonlarında İstanbul Radyosu’nda arkadaşlarıyla birlikte saz eserleri çalmaya başladı. 1956 yılında İstanbul Radyosu Türk Musikisi Nota Kütüphanesi’ne memur olanak giren Sadun Aksüt, bir yandan da solo ve topluluk programlarında tambur çaldı. 1966-l967 yılları arasında İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Musikisi İcra Heyeti’ne tamburi olarak girdi. 1967 yılında yeniden İstanbul Radyosu’na döndü ve sendikalı sanatkar olarak tamburilik görevini sürdürdü. Aksüt, 1950 yılı sonlarından 1975 yılına kadar da piyasada çalıştı ve devrin büyük sanatkarlarına refakat etti; 1967’den vefatına kadar Münir Nureddin Selçuk’un solo konserlerine tamburi olarak katıldı.
1975 yılında İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’na tambur öğretim görevlisi olarak atandı. 198l yılında radyodan (TRT) emekli oldu. 1996 yılında konservatuvardan yaş haddinden emekliye ayrılmışsa da sözleşmeli olarak hocalığa devam etti. 2000 tarihinden bu yana ise sadece saat ücretiyle derslerine devam eden Sadun Aksüt, elden ayaktan düşmedikçe bu göreve devam edeceğini ve öğrencileriyle beraber olacağını söylemişti.
16 yıl TRT Türk Sanat Musikisi Repertuvar Kurulu üyeliğinde bulunmuş olan Aksüt’ün 100 kadar şarkısı, 24 ilahisi, 50 kadar çeşitli makamlardan saz eserleri, üç çocuk şarkısı ve Sazkar makamında bir Mevlevi ayin-i Şerifi vardır. Saz eserlerinden “Köyde”, “Gelin Karşılaması” ve “Ege’de Şenlik” isimli eserleri Yalçın Tura tarafından çok sesli hale getirilmiştir. Bu eserlerin Dünya Prömiyeri, 24 Eylül 2004 tarihinde Şef Hakan Şensoy yönetimindeki İstanbul Oda Orkestrası tarafından icra edilmiştir. Bu arada orijinal aranağmeleri ve de geleneksel fasıl üslubuyla 20 adet fasıl tespit etmiştir (çeşitli makamlardan).
Yayınlanan kitapları arasında: Türkiye’de ilk yayınlanan Tambur Metodu olan, Tambur Metodu (Yeni öğrenenler için); 10 adet fasıl mecmuası; 500 Yıllık Türk Musikisi Antolojisi; Dede Efendi (Rauf Yekta Bey’in Esatiz-i Elhan adlı eski Türkçe eserinin Rüştü Eriç’le müşterek tercümesi); Güfteler; Müzisyen Osmanoğulları; Güfteler Hazinesi; Tambur Metodu (Geliştirilmiş – Teknik); Bahardan Hazana Esintiler (Şiirler); Alkışlarla Geçen Yıllar (Hatırat); Türk Musikisinin 100 Bestekarı; Dillerdeki Şarkılar (Güfteler); Şarkılarda İstanbul bulunmaktadır.
2004 yılında müzisyen arkadaşı Dağhan Baydur’un isteği üzerine Muzikotek firmasına kendi şarkılarından oluşan ve kendisinin okuyup çaldığı “Sisli Bir Eylül Gecesi” adında bir CD yapmıştır. Kendisinin yaylı tambur çaldığı bu CD’de batı saz1arı da Aksüt’e refakat etmişlerdir. Bu CD Muzikotek Müzik Bankasında da yer almaktadır.
SADUN AKSÜT BESTELERİNDEN BAZILARI
Akşamı getiren sesleri dinle
Bağındaki gülleri gönlümce derebilsem
Bakma bakma dayanılmaz gözlerinde öyle bir nâz
Bir inleyen nağmeyim tanburunun telinde
Bir kırık aynada kalmış hayâlin
Bu göz bu el bu ayak sensin buram buram
Dört mevsim bahar olur bana geldiğin zaman
Duysam acıyan kalbimi bir lâhza sesinden
Düştüler birer birer takvimin yaprakları
