Tuncay Özilhan: Stagflasyonla karşı karşıyayız, fiyat artışı kaçınılmaz

TÜSİAD Konsey Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye'nin stagflasyonla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti ve "Hem üretimin yavaşlaması hem de fiyatların artması kaçınılmaz. Enerji, gıda ve başka temel mallarda fiyat artışı ve tedarik sorunları bizi olumsuz etkileyecek" dedi.

KRONOS 29 Mart 2022 EKONOMİ

Yaşanan ağır ekonomik koşulların yanı sıra Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle patlak veren krizin Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine dair kara bir tablo çizen Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, “Bu kez karşı karşıya kaldığımız sorun stagflasyon. Çünkü hem üretimin yavaşlaması hem de fiyatların artması kaçınılmaz. Enerji, gıda ve başka temel mallarda fiyat artışı ve tedarik sorunları en çok Avrupa’yı ve bizi olumsuz etkileyecek” dedi.

TÜSİAD’ın Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın açılışında konuşan Tuncay Özilhan, Türkiye’de fiyatlarda yaşanacak artışın kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti.

Özilhan, çözüm için tarımda dışa bağımlığın azaltılması, jeopolitik gelişmelerin yanı sınıra hukukun üstünlüğü, çoğulcu ve katılımcı demokrasi ile kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesine vurgu yaptı.

Türkiye’de krizlerin sürekli hale gelmesinin, belirsizlik ve öngörülemezliğin “yeni normalimiz olduğunu” belirten Özilhan, şunları söyledi: “Peki, krizlerin süreğen hale geldiği koşullarda ne yapmak gerekiyor? Bunun hiç şüphesiz kesin ve tartışmasız bir yanıtı yok. Farklı birçok kriz görmüş herkesin aklına geleceği gibi cevap ihtiyatlı olmaktan ve değişen koşullara uyum yeteneğini artırmaktan geçiyor. ‘Yeni bir krizle karşılaşma ihtimali yok; yakında düzlüğe çıkarız’ varsayımıyla hareket etme lüksümüz yok. Elimizdeki imkanları tedbirli kullanmak ve en önemlisi de bünyemizi kuvvetlendirmek zorundayız.”

‘BU KEZ KARŞI KARŞIYA KALDIĞIMIZ SORUN STAGFLASYON’

Dünya ekonomisinin tam da pandeminin yol açtığı resesyondan çıkmaya hazırlandığı bir aşamada patlak veren Ukrayna krizinin etkisi ile sert bir darbe almasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Özilhan, “Bu kez karşı karşıya kaldığımız sorun stagflasyon. Çünkü hem üretimin yavaşlaması hem de fiyatların artması kaçınılmaz. Enerji, gıda ve başka temel mallarda fiyat artışı ve tedarik sorunları en çok Avrupa’yı ve bizi olumsuz etkileyecek. Rusya ve Ukrayna dünya buğday ihracatının üçte birini gerçekleştiriyor. Bu ülkeler aynı zamanda en önemli gübre üreticileri. Nikel, paladyum ve titanyum gibi bazı metal ve minerallerin arzı açısından da kritik önemdeler” dedi.

‘ENFLASYONİST GİDİŞATIN TOPARLANMASI ZOR’

Üretim zincirlerindeki aksamaların boyutları, enerji sıkıntıları ve yükselen fiyatlar dikkate alındığında Ukrayna krizinin Avrupa ekonomisi üzerindeki etkilerinin pandeminin etkisini aşabileceğinden korkulduğunu anımsatan Özilhan, şu ifadeleri kullandı:

“FED başkanı ekonomide fiyat istikrarına dönülmesi konusundaki ihtiyaca dikkat çekti ve bu amaçla ellerindeki araçları kullanacaklarını belirterek faiz artırımlarını başlattı. Ülkemiz maalesef bu son krize ekonomisinin pek de güçlü olduğu bir ortamda yakalanmadı. Türkiye hem Ukrayna ve Rusya ile ilişkileri nedeniyle doğrudan hem de Avrupa ekonomisindeki yavaşlama nedeniyle dolaylı olarak etkilenecek. Yüksek enflasyonun yol açtığı zararları zaten ekonomik ve toplumsal hayatta bir süredir yaşıyoruz. Enerji, buğday ve gübre fiyatlarındaki artışlar enflasyonist gidişatın toparlanmasını zorlaştıracak. İhracatta son dönemde sevindirici artışlar elde etmiştik. Ama Avrupa’daki yavaşlama durumunda ihracat artışını devam ettirmemiz mümkün olmayacak. Rusya ve Ukrayna’dan gelecek turistlerdeki azalma turizm gelirlerinde beklediğimiz rakama ulaşmamızı engelleyecek. Artan petrol ve doğalgaz fiyatları ithalat faturamızı kabartacak. Bütün bu kanallar cari açık üzerinde ilave yük oluşturacak ve TL’nin değeri üzerinde baskı yaratacak. TL’nin değer kaybı da ithal girdi fiyatları üzerinden enflasyonist baskıyı güçlendirecek.”

Enflasyonun temel sebeplerinden birinin üretimin hammadde, ara malı ve yatırım malında ithalat bağımlılığının yüksek olması olduğunu söyleyen Özilhan, “Bu nedenle TL değer kaybedince üretim maliyetleri hızla yükseliyor. Enerjide ve üretim için temel girdilerde ithalata bağımlılık yıllardan beri çözemediğimiz sorunlar. Dışa bağımlı olduğumuz sürece dışarıdan enflasyon ithal ediyoruz. Enerjide ve üretimde ithalata bağımlılığı azaltmak için doğru bir sanayi stratejisi izlemeli ve kıt kaynakları doğru alanlara yönlendirmeliyiz” diye konuştu.


KUVVETLER AYRILIĞINA VURGU

“Üretim yapısını değiştirmeden, ithal girdilere olan bağımlılığı ortadan kaldırmadan, yatırıma yönelecek tasarrufları artırmadan, tarım ve sanayi üretimini hızlandırmadan fiyat istikrarını kalıcı olarak sağlayabilmek mümkün değil” ifadelerini kullanan Özilhan, şöyle devam etti:

“Uzun vadeli politika ihtiyacının en önemli olduğu alanlardan birisi de tarım. Bu çerçevede, yönetim sistemimizde yapılacak iyileştirmelerin de önemli olduğunu düşünüyorum. Geçenlerde Cumhurbaşkanımızın da vurguladığı bu nokta küresel sistem içinde gözle görülür hale gelen ülkemizin yumuşak gücünün daha ileri taşınması açısından önem taşıyor. Bu doğrultuda atılması gereken en önemli adım temel hak ve özgürlüklerin, hukukun üstünlüğü ve adalet sisteminin ve kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi olacaktır.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com