Taliban’ın lider kadrosunda kim, kimdir? Haklarında neler biliniyor?

Taliban'ın açıkladığı ilk geçici hükümette, beklendiği gibi, yirmi yıldır süren savaş sırasında örgütün liderliğini yürüttüğü bilinen şahsiyetler kritik pozisyonlara geldi. Bu isimlerin bazıları yıllar sonra ilk kez basının karşısına çıktı.

ÖMER MURAT 07 Eylül 2021 HABER ANALİZ

Taliban’ın yönetici kadrosunu kimlerin oluşturduğu ve nerede yaşadıkları yıllarca sır olarak kaldı. Taliban ülkenin kontrolünü ele geçirmeyi başardığı halde hala örgütün kritik bazı isimleri ortaya çıkmış değil. Yirmi yıldır süren bir savaşın getirdiği tecrübeyle oldukça ihtiyatlı hareket ettikleri, kafalarındaki planı dışarıya son ana kadar yansıtmadıkları görülüyor.

Ülkede idareyi ele geçirdikten üç hafta sonra açıkladıkları “geçici hükümette” tek sürpriz, örgütün ABD’yle geri çekilme müzakerelerini yürüten siyasi lider Molla Abdul Gani Baradar yerine, daha az bilinen bir şahsiyet olan M. Hassan Ahund’un başbakanlığa getirilmesi oldu. Baradar onun yardımcısı oldu.

BİR NUMARA: HİBETULLAH AHUNDZADE

Taliban’ın bir numaralı ismi Hibetullah Ahundzade grubun tüm siyasi, dini ve askeri kararlarında son söz sahibi kişi. 1961’de Kandehar’da doğan Ahundzade Sovyet işgali sırasında silahlı direnişi yürüten mücahitler arasındaydı. Kurulduktan kısa süre sonra örgüte katıldı. Taliban ilk kez ülke idaresini devraldığında (1996-2001) şeriat mahkemelerinin başkanlığı görevini yürüttü.

23 yaşındaki oğlu bir intihar bombacısı olarak Helmend’de kendini patlatarak öldü. Taliban’ın 2013’de ölen kurucu lider Molla Ömer ve 2016’da ABD’nin drone saldırısı sonucu ölen ikinci lider Ahtar Mansur’dan sonra gelen üçüncü lideri oldu. “Hadis hocası” olan Ahundzade örgütün liderliğine gelmeden önceki hayatının 15 yılında, Kandehar’a çok yakın bir Pakistan sınır kasabası olan Kuchlak’taki bir camide din dersleri veriyordu.

Hibetullah Ahundzade

Ahundzade, her konuda son sözü söyleme yetkisine sahip olduğu düşünülmekle birlikte siyasi ve askeri değil dini bir lider. Uzun yıllardır tam olarak nerede yaşadığı bilinmiyordu. Örgütün liderliğini üstlendikten sonra kamuoyu önüne hiç çıkmadı. Dini bayramlarda yayınladığı mesajlar dışında açıklama yapmaktan kaçındığı görülüyor. Bu nedenle Ahundzade’nin aslında ölmüş olduğunu iddia edenler de bulunuyor. Örgütün Molla Ömer’in ölümünü en az iki yıl saklamayı başardığı hatırlandığında bu ihtimali hemen yabana atabilmek mümkün değil.

Geçtiğimiz haftalarda Ahundzade’nin Kandehar’a yerleştiğine ilişkin teyit edilmeyen bazı haberler paylaşıldı. Ahundzade Taliban’ın ülkede hakim olması sonrası ilk açıklamasını geçici hükümetin kurulması üzerine yaparak “Hükümetin ülkedeki İslami kuralları ve şeriat yasalarını, ülkenin en yüksek çıkarlarını korumak, Afganistan sınırlarını güvence altına almak ve kalıcı barış, refah ve kalkınma sağlamak için çok çalışacağına dair tüm hemşehrileri temin ederim. İslam Emirliği, kutsal İslam dininin talepleri çerçevesinde insan haklarını, azınlıkların haklarını ve ayrıca imtiyazsız grupların haklarını korumaya yönelik ciddi ve etkili adımlar atacaktır” ifadelerini kullandı. Taliban yetkilileri, geçici hükümette bir görev üstlenmeyen Ahundzade’nin Afganistan’ın lideri olduğunu teyit etmek üzere ülke çapında bir din alimleri ve yaşlılar şurasının planlandığı bilgisini verdi.

Ahundzade özellikle dini konular dışındaki meseleleri üç yardımcısı aracılığıyla yürütüyor: Siyasi işlerden sorumlu Abdul Gani Baradar, askeri kanadın başındaki kurucu lider Molla Ömer’in oğlu Mevlevi Yakub ve Host merkezli güçlü Hakkani ağının lideri olan Seracettin Hakkani.


Taliban’ın geçici hükümetinin başbakanı M. Hassan Ahund

GEÇİCİ HÜKÜMET BAŞKANI: MUHAMMED HASSAN AHUND

76 yaşında olduğu tahmin edilen Hassan Ahund örgüt içerisindeki farklı fraksiyonların bir uzlaşı adayı olarak öne çıktı. Taliban liderlik kadrosu içindeki en yaşlı kişi olarak biliniyor. Taliban’ı Molla Ömer’le birlikte Kandehar’da kuran şahsiyetler arasında yer alan Ahund ABD’nin devirdiği Taliban hükümetinin de başındaydı. Hibetullah Ahundzade’ye yakınlığıyla biliniyor, geçici hükümetteki rolünün asıl onu temsil etmek olduğu düşünülüyor. Taliban’ın ilk iktidar döneminde (1996-2001) Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı gibi görevler üstlenen Ahund, ABD işgalinden bu yana örgütün “Rehberlik (Rehbari) Şurası” adlı yönetici konseyinin başkanlığını kesintisiz şekilde yürüttü. Bu görevi sırasında uzlaşmacı karakteriyle örgüt içerisinde saygınlık kazandı.

SİYASİ LİDER: ABDUL GANİ BARADAR

Örgütün iki numaralı ismi olan Baradar 1968 doğumlu. Gençlik yıllarından beri tanıştığı Molla Ömer’e en yakın komutanlardan biriydi. Sovyetlere karşı mücahit olarak savaştıktan sonra 1994’de Molla Ömer’le Taliban’ı kuran dört kişiden biridir. “Birader” anlamına gelen Baradar lakabını ona Molla Ömer’in verdiği, 2001’de ABD askeri müdahalesi başladığında Baradar’ın Molla Ömer’i kendi kullandığı motosiklete bindirerek Pakistan’a götürdüğü söylenir. Baradar 2001’de Hamid Karzai’yle temas ederek Taliban’ın yeni rejimi tanıması karşılığında bir anlaşmaya hazır oldukları mesajı verir. Bush Yönetimi Taliban’la herhangi bir uzlaşmayı kategorik olarak reddettiği için Karzai’nin olumlu bakmasına rağmen bu girişim neticesiz kalır.

Abdul Gani Baradar

İktidarı kaybeden Taliban yönetici kadrosu Pakistan’a çekilerek özellikle Karaçi, Ketta gibi şehirlerde ve sınır bölgelerinde yeniden örgütlenip Afganistan’daki yeni rejime karşı ayaklanmaya liderlik etmeyi sürdürdü. Afganistan’daki Taliban operasyonları Pakistan’daki “Ketta Şurası” tarafından yönetiliyordu, ABD’nin öncelikle peşinde olduğu Molla Ömer bu nedenle sıkı bir şekilde saklandığı için Baradar bu şuranın fiili olarak başkanlığını yürütüyordu. Baradar ABD istihbaratının Pakistan’la ortaklaşa gerçekleştirdiği bir operasyon sonucu 2010’da Karaçi’de tutuklandığında ABD Yönetimi bunu “Taliban’a karşı savaşta bir dönüm noktası” olarak duyurmuştu. Baradar üç yıl hapis yattıktan sonra ev hapsine alındı.

ABD’nin isteği üzerine Pakistan onu 2018’de serbest bıraktı. Kısa süre sonra barış müzakerelerini yürütmek üzere Katar’ın başkenti Doha’ya yerleşerek oradaki Taliban ofisine başkanlık etmeye başladı. ABD’yle yapılan müzakereleri yönetti, bu çerçevede varılan Doha Anlaşmasını Taliban adına imzalayan kişiydi. Hatta bu çerçevede önceki ABD başkanı Donald Trump’la 35 dakika süren bir telefon görüşmesi yaptı. Bu ayın başında Çin’de Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından da kabul edildi. On yıl aradan sonra ilk kez geçen hafta ülkesine geri döndü.

Eylül 2020’de yaptığı açıklamada “ülkenin tüm aşiret ve etnisitelerinin hiçbir ayrım gözetmeksizin içinde bulunduğu İslami bir sistem” kurmak istediklerini söyledi. Baradar geçici hükümette Başbakan Yardımcılığı pozisyonuna getirildi.

ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Khalilzad ve Taliban’ın kurucularından Abdül Gani Baradar Şubat 2020’de Doha anlaşmasını imzaladı.

ASKERİ KANATTAN SORUMLU LİDER YARDIMCISI: MEVLEVİ YAKUB

2016’da Mansur öldürüldüğünde lider olması konuşulan Mevlevi Yakub o sıralarda henüz 25 yaşlarında olduğu için yeterince tecrübeye sahip olmadığını hissederek Ahunzade’nin seçilmesine destek verir (veya Taliban liderliği gençliği dolayısıyla onu aday olmaktan vazgeçirir.) Ahundzade Mayıs 2020’de Covid-19’a yakalanıp bir rahatsızlık geçirdiğinde geçici olarak yerine Mevlevi Yakub’un geçmesi örgüt içerisindeki saygınlığına ilişkin ciddi bir fikir vermektedir.

10 Ağustos’ta Doha’daki Taliban sözcüsü tarafından Twitter’dan yayınlanan, Taliban savaşçılarına hitap ettiği bir ses mesajı paylaştı. Beş dakikalık mesajında alınan şehirlerdeki yetkililere ve güvenlik görevlilerine zarar verilmemesini, sözkonusu kişilerin şehri terketmiş olması halinde geride kalan evlerine dokunmamalarını, bankalar dahil pazar ve işyerlerini açık tutmalarını söyledi.

Kendisinden önce askeri kanattan sorumlu olan İbrahim Sadr’dan farklı olarak ABD’yle bir barış müzakeresi yapılması taraftarı olan grupta yer aldığı için “ılımlı” olarak görülebiliyor. Yakub’un Suudilerle de arasının iyi olduğu, Riyad’ın telkinlerini dinlediği de belirtiliyor. Hayatının büyük bölümünü Pakistan’da geçiren, eğitimini Karaçi’deki medreselerde alan Yakub’un Afganistan realitelerinden uzak olduğunu, Taliban ülkeyi idare etmeye başladığında bu durumun daha fazla hissedileceğini düşünenler var. Geçici hükümette Savunma Bakanlığı görevine getirilen Mevlevi Yakub’un bugüne kadar çekilmiş hiçbir fotoğrafı bilinmiyordu. İlk kez geçici hükümet açıklandıktan sonra Taliban’a yakın hesaplarda bir fotoğrafı paylaşıldı.

Image

Mevlevi Yakup

GÜÇLÜ HAKKANİ AĞININ LİDERİ: SERACETTİN HAKKANİ

Sovyetlere karşı meşhur mücahit komutanlardan Celaleddin Hakkani’nin oğlu olan Seracettin Hakkani’nin liderlik ettiği aşiret Pakistan-Afganistan sınırında yer alan kritik Host şehrini kontrol ettiğinden, iki ülke arasındaki sınır geçişleri üzerinde hakimdirler. Baba Hakkani’nin 1980’lerde Sovyet işgaline karşı mücadele sırasında kurduğu ağ, bilahare bu kez ABD işgali sırasındada aktif ve etkili bir silahlı ayaklanma yürütür. Seracettin babasının 2018’de ölümü üzerine ağın liderliğine geçer. Hakkani’ler özellikle Kabil’de “intihar bombacılarıyla”gerçekleştirilen ve ses getiren bazı terör saldırıları ve suikast girişimlerinden sorumludur. 50’li yaşlarının başında olduğu sanılan Seracettin Hakkani FBI’ın “arananlar listesinde” yer almaktadır. ABD onun yakalanmasına yardım edenler için 2009’da koyduğu 5 milyon dolar ödülü 2014’de 10 milyon dolara çıkarmıştı.

Seracettin Hakkani (Bilinen tek fotoğrafı)

Gruba Hakkani denilmesi ağı oluşturan aşiret mensuplarının Hakkaniye medresesinde okumuş olmasından kaynaklanır. Pakistan’daki Deoband eğitim merkezlerinin önde gelenleri, İslamabad-Peşaver yolu üzerindeki Akora Hattak’daki “Hakkaniye” ile Karaçi’deki “Dâr ül-Ulum” medreseleridir. Taliban liderlerinin büyük bölümü bu medreselerde okumuştur. Büyük ölçüde kendi başına hareket eden bir grup olan Hakkani ağının bu özerk yapısı 2015’ten itibaren tamamıyla Taliban hiyerarşisine katılmasıyla sona erdi. Şubat 2020’de New York Times gazetesinde “Biz, Taliban, ne istiyoruz?” başlığıyla bir makalesi yayınlandı. Makalede şu ifadelere yer verdi: “Uzun savaşta herkes korkunç bir bedel ödedi. (ABD’yle müzakerelerden) başarı beklentimiz ne kadar zayıf olursa olsun, barış için herhangi bir potansiyel fırsatı reddetmenin akıllıca olmadığını düşündük. Kırk yılı aşkın bir süredir, her gün değerli Afgan hayatları kaybediliyor. Herkes sevdiği birini kaybetti. Herkes savaştan bıktı. Öldürmenin ve sakat bırakmanın durması gerektiğine inanıyorum. ABD liderliğindeki yabancı koalisyonla savaşımızı biz seçmedik. Kendimizi savunmak zorunda kaldık. Yabancı güçlerin geri çekilmesi bizim ilk ve en önemli talebimiz oldu. Bugün ABD ile bir barış anlaşmasının eşiğinde olmamız küçük bir dönüm noktası değildir.”

Seracettin Hakkani’nin geçici hükümette İçişleri Bakanlığı görevini yürüteceği açıklandı.


 

GEÇİCİ HÜKÜMETİN DIŞİŞLERİ BAKANI: AMİR HAN MUTTAKİ

Önceki Taliban hükümeti sırasında kültür ve eğitim bakanı olarak görev yapan Muttaki Katar’da ABD ile geri çekilme müzakerelerini yürüten Baradar’ın başında bulunduğu ekibin bir üyesiydi. Komutan veya molla olmayan Muttaki siyasi kabiliyetleriyle örgütte öne çıktı. Önceki Afgan hükümeti yetkililerinin ve diğer önemli şahsiyetlerin savaşmadan Taliban safına geçmesini sağlayan Davet ve Rehberlik Komisyonu’nun başkanıydı. Taliban güçlerinin eyalet başşehirlerini savaşmadan ele geçirmesi için başarılı müzakereler yürüttü ve barışçıl çözümlerle şehirlerin el değiştirilmesinin sağlanmasında etkili oldu.

Image

Amir Han Muttaki

ULEMA ŞURASI BAŞKANI: ABDUL HAKİM HAKKANİ

Katar’daki Taliban müzakere heyetinin başkanı olan Abdul Hakim Hakkani, örgütün güçlü ulema şurasının başkanlığını yürütüyor ve Ahunzade’nin adeta sağ kolu olarak biliniyor. Örgütün kritik dini fetvaları onun liderliğinde alınıyor. Örneğin IŞİD’in (DAEŞ) Horasan adını verdiği Afganistan koluna karşı savaşılması gerektiği fetvası onun tarafından kaleme alındı. Bu nedenle, Ocak 2020’de her zamanki gibi Kuchlak’ta bir camide verdiği ders sırasında bir intihar bombacısının saldırısına uğradı. Saldırıdan kendisi sağ kurtulmakla birlikte, oğlu öldü.

Abdul Hakim Hakkani

AFGANİSTAN’DAKİ SÖZCÜ: ZABİHULLAH MÜCAHİD

Zabihullah Mücahid örgütün 2007’den beri sözcülüğünü yapmakla birlikte ilk kez basının karşısına iki hafta önce çıktı. Taliban sahadaki özellikle askeri gelişmelere ilişkin duyurularını onun aracılığıyla yapıyordu. Gazetecilerle sadece telefon, e-mail ve sosyal medya üzerinden temas kuruyordu. Hatta bu nedenle aynı adı kullanan bir kaç kişinin örgüt adına açıklama yaptığından şüpheleniliyordu. Mücahid geçici hükümette Kültür ve Enformasyan Bakan Yardımcısı oldu. Peştuca ve Dari dillerini akıcı olarak konuşan Mücahid Pakistan’daki Hakkaniye medresesinde İslam hukuku okumuş.

Zabihullah Mücahid

DOHA’DAKİ SÖZCÜ: SÜHEYL ŞAHİN

Taliban’ın Doha’daki sözcüsü olan, örgüt Afganistan’da idareyi ele alana kadar haber bültenlerine çıkan tek yetkilisi olan Süheyl Şahin aynı zamanda Doha’da yürütülen müzakerelerde kilit isimlerden biri. Taliban’ın ülkeyi ilk kez yönettiği 1996-2001 döneminde çıkardığı “Kabul Times” adlı gazetenin editörlüğünü yaparken Pakistan’daki Afgan büyükelçiliğine müsteşar olarak atandı. Doha’ya yerleşen Şahin, ABD’yle müzakerelerin başlamasından örgütün tüm ülkeyi ele geçirmesine kadar olan süreçte dünya medyasına Taliban adına açıklama yapan neredeyse tek kişi olarak öne çıktı.

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram