Merkez Bankası’nda işler karıştı

Erdoğan baktı Şimşek’ten fayda yok, son üç-dört yılın hayat kurtaran mekanizma için kırmızı çantayı açtı ve düğmeye bastı. Erdoğan yine eski defterleri kurcalıyor. Varlık Barışı'nda sınırlar esnetiliyor. Şimşek'e verdiği kredinin vadesi doldu, dolacak. Faiz artışında reel sektörün istiap haddi doldu. 26 Ekim'den itibaren makas değişikliği sürpriz olmaz.

TURHAN BOZKURT 10 Ekim 2023 HABER ANALİZ

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yeni Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan her fırsatta “10 milyarlarca dolar tutarında yatırım talebi masada” diyor.

Şimşek para için Körfez’den İngiltere’ye Almanya’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne tur atıyor. Birkaç haftaya kalmaz yine Körfez’de petro-dolar turuna çıkacak.

Suudi Arabistan’dan evvela 3,1 trilyon dolar, sonra 100 milyar dolar gelecekti. “15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün finansörü” denilen Birleşik Arap Emirlikleri de 51 milyar dolar sözü vermişti.

Oysa ne gelen var ne de giden! Emanet dövizler (Swap, munzam karşılık, ihracat gelirleri) ve bavulla gelen paralar (Net hata ve noksan) sayesinde şimdilik ödemeler dengesi krizine dönüşmedi.

TÜRKİYE 3’ÜNCÜ DÜNYA LİGİNDE

Türkiye’de doğrudan yatırımlar faslı kapanalı hayli vakit oldu. Dolaylı (sıcak para) yatırımlar da 10 yıldan beri serbest düşüşte.

19 yıllık emeğin neticesinde 2015 yılında “yatırım yapılabilir ülke” notu ile yıldızlı pekiyi alan Türkiye otoriterleşmeyi tercih eden Recep Tayyip Erdoğan’ın idaresinde sermaye için riskli bir liman hâline geldi.

Evvela yatırım yapılabilir notu kaybedildi, akabinde döviz şokları peş peşe geldi. Yüksek faiz-yüksek enflasyon sarmalında zengin daha da zenginleşirken, fakir daha fakir hâle geldi.Resim

 

Türkiye; Fitch, Standard&Poor’s ve Moody’s gibi üç akıl hocasının ekranında Kamboçya, Vietnam, Azerbaycan, Gabon, Uganda, Kosta Rika ile aynı kredi notuna sahip.

DEMOKRASİDEN UZAKLAŞTIKÇA YATIRIM AZALIR

Ne kadar demokrasi o kadar refah. Ne kadar hukuk devleti o kadar yabancı sermaye.

Çin’in istisnai şartları haricinde sermaye önce hukukî emniyeti şart koşar.

Yabancı sermaye bir memlekete yatırım kararı verirken; akşamdan sabaha malına mülkünün müsadere edilmeyeceğini, ihtilaf hâlinde bağımsız mahkemelerin hakkını iade edeceğinden emin olmak ister.

Bedava arazi, enerji ve vergi teşvikleri daha sonra gelir. Yüksek faiz oranları ile ballı garanti bile gözünü görünmez!

Kalıcı yabancı sermaye ile mülkiyet hakkı başta olmak üzere temel hak ve hürriyetlerin vaziyeti arasında korelasyon var.

Şimşek, 4 Haziran’da ekonominin dümenine geçtiğinde Erdoğan’ın 2010 yılından beri kısım kısım inşâ ettiği tek adam rejiminden geri adım atmayacağı biliniyordu. Şimşek de konkjonktürün bir eseri olarak o koltukta oturacaktı. Patron yine Erdoğan’dı.

Türkiye’nin sistem krizini görmezden gelip sadece politika faizini artırarak içine düştüğü çukurdan kurtulacağını zanneden iktisatçılar yanılıyor.

YABANCI SERMAYE HÂLÂ İTİMAT ETMİYOR

O kadar tantanaya rağmen ilk 9 ayda ne kadar sıcak para gelmiş? Borsa İstanbul (hisse senedi) ve devlet iç borçlanma senetleri (bono, tahvil) dâhil toplam 430 milyon dolar tutarında yabancı sermaye girişi olmuş. Şimşek’in “Geldiler, geliyorlar.” dediği tutar!

Gelen giden hepsi bu kadar!

430 milyon dolar, 12 aylık vadede 208 milyar dolar dış borç ödemesi icap eden Türkiye’nin dişinin kovuğunu doldurmaz.


 

Net döviz rezervi eksi (-)57 milyar dolar. TCMB’nin kasası bu kadar açık vermiş. Kamu borç stoku 6 trilyon TL’yi aşmış, bütçe açığı ek bütçeye rağmen 1,6 trilyon TL’de kalırsa başarı sayılacak.

Yabancı en kolay çıkabileceği kanalları bile tercih etmiyorsa daha kalıcı döviz Türkiye’ye niye gelsin? Üstelik politika faizi yüzde 8,50’den yüzde 30’a çıkmış. Hazine yüzde 10 ile borçlanıyordu, bugün iki yıllık tahvilin faizi yüzde 24.

Haziran ve temmuz aylarında 12,5 milyar doların bavulla (kaynağı meçhul) Merkez Bankası’na gelmesine niye şaşırıyoruz ki!

Erdoğan yine bildiği yoldan gitti ve cari açığın üçte birini esrarengiz dolarla finanse etti.

Erdoğan baktı Şimşek’ten fayda yok, son üç-dört yılın hayat kurtaran mekanizma için kırmızı çantayı açtı ve düğmeye bastı.

Erdoğan yine eski defterleri kurcalıyor. Varlık Barışı’nda sınırlar esnetiliyor. Şimşek’e verdiği kredinin vadesi doldu, dolacak.

Faiz artışında reel sektörün istiap haddi doldu. Sanayinin devleri konkordato ilan etmek için mahkeme koridorlarında sıra bekliyor.

Merkez Bankası için 26 Ekim’den itibaren makas değişikliği sürpriz olmaz. Borsa İstanbul (BİST) nominal olarak uçsa da ekonomik krizin çok derinlerde.

Emekli açlık sınırının (13 bin TL) altında maişetini temin edemiyormuş, çiftçi ve esnaf perişan olmuş, en kötüsü henüz gelmemiş… Bunları atlatmaktan kolay ne var!

Medya kimin elinde? Muhalefet paramparça ve acınacak vaziyette…

31 Mart 2024 Mahallî İdareler Seçimi bir geçsin, esas şenlik o gün başlayacak.

O vakte dek lastik patlamasın kâfi…

—————————————

İletişim için:

https://www.youtube.com/turhanbozkurt

Twitter: @turhanbozkurTV

https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/

e-posta: [email protected]