Sezgin Baran Korkmaz canlı yayında anlattı: Veyis Ateş 10 milyon euro istedi

Hakkında karapara aklama soruşturması bulunan Sezgin Baran Korkmaz için Ankara'da arabuluculuk yaptığı iddia edilen sunucu Veyis Ateş açıklamalarda bulunuyor. Canlı yayına bağlanan Korkmaz, Ateş'i suçladı.

KRONOS 18 Haziran 2021 GÜNDEM

“Kara para aklamak” ve “dolandırıcılık” suçlarından hakkında yakalama kararı bulunan Sezgin Baran Korkmaz’dan 10 milyon euro istediği belirtilen ve dün istifa ettiği açıklanan eski Habertürk Tv ana haber Sunucusu Veyis Ateş hakkındaki iddialarla ilgili açıklamada bulundu.

SEZGİN BARAN KORKMAZ’DAN AÇIKLAMA

Canlı yayına telefon bağlantısıyla katılan Sezgin Baran Korkmaz, Veyis Ateş’in kendisiyle avukatı aracılığıyla irtibat kurduğunu söyledi. Korkmaz, “Veyis Ateş, kendisinin aracı olduğunu söyledi ve 10 milyon euro talep etti.” dedi.

Baran Korkmaz suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

Halk TV’de canlı yayına bağlanan Sezgin Baran Korkmaz şunları söyledi: “Bu insanlarda utanma ve arlanma duygusu olduğunu düşündüğüm için, kaydı Veyis Bey’in çalıştığı haber kanalındaki bir kişiyle paylaştım. Bu konunun niye bu noktaya geldiğini anlatmak istiyorum. Beyefendi benim kendisini aradığımı, hayatın olağan akışına da çok aykırı, benim zekâmla da dalga geçiyor. Benim hukukçu bir arkadaşım üzerinden defalarca ulaşmaya çalışmış. Ben de Veyis Bey ile konuştuğumda kendisi bana bu konuda yardımcı olabileceğini söyledi.

Ailemin, çocuklarımın ne kadar güç durumda olduğunu anlattım. O da beni çok iyi anladığını ve yardım etmek istediğini söyledi. Görüşmesini de gerçekleştirdikten sonra beni arayıp… Eğer ki Veyis Bey ben bu konuşmayı yapmadım diyorsa, ben ilk uçakla Türkiye’ye gelmeye namus ve şeref sözü veriyorum. Siz bana bir gazeteci söyleyin, arayıp hemen ona dinleteyim.

Veyis Bey’den sadece doğru olanı istiyorum. Görüşmeyi dinlediniz. Bana niye soruyorsunuz? Üstadım, Veyis Bey, beni Ankara’ya gitmeden bir gün önce arayıp bir görüşme yapacağını söyledi. ‘Ben seni anlıyorum’ dedi. Telefon konuşmasından sonra dönüş yolunda beni aradı, görüşmelerimi yaptı, başka başka şeyler söyledi, başkalarını da zan altına sokmak istemiyorum.

Bu laflar bana inandırıcı gelmiyor. Bana bu işi halledebileceğini, benimle uğraşan bir lobinin bana bunu yaptığını, kendisinin aracı olduğunu, bu nasıl olacak dediğimde istedikleri meblağı vermemiz gerektiğini, meblağın ne olduğunu söylediğimde 10 milyon euro olduğunu açık açık söylemiştir. Beni aradığı zaman insanlar gözaltındaydı. Ben bu konuşmayı kimseyle paylaşmayacaktım, avukatlarımla konuştuk, savcılığa gidecektim ve savcılığa suç duyurusunda bulunacaktım.”

VEYİS ATEŞ NE CEVAP VERDİ?

“Sizin arkadaşlarınız gözaltında mı hatırlamıyorum? Beni ilk arayan siz misiniz Sezgin Bey? Avukatı mı beni aramış? Benim sayın bakana, Habertürk gibi bir kurumla yollarımı ayırmama sebep olan hata… Bakan bana ‘Sana anlattığı gibi değil o işler’ dedikten sonra bunun arkadaşları mı şey yapılmış? Ben avukatını mı aramışım? 10 milyon euro mu istemişim? 1 dolarını, 1 eurosunu mu almışım? Az önce sana kaç TL’lik kirada oturduğumu, kaç paralık arabaya bindiğim, ne olduğunu, hepsini anlattım.

Sen, ben, hepimiz o yayındaydık. O yayında da üstünde bu kadar baskı vardı değil mi? Sayın bakanı aldığımız yayında, sonrasının arkasından bir sürü yazı yazıldı… Ya ne olduysa, ben İçişleri Bakanı’yla yayın yaptıktan sonra Sedat Peker yayına çıkıyor -bu arada benim adım Veyis, Veysi değil-. Salı günü grup toplantısında sayın Devlet Bahçeli, 23 gündür bakanla ilgili bir açıklama yoktu, açıklama yapıyor, sayın Cumhurbaşkanı çarşamba açıklama yapıyor yanlış değildir. Çarşambadan itibaren ben Sedat Peker’in iddialarının arasında bulunuyorum.*

VEYİS ATEŞ: PEKER’LE SOHBET ETTİK

Veyis Ateş, organize suç örgütü yöneticisi olduğu iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan Sedat Peker hakkında da açıklamalarda bulundu.

Ateş, Peker ile beraber sohbet ettikleri anları anlattı. Ateş, “Sedat Peker’le 2016-2017 yılı olabilir Kuruçeşme’de bir mekanda 4-5 kişi oturduk, yemek yedik, sohbet ettik. Ne siyaset konuştuk, ne iş konuştuk. Hayatımızda bir defa orada tanıştık. Ne bir selam aldık, ne bir selam gönderdik.” dedi.

SEZGİN BARAN KORKMAZ İKİNCİ KEZ YAYINA BAĞLANDI

İkinci kez yayına bağlanan Sezgin Baran Korkmaz iddialarını şöyle sürdürdü:

Lafı ağzıma tıkadınız, problem değil. Bu konunun dışına çıkmayacağıma söz verdim, ama Veyis Ateş çok haklı, diyor ki neden bugüne kadar kaydı dinletmedi? İsmail Bey, kaydı siz hepiniz dinlediniz. Veyis Ateş’in gözünün içine bakıp yalan söylüyorsun, ‘ben dinledim’ demeniz lazım. Kaydı siz dinlediniz, milyonlarca insanın saygı duyduğu bir gazetecisiniz. Ben 10 milyon euro vermedim. İstendi. Sen kendin dinledin ya. 10 milyon euro bir klik adına istedi. Veyis Bey, hakem olacağını söyledi, istedi.

Ben bu olaylar olunca, adamlar falan gözaltında, ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Gerçekten ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Veyis Bey benden Ankara’da bir görüş yaptığını, hukuki problemi çözmek için değil, problemi yaratan klik ve lobi olduğunu, onlara 10 milyon euro vereceğini söyledi. Seninle uğraşan lobi ve klik var, onlar bu parayı istiyor. 2, niye bugün açıklamak mecburiyetinde kaldı?

Ben hayatım boyunca İbrahim Kalın’ı bir kere gördüm, ‘merhaba’ dedim, tanımıyorum. İbrahim Kalın’ı da tanıyan bilen herkes bilir, devlet ahlakına sahip olduğu için kimseyle samimiyeti olan biri değil. Temiz insanları kirletmek için bu kadar mı çaba gösterilir ya? Bende kayıt olduğunu düşünmediği için başkalarını ona doğru çekmeye çalıştığı için ben Sevilay’a (Yılman) dinlettim.

Sevilay yönetimine söyleyecekti, bu adalet önünde hesap verene kadar konuşmayacaktım. Ben bunu kastetti demem, beyefendinin kendisi orada, gözlerinizin içine bakıp… Benim çocuğum 6 aydır tedavi göremiyor aşağılık herif, yalan söylüyor, gözümün içine baka baka yalan söylüyor. Benden kimin için para istediğini onu açıklaması lazım. 20 sene de geçse 20 sene bunun mücadelesini vereceğim.”

VEYİS ATEŞ: SİNİR KRİZİ GEÇİRİYOR

Korkmaz’ın iddialarını cevaplayan Ateş ise şunları kaydetti:

“Bu tür sinir krizlerine giren insanların psikolojisini de seyircilerimizin takdirine bırakıyorum. Mutabık kaldığımız tek şey şu, hukuk önünde… Bekliyoruz kendisini Türkiye’ye, elinde bu kadar bilgisi belgesi varsa. Benim bir kliğim, bir lobim yok. Ben bir klik adına, bir klik adına 10 milyon euro, 10 milyon dolar, hiçbirini istemedim. Bunların bir lirasını, bir poundunu da almadım. Buradan da yargıya, yüce Türk adaletine sesleniyorum ki versin her şeyini, ben de gideyim ifade vereyim. Benim neyim var, neyim yok? araştırılsın, kamuoyu da bunu görsün.

“İÇİŞLERİ BAKANI’NIN Kİ, ONLAR SAYGILI OLMAMIZ GEREKEN BAKANLAR”

Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı’nın ki onlar saygılı olmamız gereken bakanlardır, benim onu korumama ihtiyacı mı var? Süleyman Soylu isminden bahsediyoruz, benim korumama mı ihtiyacı var? Onu korumak adına ne yapabilirim?

“40 KİŞİYİZ İSMAİL, HEPİMİZ BİRBİRİMİZİ BİLİRİZ”

Bir ikincisi, bu vesileyle paylaşmak isterim, bir gün böyle olacağını gerçekten hiç düşünmezdim, fakat şu bir haftalık zaman içerisinde de bizim mahallede 40 kişiyiz İsmail, hepimiz birbirimizi biliriz. O kadar çok şey yağıyor, o kadar şey duyuyorum ki, şunu da bunu da, bunları biriktireceğim, hepsi elimde toplandığında hiç beklemediğim, ummadığım, tahmin bile etmediğim, nazları düştüğünde bir koparalım, ısıralım diyen ne kadar çok insan varmış.”

CANLI YAYINDA NELER KONUŞULDU?

Ateş, Paramount Otel’e Cihan Ekşioğlu’nu daveti üzerine gittiğini söyledi. Ateş,  Baran Korkmaz’ın Paramount Otel’inde ücretsiz kaldığı ve  xTürkiye’ye dönmesi karşılığında “başkasına iletilmek üzere” Kortmaz’dan 10 milyon euro istediği ortaya çıkan Ateş, Halk TV canlı yayınına katıldı.

Gündem Özel programında gazeteci İsmail Saymaz’ın sorularını cevaplandıran Veyis Ateş, “Sezgin Baran Korkmaz’ın Paramount Otel’e Cihan Ekşioğlu’nun davetlisi olarak gittim. Para ödemedim. Daha lükslerini de gördüm… Sezgin Baran Korkmaz’la da orada karşılaştım.” dedi.

Veyis Ateş, Saymaz’ın ardından söz alarak, “Sedat Peker’in videoları yayınladıktan sonra ilk beni arayıp ‘İddialar var, bir şey söylemek ister misin?’ sorusundan başlayan, yazı yazacağın zaman ‘Bir şey söylemek ister misin?’ diyen çok kıymetli bir gazetecisin. İlk günler ‘Konuşmayacağım’ dedim, ‘Söz konuşmaya karar verirsem ilk sana konuşacağım’ dedim. Halk TV’ye teşekkür ederim ekranlarını bana açtığı için. Ben de şunu istiyorum atlatan bir şey olursa bunlar cevap vermek isterim. Bugüne kadar göstermiş olduğun yakınlığın için teşekkür ederim.” dedi.

Programda İsmail Saymaz’ın soruları ve Veyis Ateş’in verdiği cevaplar şöyle:

Sezgin Baran Korkmaz ile ne zamandan beri tanışıyorsun?

Geçtiğimiz temmuzun 20’leri ya da 30’larından tanıyorum meşhur otele davetli olarak gittim. O günlerde oraya davetli olarak gitmedim o günlerde zaten bir arkadaşım teknesinde tatildeydim.

O tekne senin değil miydi?

O tekneye bindikten, yani İstanbul’a döndükten sonra orada çekildiğim bir fotoğrafı attım. Bir arkadaşım yorum yaptı. Bizim aramızda geçen diyalogdan sonra bugünlerde benim bir teknem olduğu… benim hiçbir zaman bir teknem olmadı, arkadaşlarımın teknesi.

SEZGİN BARAN KORKMAZ İLE OTELDE TANIŞTIK

Paramount Otel’de kimin konuğuydun?

Paramount Otel’e 2015’den beri arkadaşım olan Cihan Ekşioğlu beni davet etti. Ben Cihan Ekşioğlu’nun davetlisi olarak gittim. Bir defa gittim hayatımda iki gün kaldım, para ödemedim. Davetli olarak gittim. Bu ve benzeri davetlere, konferanslara zaten gittim. Daha lükslerini de gördük, kaldık. Daha lükslerine davet edildik.

Bir ev davetlisi olarak gittik. Kaldığım sabahın ertesi günü kahvaltı yaparken birisi kahvaltı sofrasında kalktı yanıma geldi. ‘Merhaba ben Sezgin Baran Korkmaz’ dedi. Tanışma bir. Bu temmuz dediysem eylül, ekim gibi olabilir. İstanbul Beylerbeyi’nde bir balıkçının kapısında ikinci kez tanıştık.

SERVETİMİ ARAŞTIRSINLAR

Biz arkadaşlarımla kendi Instagram hesabımda goygoy yapıyoruz. Yarından itibaren bakılsın bugüne kadar benim bir teknem olmuş mu? İş adamı bir arkadaşımla onun teknesinde bir fotoğrafım var onu da linç ettiler. Pazartesi gününden itibaren teknem, villam, boğazda villam var mı, ben kendim soruşturulmasını isteyeceğim. Ailemde, yakın arkadaşlarımda, benim üzerimden bir servet çoğalması var mı buyursunlar araştırsınlar.

Kasım olabilir aralık olabilir ne zaman yurtdışına çıktığını hatırlamıyorum. Yurtdışına çıktıktan bir ya da iki hafta sonra bir ortak tanıdığımız dedi ki ‘Sezgin Baran Korkmaz yurtdışında biliyorsun başına gelenleri’ dedim ki ‘bilmiyorum’. ‘Seni aramak istiyor’ dedi, ‘arasın’ dedim. ‘Ben çok mağdur edildim’ dedi. 5 Ocak olamaz ondan daha öncedir. Ben aramadım o aradı beni. ‘Senden ricam, Sayın İçişleri Bakanı beni yanlış anlıyor, ben şöyle mağdur edildim bu mesajı iletir misin?’ dedi. ‘Ben bugün yarın Ankara’ya gidebilirim gittiğimde iletirim’ dedim. Bundan 2 ya da 3 gün sonra sayın bakana dedim ki ‘Bu SBK diye birisi var beni aradı’ dedim. ‘Açmasaydın’ keşke dedi. ‘Bana böyle böyle şeyler söyledi’ dedim. ‘Bunların hiçbiri doğru değil onun hakkındaki iddialar çok daha muhtelif eğer böyle düşünüyorsa Türkiye’de yargı var gelsin teslim olsun…’

‘ATEŞ BEN MAĞDUR OLDUM’

Sen bir gazetecisin. İki defa tanıştığın biri senden bir bakana bunu iletmeni istiyor neden kabul ettin bunu?

Bunu kabul etmemin sebebi, ‘Çoluğum çocuğum Türkiye’de. Ben burada mağdur oldum. Yalnız kaldım, yanlış anlaşıldım… Bana ulaşıyor. Şu bakanlıkta, bu bakanlıkta atamalarda telefonlar geliyormuş ya bana… Çoluğum çocuğum var. İnsanların bu tür düştüğü durumlarda aradıklarında ben yardımcı olmaya çalışırım. Her arayanın değil.

Kara paradan aranan bir adamı neden bakana iletiyorsun?

Neyden arandığını bilmiyorum. Böyle bir mağduriyetini iletiyor bana. Ben de sayın bakana iletiyorum. O beni arıyor sonra diyorum böyle böyle… Senin anlattığın gibi değil.

SBK diyor ki “Benim avukatımı bulmuş avukatım üzerinden ısrarla bana ulaşmaya çalışıyor”

Büyük harflerle bir kez daha söylüyorum ki ‘Ben onu aramadım’. Ben SBK ile ömrümde iki defa karşılaşmış adamım. Ortak arkadaşımız diyor ki bana ‘Bu adam mağdur edildi bu mesajını iletir misin?’ Üstümde Habertürk gibi bir kurumun adı vardı. Artık yok. Bundan artık arındım. Böyle bir gaflet, dalaletten dolayı bütün seyircilerimden özür diliyorum. 2006’dan beri haber anlatan bir insan olarak böyle bir yanlış, hataya düştüm.

Hatadan kastın ne?

O telefona cevap vermek ve gidip bakana söylemek. Bakan bana ‘Keşke açmasaydın’ dedi. Biz sayın bakana onun mesajını ilettim. Sonrasında asla bir temasımız olmamış. Aradan bir ya da iki hafta ya da bir aylık bir zaman geçti tekrar arandım. ‘Abi çok zor durumdayım’ dedi. Sen koskocaman SBK’sın kocaman avukat ordun yok mu? Abi ne gerekiyorsa yapayım, vereyim. Benim çoluğum çocuğum burda…

“SEVİLAY YILMAN’IN  KONUŞMA BANA AİT DEĞİL”

Sevilay Yılman’ın yazdığı konuşma sana ait değil mi?

Anlatacağım. Sevilay Yılman’ın anlattığı konuşma bana ait değil. Bu konuşma 7 Ocakta mı yapılıyor? Ben 10 milyon avro istemişim değil mi? Şantajda, tehditte bulunmuşum. Bu zamana kadar neredeyiz? 16 Mayıs tarihinde ben bir televizyon programında SBK bana bir mesaj atmış. Mesaj da Emre Uslu’nun attığı bir tweet.

“Lobilerden, kliklerden bahsetti.” dedin. Bu kaç tarihli konuşma

Emre Uslu bir tweet atıyor. Veyis Ateş, SBK’dan 10 milyon TL koparmış bunu da İbrahim Kalın ile paylaşmış. Yayın bitti bu tweeti ve SBK’nın aramasını gördüm. Aradım, “Abi bu FETÖcülerin Allah belasını versin. Sen bana yardımcı olmaya çalıştın, görüyor musun neler oluyor.” dedi.

10 milyon euronun geçtiği bir diyalog yok mu?

Böyle bir talep aramızda geçmedi. 10 milyon euro istedim.

Neden istedin?

Diyelim istedim, 10 milyon euro bana geldi ya. 10 milyon euro kaç para yapar? Bunu nereye saklayabilirim. İstemedim diyorum.

Klikler ve lobilerin geçtiği konuşma.. Ne oldu o konuşmada?

İçişleri Bakanı bu adam gelecek teslim olacak diyor ya. Bu adam bana bu ülkede lobiler, klikler var diyor ya.. Bundan ne anlarsın? Lobiler var klikler var sen bana gönder 10 milyon avro ben bunu işi çözerim diyeceğim..

Böyle bir konuşma olmadı mı?

Böyle bir konuşma yok.

Yalan söylüyorsun. Ben bu konuşmayı dinledim. Sen bu konuşmada diyorsun ki, “Seninle ilgili beklenti ve istediklerini sesini çıkarmadan bir süre sakince beklemen lazım. Samimiyetini göstersin gerekini yaparız dediler” O da sana diyor ki “Samimiyetimi nasıl göstereceğim abi.” Sen diyorsun ki; sana söz ettiğim zaman meblağı istiyorlar. Korkmaz, 10 milyon euroyu gösterdiğim zaman… Sen diyorsun ki, onlar çok güçlü pozisyonda olduğu için olur mu, olmaz mı? diye sormadım. Burada 10 milyon euro geçiyor. Korkmaz’dan bir meblağ talep edildiğini söylüyorsun. Bunu nasıl açıklıyorsun?

Bu kayıt neredeyse bana da verin ben kendi ellerimle götüreyim bu bir dinlensin. 7 aydan beri çıkmayan konuşmam neresi önü neresi arkası bilmediğim bir konuşmadan bahsediyorum. Ben böyle bir konuşma yapmadım, 10 milyon euro istemedim.

Sana söz ettiğim meblağı istiyorlar dedin mi?

Bana ait değil cümleler. O taraf kim. Başka ne demişim?

“Şimdi patron memleket hayalin var. Burada elini kolunu sallaya sallaya gezmek var. Gelme noktasında sana bunu yapan klik ve lobi onlarla masaya oturmak lazım” O da sana diyor ki, “Benim adıma masaya otur.” sen de “Nasıl istersen?” diyorsun.

Böyle bir görüşme yok. Bu adamın bana anlattığı dertleri var.

Sen birileriyle görüşmüşsün. Belli klik ve lobiler adına para talep ediyorsun

O klik ve lobiler kimse araştırılsın. 7 ocakta, bir hafta öncesinde bir hafta sonrasında konuştuğum kayıtlar ortaya çıksın.

“Sizin adınıza konuştuğuma göre ortada bir hakemlik yaptığıma göre” diyorsun ve kendini Korkmaz’a böyle tanıtıyorsun. Bu konuşma ile senin anlattıkların örtüşüyor.

PARA İSTEMEDİM

Veyis Ateş: Ben hiç konuşmadım, bana dertlerini anlatmadım demiyorum ki. Bu konuşma 7 aydır nerde?

Sen para istedin mi?

İstemedim

Birilerinin bir meblağ istediğinden söz ettin mi

Söz etmedim

Birileri adına Korkmaz’ın sorununu çözmek adına görüştün mü?

Birileri ile görüşmedim. Bir kişi ile görüştüm. Devletin İçişleri Bakanına söyledim. 7 Ocak’ta bakan Diyarbakır’da, ben İstanbul’dayım.

Bu benzer hikâyeleri balyozda, 17/25’te görmüştük. Kırk yıl düşünsem böyle bir hikâyenin öznesi olacağım… Diyelim bir an için nefsime yenik düştüm. 10 milyon euro 10 küsur milyon yapıyor. Ben bu parayı nereye saklayabilirim, hangi bankaya koyabilirim? Basit bir hesap ya.

SBK’ın senden birden çok konuşma yaptığı ve senden sorununu çözmek için yardım istediği anlaşılıyor. Benim dinlediğim konuşmada bir meblağdan söz ediliyor. SBK bu gücü nereden alıyor?

Devletin İçişleri Bakanı diyor ki gelecek yargıya teslim olacak. Ben bunu ona iletiyorum. Ben kimim ki hangi klik hangi lobiği bulacağım. Nereye sokacağım, nerede saklayacağım ben bu parayı.

Peki niye 10 gündür sustun?

Ben bugün 14.30-15.00 gibi uyandım telefonum çaldı. Beni birisi aradı ismini vermeyeceğim. “Ya bu SBK beni aradı. Bu akşam Halk TV’ye çıkacakmış. Bu mevzuları çok dillendirmesin..” “Sen ne diyorsun?” dedim ya.

SBK herhalde şu an izliyordur, bu ithama dair bir açıklamayı bana gönderecektir.

“Bu akşam Halk TV’ye çıkacakmış benden bahsetmesin. Hak desin hukuk desin” bunu kim söyledi söylemeyeceğim. Yarın bir gün sorulursa bu ismi vereceğim. Madem bizim böyle bir hikâyemiz var, madem ben bugün konuşacağım niye bugün bana mesaj yolluyorsun?

Bu senin 10 gündür konuşmadığın gerçeğini değiştirmez.

Kafamı uzatıyorum dışarıda bir meteor yağmuru. Bir gün yalım, bir gün teknem çıkıyor. Bir de üstümde Habertürk gibi bir kimlik var. Habertürk ekran yüzü olarak açıklama yapıp kuruma zarar vermek mi beklemek mi? Bundan sonra da çıkacak..

Şöyle sosyolojinin içerisindeyiz. 2006 yılında televizyona çıktım. Oradan Habertürk’e geldim. Bir hafta 10 gündür….

Senin hakkında çok iddialar var.

Tırnak içinde medyanın monşerleri bu çocuk dün TV Net’ten geldi, bugün buradan buraya geldi. Çok pahalı kravatlar takıyor.

Palton 10 bin euro, şapkan da 600 euro. Nasıl olur bu?

Benim babam emekli bir din görevlisi, emekli olduktan sonra yıllarca zeytin ticareti yaptık orta halin biraz üstünde bir aileydik. Bugünlere geldik ve bugünlerde kazandığımız bir paramız var.

Bir haftadır neden susuyorsun neden konuşmuyorsun?

‘Peker’den çekiniyorum’ diye bir şey demedim.

Paltomu terzide diktirdiğim için 6-7 bin lira ödemiş olabilirim. Kaşkol da onun hediyesi, fötr şapka da orada kafama taktığım bir şapka.

Bir hafta sustum, herkes eteğindeki taşları döksün, üzerimdeki kurumsal kimlik kalksın… Katım, villam, teknem çıkmadı mı?

Birinden 10 milyon euro istemekle aynı şey mi? Ben senin ağzından meblağ çıktığını işittim. Sen “Yok.” diyorsun, ben işittim.

Pazartesi günü birkaç yıldır ne kazanmışım ne kaybetmişim hepsi için suç duyurusunda bulunacağım.

Yalın var mı?

Yalım yok.

Boğazda oturuyor musun?

Boğazda da oturmuyorum. Bekledim eteklerindeki taşları dökülsün, kurumsal kimlik çıksın.

10 milyon euro aldım, 10 milyon euroyu sağlık bakanlıklarında işler yaptım falan ya… 2+1, 3.900 TL kira ödediğim, 250 lira aidat ödediğim bir evde oturuyorum. Eşimden ayrıyım 7-8 yıldır. Eşim ve iki çocuğum 2+1 evde oturuyorlar. Oğlumun odası apartman boşluğuna, kızımın odası karşı apartmana bakıyor. Mersin’de ailemden kalan zeytinlikler, portakallıklar, evlerimiz, işletmelerimiz var.

İstanbul’da zemin katta bir dairem var. Kendim orada oturmuyorum 2 sene önce de İstanbul Hereke’de 700 bin TL’ye aldığım 2 senedir kredisini ödediğim bir evim daha var. Bütün mal varlığım bu. Ben Habertürk Genel Müdürlüğü sürecinde takriben ayda 30 bin TL kazanan adamım. Beymen, Vakko giyiyormuşum falan filan..

Ben Habertürk’e gece spikeri olarak geldiğimde, BMW’ye biniyordum. Genel müdür oldum, şirketim bana Audi tahsis etti. Sonra çok heveslendim bir Mercedes aldım. 6-7 ay kullandım geri sattım. Devlet bana Mercedes tahsis etmedi.

Peker’in iddiasına göre, İçişleri Bakanlığı sana Mercedes, çakarlı araba, koruma tahsis etti.

Etmedi. 3 yıldır korumam var. Ekrana çıkıyorum… Korumam var sadece.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com