Türkiye’nin en eski fakültelerinden biri olan ve bünyesinde 15 bini aşkın yazma eser bulunduran Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde 440 yazma eserin kayıp olduğu ortaya çıktı. Skandalı ortaya çıkaran Sayıştay denetçileri, kitapların izinin sürülemediğini, ilgili kişilere dava açılmasının da olanaksız olduğunu kaydetti.
Sayıştay Başkanlığı’nın ‘Ankara Üniversitesi 2019 Yılı Denetim Raporu’nda Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde (DTCF) 440 yazma eserin kayıp olduğu belirtildi. Raporda 2013 yılı öncesinde DTCF’deki 15 bin yazma eserin Kamu Harcama ve Muhasebe Bilişim Sisteminde (KBS) kayıt işleminin başladığı, ancak aradan geçen zamana rağmen kayıt işleminin bitirilemediği belirtildi. Rapora göre KBS’ye giriş sırasında 2008 adet nadir yazma eserin sayım fazlası olarak giriş kaydı yapıldı, 440 adet kitabın kaydı ise sistemden düşürüldü.
Sayıştay denetçileri 440 eserin kaydının neden düşürüldüğünü tespit etmek için kütüphane görevlileriyle görüştü. Kütüphane görevlileri denetçilere, “Kitapları en son kimin ödünç aldığına yönelik log kayıtları tutulmadı ve silinme işlemiyle birlikte bu tür kayıtlar da yok edildi” cevabını verdi. Denetçiler yaptıkları incelemede kitapların ödünç verilmeden de kullanıcılar tarafından kütüphaneden çıkarılabildiğini de tespit etti.
KAÇ YILDIR KAYIP OLDUĞU DA BİLİNMİYOR
Sayıştay raporunda kitapların kimin ihmali sonucu kaybolduğunun tespit edilemediği kaydedilerek, “Kitapların gerçekte kaç yıldır kayıp olduğu ve düşümü yapan memurların, kayıplardan sorumlu olup olmadıklarını tespit etmek de mümkün görülmemektedir. Bu durumda kontrol ve sayım süreçlerinde eksiklikler bulunduğu anlaşılmıştır” denildi. Böylece kitapların kimin tarafından ne zaman kaybolduğunun da bilinemediği, iz sürülemediği için de sorumlular hakkında bir dava da açılamadığı vurgulandı.
KAYIP NADİR ESERLER SAYIŞTAY RAPORUNA BÖYLE YANSIDI
Sayıştay denetçilerinin rapordaki saptamaları şöyle: “Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde bulunan yaklaşık 15 bin adet yazma eserin Kamu Harcama ve Muhasebe Bilişim Sisteminde (KBS) taşınır kayıtlarına alma işlemlerinin tamamlanmaması sorununun Sayıştay Raporlarına yansımış olmasına rağmen 2019 yılında da çözüme kavuşturulmamasının işin özelliğiyle ilgili olmadığı, yıllar içinde oluşan kayıp ve eksikliklerin zamana yayılarak ortaya çıkması muhtemel sorunlardan kurtulma çabasının bir sonucu olduğu düşünülmekle birlikte anılan eserlerin kayıt altına alınmaması sonucunda, ilerleyen tarihlerde eserlerin yok olması veya hasar görmeleri halinde, meydana gelecek kamu zararının ve bu zarardan sorumlu tutulacak ilgililerin tespitinde güçlük yaşanması riski de devam etmektedir. Bir başka ifadeyle, sağlıklı bir kayıt sisteminin kurulmaması muhtemel sorunların soruşturulmasına da engel teşkil edecektir.”