İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görev yapan savcı Davut Yılmaz, İran istihbaratıyla muhalifleri kaçıran şebekenin üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alındı.
İranlı siyasi muhalifleri Türkiye’den kaçırmak için faaliyet gösteren İran istihbaratı bağlantılı casusluk şebekesinin üyesi olduğu gerekçesiyle 8 Şubat’ta açığa alınan savcı Davut Yılmaz gözaltına alındı.
Odatv’deki habere göre, Türkiye’de yaşayan İranlı muhalifleri yakalayarak İran’a kaçırmak isteyen İran istihbaratı, bu operasyonları yürütmek için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görevli savcı Davut Yılmaz ve By Sağlam savunma şirketi sahibi İhsan Sağlam ile anlaştı.
POLİS, EMEKLİ ALBAY, EMEKLİ ASTSUBAYLAR…
Şebekenin içinde Davut Yılmaz ve İhsan Sağlam’ın yanı sıra bir polis, bir emekli albay, emekli astsubaylar ve bazı İranlı şahıslar bulunuyordu.
İran istihbaratının, adını Davut Yılmaz ve İhsan Sağlam’a bildirdiği ikinci kişi Zonguldak’ta yaşayan İranlı muhalif Shahnam Golshani oldu.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Shahnam Golshani’nin kaçırılması için harekete geçen şebeke yakalandı. Eş zamanlı yapılan operasyonla 11 kişi gözaltına alındı. İhsan Sağlam’ın kardeşi Muharrem Sağlam, amcasının oğlu İsmail Sağlam ve şirketinde çalışan İranlı Morteza Soltan Sanjari itirafçı olarak kaçırma organizasyonunun tüm detaylarını anlattı.
Savcı Davut Yılmaz o tarihte Covid olduğu için gözaltına alınmamış, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) durumu hakkında bilgi verilmiş ve evi gözetim altına alınmıştı.
Ayrıca, Denizli’de yaşayan İranlı bir muhalifin de 8 ay önce bu şebeke tarafından kaçırılarak İran’a götürüldüğü belirtiliyor.
AVUKATA YAPILAN SİLAHLI SALDIRIYI AZMETTİRME SUÇLAMASI
Davut Yılmaz, Avukat Nur Peker’e silahlı saldırıyı azmettirmekle de suçlanıyor. Avukat Nur Peker, İstanbul Beşiktaş’ta 20 Ocak’ta güvenlikli bir sitedeki evine girerken silahlı saldırıya uğramıştı. Sabah’ta yer alan habere göre Nur Peker, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına kendisine yapılan silahlı saldırıyı Davut Yılmaz’ın azmettirdiğini söylemişti.
Yılmaz’ın avukat Peker’i “Sen neyine güveniyorsun bu kadar, benim gücümü biliyorsun, seni ortadan kaldırırım. Türkiye Cumhuriyeti’nde bana kimse böyle konuşamaz” diyerek tehdit ettiğini ileri sürülüyor.
