Şakran Cezaevi’nde kadınlara yasak: Hücrelerdeki kitaplar toplatıldı

Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü Didem Akman’ın annesi Zülfiye Akman, kitaplarına el konulması nedeniyle kızının yeniden ölüm orucuna başlayabileceğini belirtti. Didem Akman, tecrit nedeniyle 206 gün ölüm orucuna girmiş, 64 kilodan 30 kiloya kadar düşmüştü.

KRONOS 12 Mart 2021 GÜNDEM

Şakran Cezaevi’nde kadınlara ‘kitap’ yasağı: ‘Bir yere toplayın’ dedikleri kitapları ‘bizden saklıyorsunuz’ diyerek topladılar

İzmir Şakran Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Didem Akman’ın annesi Zülfiye Akman, cezaevi yönetiminin sözünü yerine getirmediğini ve bu nedenle Akman’ın yeniden ölüm orucuna başlayabileceğini belirtti. Cezaevi yönetiminin ‘keyfi’ olarak kitap yasağı koyduğunu, ‘elinizdeki fazla kitapları bir yere koyun’ dediğini, ancak daha sonra bu kitapları bulunca da ‘bizden kitap saklıyorsunuz’ diyerek kitaplarına el konulduğunu açıkladı.

Zülfiye Akman, yayınladığı açık mektupla kitap yasağının ve tecridin son bulması çağrısında bulundu. Kızını bir kez daha ölüm orucunda görmek istemediğini belirten Zülfiye Akman mektubunda, “Ben bir daha kızımı bu halde görmek istemiyorum, hak gaspları son bulsun istiyorum” dedi.

Zülfiye Akman’ın ‘Didem Akman’ın Annesinden mektup’ başlığıyla yayınladığı mektubu şöyle:

“Ben Şakran Kadın Kapalı Hapishanesinde tutuklu bulunan Didem Akman’ın annesiyim. Hapishanedeki tecrit uygulamalarının, hak gasplarının son bulması için çağrı yapmak istiyorum.

Birçok hapishanede tutsakların hakları gasp ediliyor. Kızım ve arkadaşları yaşadıkları bir hak gaspına karşı 2 haftadır eylem yapıyorlar, bundan bahsetmek, onların seslerini duyurmak istiyorum.

Didem Akman ve annesi Zülfiye Akman

ELLERİNDEKİ TÜM KİTAPLARI ALMIŞLAR

İdare yönetimi, tutsaklara ‘Elinizdeki fazla kitapları bir yere koyun’ demiş, onlar da koymuşlar. Daha sonra hücreleri arayıp, ‘Siz bizden kitap saklıyorsunuz’ diyerek ellerindeki tüm kitapları almışlar.

Fakat idareden gizli nasıl kitap saklanabilir? Her şey onların denetimi altında gelişiyor. Sürekli arıyorlar, arama yapıyorlar.

Kitapların hepsi onlara ait değil, tahliye olanların kitapları da var içlerinde. Suç yüklüyorlar. Onlar da bu duruma karşı doğru dürüst uyumadan kapı dövüyorlar, sloganlar atıyorlar, haklarını istiyorlar. Kızım ve arkadaşları Güzin ve Tuğçe 2 haftadır uyumuyorlar. Dört duvar arasında tutsaklar kitap okumadan ne yapabilir? Bu onlar için çok değerli. Ben onların seslerini duyurmak, herkese seslenmek istiyorum.

2 AYDA BİR KİTAP ALIYORLAR

Kitapları sınırlıyorlar. 2 ayda bir kitap alıyorlar. 2 aya kadar onlar ne okuyacak ne yazacak.
Sakıncalı diyorlar kitap ve dergiler için, yani her cezaevine alınan kitap ve dergiler bunlar. Bir tek Şakran Cezaevindekiler için mi sakıncalı?

Kızım ve arkadaşları da bunu ve diğer yasak-tecrit uygulamalarını protesto ediyorlar.
Kızım 2016’da Şakran’a getirildi. Ankara’da havalandırması 4 saatti. İzmir’e geldi 1 saat oldu.
Şartların iyi olmadığına dair Adalet Bakanlığı’na dilekçeler verdik. ‘Ya koşulları iyileştirilsin’ ‘Ya da koşulların uygun olduğu yere sevk edilsin’ dedik. Bu tecrit uygulamalarına karşı bir sürü oturma eylemleri, hücre yakma eylemleri yaptılar. Çok kez ölümden döndüler. Ama kızım bu uygulamalara artık dayanamadı.

DİDEM AKMAN 206 GÜN ÖLÜM ORUCUNA GİRDİ

Tecritin sürmeye devam etmesinden dolayı bedenini ölüme yatırdı. Cezaevi şartları iyileştirilsin diye kızım 206 gün Ölüm Orucu yaptı.

Durumu çok kötüydü, yalnızdı, refakatçi verilmiyordu. Üzerine pis sular akıyordu, banyo yaptırmıyorlardı. Gürültüden sabahlara kadar uyuyamıyordu. Zamanla görme kaybı yaşadı. 64 kilodan 30 kiloya kadar düştü.

4 kez görüşmenin ardından şartları kabul edildi ve kızım Ölüm Orucunu bıraktı. Talepleri birkaç gün daha kabul edilmeseydi onu kaybedebilirdik. Kızım, Ölüm Orucunu bırakırken şartları uygulanmazsa tekrar devam edeceğini belirtti.

Ben bundan çok korkuyorum. Ben kızımı tekrar ölümle pençeleşirken görmek istemiyorum. Gözümün önünden gitmiyor hali, resmen kızım can çekişiyordu. Gece bakıyordum nefes alamıyordu, eli ayağı buz gibi oluyordu. Korkuyordum.

“BİR DAHA KIZIMI BU HALDE GÖRMEK İSTEMİYORUM”

3 ay tedavi gördü hastanede, hala iyileşmiş değil, belirli rahatsızlıkları devam ediyor. Ben bir daha kızımı bu halde görmek istemiyorum, hak gaspları son bulsun istiyorum. Pandemi bahanesiyle her şeyi erteliyorlar.

Ben anne olarak elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım, çocuğumu bir daha öyle, bir cenaze gibi görmek istemiyorum. Kamuoyuna sesleniyorum. Herkese sesleniyorum. Ağır şartlar kalksın. Tecrit kalksın. Bir daha kimse ölüm orucu yapmasın. Yapmak zorunda kalmasın. Benim yüreğim yandı başka annelerin yüreği yanmasın. Kitap haklarını ve şartların bir an önce iyileşmesini istiyoruz.

DİDEM AKMAN’IN ANNESİ ZÜLFİYE AKMAN”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com