Rapor: Almanya’da ‘suç örgütü kuran Türkler’ Türkiye’deki siyasilerle bağlantılı

Almanya, Türklerin kendi anavatanları dışında en yoğun bulunduğu ülke. Bilhassa ikinci ve üçüncü kuşaktan itibaren ekonomide, sağlık ve eğitim gibi alanlarda rolleri günden güne artmakta…

Almanya’da 80 bin Türk girişimcisi, yılda 80 milyar euro ciro yapıyor ve 500 bin kişiyi istihdam ediyor. Buna rağmen ülke sınırları içinde yaşanan bazı suçlar rahatsızlık yaratıyor.

Report München (Münih Raporu) ile rbb24 Recherche’nin (rbb24 Araştırma) hazırladığı dosya bu yönde önemli bilgiler sunuyor.

Öte yandan CDU’lu Kuzey Ren-Vestfalya İçişleri Bakanı Herbert Reul’la yapılan röportaj, başta Türkler olmak üzere şu ya da bu şekilde hayatını Almanya’da sürdürenlere ilişkin ipuçları içeriyor.

Ayrıntılar için Oliver Mayer-Rüth (BR) ile Olaf Sundermeyer’in (rbb) Tagesschau için hazırladıkları habere bakmakta yarar var.

CDU’lu siyasetçi Herbert Reul, suçla mücadelede Türkiye ile işbirliğini açıkça eleştiriyor. Türkiye bağ kurulması ve ortak hareket edilmesi en zor ülkelerden biri. Dahası, ona göre “şimdi olduğundan daha kötü olamaz”…

Hatırlanacağı üzere Reul, 2020’de de, benzer bir çıkışta bulunmuş ve 50 bin polise elektronik posta göndermiş, “Artık hoşgörü yok” demişti.

Reul, sözü edilen röportajda, en çok suça meyilli aşiret yapılarına itiraz ediyor: “Aşiret üyeleri ülkelerinden geliyorlar. Ama geldikleri yerde ortakları, birlikte hareket ettikleri var. Bizim için bu durumu çözmek çok zor.”

Söz konusu haberin ayrıntıları şu şekilde:

HUKUKİ YARDIM TALEPLERİ YANITSIZ KALIYOR

“Münih Raporu ile rbb24 araştırmasının iç görü sahibi olduğunu bildiren çeşitli soruşturma prosedürleri, aşiret suçluları tarafından işlenen suçlardan elde edilen ganimetin Türkiye’ye nasıl ulaştığını gösteriyor. Türkiye’deki yargı çevreleri de uçak yolcularının yasal üst sınır olan 10 bin Euro’nun altında nakit taşıdığını bildiriyor. Güncel bir vakada kadınların bu yolla Türkiye’ye yüklü miktarda para getirdikleri söyleniyor, ancak Alman makamları, kara para aklama veya varlık transferi vakalarını soruşturmak istediklerinde, defalarca karşı çıkıyorlar. Birkaç savcıya göre, Türkiye’ye yapılan adli yardım talepleri çoğunlukla yanıtsız kalıyor.

“SORUŞTURMALAR BAŞLATILIYOR, AMA TAKİP EDİLMİYOR”

Ayrıca uluslararası tutuklama emirleri kapsamında aranan Türk-Arap aşiretlerinden çok sayıda suçlu Türkiye’de inerek rahatsız edilmeden yaşadılar. Buna Almanya’da yıllardır en çok aranan suçlulardan biri de dahil. Heisem Miri davası örnek teşkil ediyor. Yıllar içinde 17 savcılık, Almanya’da çok sayıda takma adla hareket eden kişiyi arananlar listesine almıştı. 2009 yılında Bremen yakınlarındaki Schwanewede’de ailesi adına sözde namus cinayeti işlediğinden şüpheleniliyor. Ondan sonra ortadan kayboldu. Aşağı Saksonya’dan müfettişler onu on yıl önce Türkiye’de görmüş olsalar da, Türk polisi tarafından tutuklanması üç kez başarısız oldu. Aşağı Saksonya Eyalet Kriminal Polis Teşkilatında (LKA) eski aşiret suçları komiseri Thomas Ganz, Türkiye ile polis işbirliğiyle ilgili ”Soruşturmalar başlatılıyor, takip edilmiyor veya ciddiye alınmıyor” dedi.

SUÇLULAR SİYASETE YAKIN OLMAK İSTİYOR

Bahsi geçen röportajlar ve arka plan tartışmalarında, adli bir Türk, Almanya’daki aşiret ağından bir muhbir ve Alman polis çevreleri, suçlu aşiret üyelerinin Türk siyasetiyle bağlantılı olduğu şüphesini dile getirdi. Aşağı Saksonya Eyaleti Kriminal Polis Teşkilatı, aşiret suçu durum raporunda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin genel başkan yardımcısı ile Salzgitter’de bir Türk-Arap aşiretinin üyeleri arasında 2017’de bir kısmı ciddi suçlular olan bir görüşme kaydetti. Almanya’da Miri aşiretinin ruhani lideri kabul edilen 73 yaşındaki Muhamed M., Erdoğan’ın yanında bir fotoğrafta görülüyor. Yakın zamana kadar yıllardır aranan Heisem Miri’nin bir akrabası, liman kenti Mersin’de AK Parti yerel yönetim kurulunda yer alıyordu. Miri orada yıllarca rahatsız edilmeden yaşayabildi. Hepsi Mardin iline bağlı bir köyden geliyor.

ALMANYA’DA MİLYONLARCA EURO DOLANDIRILDI

Aşiretlerde diğer suçlularla birlikte Miri, Türkiye’den bir telefon dolandırıcıları ağı kurdu. Telefonda, polis memuru gibi davranıp kurbanlarını, korunmaları için birikimlerini ve paralarını onlara vermeye ikna etti.

Report Münih ve rbb24 araştırması tarafından 16 Eyalet Kriminal Polis Bürosu’nda yapılan bir anket, Almanya’da 2020’den beri 150 bin  dolandırıcılık girişimiyle bu sözde “sahte polis memuru” dolandırıcılığı için en az 120 milyon Euro’luk toplam zararla sonuçlandı.

Miri, firarından 13 yıl sonra nihayet Türkiye’de bir dolandırıcılık çetesinin başı olarak tutuklandı. Türk makamları 30 milyon Euro değerindeki varlıklara el koydu. Hukuk çevrelerinden edinilen bilgilere göre Miri’nin aile üyeleri aracılığıyla şirket kurmaya çalıştığı söyleniyor. Diğer aşiret üyeleri onun için emlak satın aldı.

BREMEN MİLYON SOYGUNUYLA İLGİLİ AŞİRET BAĞLANTILARI

Essen’deki “Güvenlik İşbirliği Ruhr Aşireti Suçu” (Siko Ruhr) yetkilileri bu dolandırıcı ağı analiz etti. Klan (aşiret) Referansı ancak kapsamlı bir kimlik ve köken araştırması ile görünür hale geldi, çünkü ortak kökene rağmen farklı soyadlar var. Essen Yabancılar Dairesi’nden bir uzman bu bağlantıları açıklığa kavuşturdu. “Güvenlik nedeniyle isminiz belirtilmedi, Kimin kiminle akraba olduğunu, kimin birbirleriyle hangi iş yaptığını, yurtdışına para getirenlerin kim olduğunu, burada mülk satın almak için saman olarak mevcut olabileceğini bilmek önemlidir” dedi.

Araştırmalarında diğer davalarla da örtüşmeler ortaya çıktı: Miri aşiretinden telefon dolandırıcıları ile milyonlarca euro çaldığı iddia edilen Yasemin Gündoğan davası arasındaki ilişkiler bulundu. İki yıl önce Bremen’deki bir nakliye şirketinden sekiz milyon Euro çaldığı iddia ediliyor. Sığınmacılardan birinin Almanya’dan Türkiye’ye büyük miktarda telefon dolandırıcısı getirdiği iddia ediliyor. Bremen’den gelen milyon dolarlık ganimetler de onun üzerinden geçti mi, bilinmiyor. Türk makamlarının yardımı olmadan, bu iz, diğer birçok suçta olduğu gibi, herhangi bir sonuca varmıyor.