O fotoğraflar nerede çekildi?

ARMAN YAVUZ 30 Mart 2018 GÖRÜŞ

Legal bir bir elçilik kompleksinin illegal operasyonlara ev sahipliği yaptığını Hollywood filmlerinde görürdük hep. O filmlerde elçilik bayrağı ya Güney Afrika ya da Rusya olurdu genelde. Devr-i AKP’de Türk bayrağını da görmek nasip oldu.

Malumunuz tüm dünya şu saatlerde (29 Mart, 22:00) yeni bir skandalla çalkalanıyor. AKP’nin “adam kaldırma” operasyonlarına bir yenisi daha eklendi. Bu kez adres Kosova. Daha öncekiler hadi uzaktaydı, kıyıdaydı… Ama bu kez neredeyse Avrupa’nın göbeği.

Hikaye artık malumunuz:

Kosova’da Türk okullarında görev yapan 5 öğretmen ve 1 doktor, yerel polis ve istihbarat yardımıyla, MİT tarafından kaçırıldı.

Öğle saatlerinde Anadolu Ajansı abonelerine şu fotoğrafları geçti:

Fotoğraflarda kaçırılan eğitimciler bir Türk bayrağının yanıbaşında tersten kelepçelenmiş bir şekilde görünüyordu. Türk bayrağı ile verilen mesaj bir zamanlar örgüt lideri Öcalan’ın o meşhur “enterne” fotoğrafını anımsatıyordu.

Fotoğrafların ardından havuz medyası müthiş bir algı operasyonuna başladı: “Yakalanan teröristler (!) Türkiye’ye getirildi”.

Ne kadar çabuk?

Gerçekten de fotoğraflar Vatan Emniyet Müdürlüğü’nün bir odasında mı çekilmişti?

Ya da burası başka bir yer miydi? Mesela… Priştina’daki Büyükelçilik kompleksi olabilir miydi?

Bu sorunun yanıtını bulmak için Facebook’taki Priştina Büyükelçiliği’nin sayfasına baktık. Yüzlercesinin arasındaki şu fotoğraflar kuşkumuzu doğrular nitelikte:

Fotoğraflarda Priştina Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç yine benzer bir mekanda poz vermiş. Benzer duvar… Benzer bayrak… Benzer zemin çıtası… Biz benzer diyoruz ama kuvvetle muhtemel bu fotoğraflar aynı mekanda çekildi: Büyükelçilik kompleksinde!

Bu haberin ardından yine “benzer” unsurlar temin edilerek yeni bir mekan oluşturulur mu bilinmez ama görünen o ki illegal bir operasyonun komuta merkezi legal bir elçilik gibi görünüyor. Eğer bu iddiamız doğru ise alın size nurtopu gibi bir kriz daha. Özellikle de Rus diplomatların peşi sıra deport edildiği bir süreçte…

Bir kaç cümleyi sayın Büyükelçiye ayırmakta da yarar var. Önce, Büyükelçiğin resmi sitesindeki özgeçmişi okuyalım:

KIVILCIM KILIÇ

Türkiye Cumhuriyeti Priştine Büyükelçisi

1970 yılında Ankara’da doğmuştur.

1991 yılında Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmuştur. Lefke Avrupa Üniversitesi’nde Avrupa Birliği üzerine Yüksek Lisans yapmıştır.

Dışişleri Bakanlığı’nda bulunduğu görevleri:

1991 – 1992 Aday Meslek Memuru, Konsolosluk Dairesi Vize Bölümü, Dışişleri Bakanlığı

1992 – 1994 Aday Meslek Memuru, Ataşe, Pasifik ve Latin Amerika Dairesi, Dışişleri Bakanlığı

1994 Üçüncü Kâtip, T.C. Saraybosna Büyükelçiliği

1994 – 1998 Üçüncü Kâtip, İkinci Kâtip, T.C. Lefkoşe Büyükelçiliği

1998 – 1999 İkinci Katip, Avrupa Birliği Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği, Brüksel

(Avrupa Koleji’nde Yüksek Lisans Çalışmaları, Brugge)

1999 – 2001 İkinci Katip, Başkatip, Avrupa Birliği Dairesi, Dışişleri Bakanlığı

2001 – 2005 Başkatip, Müsteşar, Avrupa Konseyi Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği, Strazburg

2005 – 2007 Şube Müdürü, Daire Başkanı, Avrupa Dairesi, Dışişleri Bakanlığı

2007 – 2010 Müsteşar, Birinci Müsteşar, T.C. Vaşington Büyükelçiliği

2010 – 2012 Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu Danışmanlığı’nda Daire Başkanı

(Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Danışmanı)

2012 Diplomasi Akademisi Başkanlığı, Dışişleri Bakanı

2012 – 2015 Elçi, Genel Müdür Yardımcısı, Dışişleri Bakanlığı Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Genel Müdür Yardımcılığı

20 Ağustos 2015- T.C. Priştine Büyükelçisi

Terfi silsilesini diplomasiyi çok iyi takip eden bir gazeteciye sordum. Aldığım cevap şu:

“Terfi silsilesi doğru ama tayin yerleri anormal. Tayinlerin hepsi çok ama çok iyi. Ben bu hanımefendiyi az-çok biliyorum. Çok hırslı. Hariciyede herkesin çekindiği biri…”

“Anormal tayinlerin” arkasında kimin olduğunu anlamaya çok kafa patlatmaya gerek yok. Sadece özgeçmişteki şu satırları tekrar okumak yeterli: “Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Danışmanı”

Görünen o ki Sayın Danışman, -pardon- Sayın Büyükelçi parlak (!) kariyerine böylesine müthiş (!) bir operasyonla taçlandırmak istemiş.

Ama Avrupa’nın göbeğinde bir şekilde kotardığı illegal operasyon kariyerine altın harflerle mi yazılacak yoksa kara harflerle mi?

Bekleyelim ve görelim.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram