Murat Kurum kendisini aklama telaşında: ‘Kapasite artışına bakanlık karar vermez’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kaynakları, yaşanan maden faciasından eski bakan Murat Kurum'un sorumlu olduğu iddiasını yalanladı. “Kayıp olan personellerin bir an önce sağ salim bulunmasını temenni” ettiklerini ifade ederken, faciada Murat Kurum’un sorumluluğu olduğunu ifade etti.

KRONOS 14 Şubat 2024 GÜNDEM

Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkan adayı Murat Kurum, Erzincan İliç’te Kanadalı SSR Mining ile Çalık ortaklığındaki Anagold Madencilik’in işlettiği altın madeninde yaşanan faciayla ilgili sorumluluğunu “kara propaganda” ve “algı operasyonu”na uğradığını ileri sürerek üstünden atmaya çalışıyor.

Eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bilim insanlarının ve çevre örgütlerinin tüm uyarılarına karşın söz konusu madenin kapasitesinin artırılması için ÇED raporuna onay vermişti.

SORUMLULUĞU KABUL ETMEDİ
Kurum bugün seçim çalışmaları kapsamında Sarıyer’deki Karadeniz Vakfı’nı ziyaretinde konuştu, maden ocağındaki faciayla ilgili üzerindeki sorumluluğu kabul etmedi.

AA’nın aktardığına göre Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yaptığı dönemde söz konusu işletmeye verilen ÇED raporunun dile getirildiğini belirten Kurum, “Çevre Bakanlığı sadece çevresel etkileri denetler. İşletme, çevreye, doğaya zarar veriyor mu, vermiyor mu buna bakar. Bakanlığımız döneminde bu işletmenin çevresel etki denetimleri çok sıkı şekilde yapıldı. Bu işletmenin çevre mevzuatına uygun iş yapıp yapmadığı tam 135 kez denetlendi. 21 Haziran 2022’de işletmeye Çevre Kanunu’ndaki en üst sınırdan idari para cezası verildi. İşletmenin faaliyetinde çevre mevzuatı kapsamında görülen eksiklikler nedeniyle 3 ay kapısına mühür vuruldu” diye konuştu.

“KAPASİTE ARTIŞININ KARARINI VERMEDİK”
İşletmenin çevreyi kirletmesi nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu söyleyen Kurum, “Biz, kanunda öngörülen bütün cezai süreçleri hiçbir müsamaha göstermeksizin kararlılıkla uyguladık. İşletmenin tüm tedbirleri aldığı bilirkişi raporlarıyla tespit edilince faaliyetine tekrar başladı. Bir de bizi işletmenin kapasitesini artırmakla suçluyorlar. Bize iftira atanlar şunu da bilir ki Çevre Bakanlığı işletmenin kapasite artışı kararını vermez, veremez çünkü böyle bir yetkisi yoktur. Sadece kapasite artışının çevreye etkisini ölçer, onaylar ya da onaylamaz” ifadelerini kullandı.

ÇED KARARINDA TOPU 21 KURUM VE KURULUŞA ATTI
ÇED raporlarına ilişkin kararlarda birçok farklı kurum ve kuruluşun bilimsel görüş ve raporlarına bakıldığını söyleyen Kurum, şöyle devam etti:

“İşte bugün dillerine doladıkları ÇED kararı da 21 kurum ve kuruluştan oluşan komisyon üyeleri tarafından onaylıdır. Bu gerçekler tüm açıklığıyla ortadayken dün geceden itibaren tek merkezden yönetilen, nereden geldiği hepimizce bilinen, sistematik ve bilinçli bir algı operasyonu ve kara propaganda başlatıldı. Milletimizi yasa boğan böylesi bir hadisede bu konu siyasi bir istismara dönüştürüldü. Masa başında üretilmiş pek çok yalan haber ve tezvirat sağa sola, her yere servis edildi.”


Kurum konunun İstanbul seçimlerine getirildiğini savunarak “Vatandaşlarımızın daha toprağın altında olduğu bir yerde, 85 milyonun gözünün, aklının, kalbinin burada olduğu bir aşamada, bu olayı siyasete alet etmek vicdansızlıktır, insafsızlıktır. Hangi insani duyguya, hangi insani erdeme uygundur? İnsanımızın canları üzerinden siyasi ikbal peşine düşenleri, milletimizi aldatmaya çalışanları bu millet affetmeyecektir. Bu millet, bu siyaset simsarlarını, bu algı operasyonlarını her zaman olduğu gibi yine boşa çıkaracak, unutmayacak, onları derin vicdanlarıyla ve ferasetiyle cezalandıracaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Şu anda bizim tek bir gayemiz var, o da canlarımızın bir an önce kurtulmasıdır” diye konuştu.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram