Meriç’e atılan Suriyeli: Komutan, ‘Çocukları da atın’ diye emretti

Yunanistan’dan geri itildikten sonra Jandarma tarafından Meriç Nehri’ne atılan Suriyeli göçmen, “Çocukları da atmışlar en son. Komutan gelmiş ‘çocukları da atın’ demiş” diye konuştu.

KRONOS 02 Eylül 2021 GÜNDEM

Geçen günlerde Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçtikten sonra geri itilen Afgan ve Suriyeli göçmenlerin Jandarma Komutanı tarafından Meriç Nehri’ne atıldığı iddiasının yankıları devam ediyor. İçişleri Bakanlığı’ndan konuya ilişkin hiçbir açıklama yapılmazken, olayın tanıklarından biri daha konuştu. HDP Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, ÖFG TV’de, önce Yunan sonra Türk komutanın emri ile Meriç Nehrine atılan Suriyeli Abdulkerim ile konuştu.

Sınır dışı edilme korkusu nedeniyle yüzünü göstermekten çekinen Abdülkerim, 26 yaşında olduğunu, 5-6 yıldır Türkiye’de olduğunu belirterek, Yunanistan’a geçiş hikayesini şöyle anlattı:


 

“Biz Yunanistan’a geçmek istedik Avrupa’ya geçmek için. 1 hafta önce Pazartesi günü akşam 23:00’da, Yunanistan’a girdik, sınırı geçtik. 1-2 saat sonra Yunanistan tarafından tutulduk. Hapishaneye attılar. Gündüz saat 11.00’de, küçük bir gemi ile bizi yeniden Türkiye’ye gönderdiler. Her şeyimizi aldılar, çanta, ayakkabımızı da aldılar, öyle döndük Türkiye’ye. Sınırı geçtik, yürümeye başladık, taksi ve araba bulmak için. O anda sınır muhafızları, Türk askerleri geldiler. Normalde herkese yardım ediyorlar, yol tarif ediyorlar, su veriyorlar. Biz başka bir şey yaşadık. Her zaman arkadaşlarım gittiler, duyuyoruz insanlardan, çok yardım ediyorlar, kimseye dokunamıyorlardı.”

‘KOMUTANA YUNANİSTAN’A YİNE GİDECEĞİZ DEYİN’

Afganlı 20-25, Suriyeli 20-25, Mısırlı 1, Tunuslu 3 kişi, toplam 50-60 kişi vardık. Tuttular arabaya bindik sonra nereye götürdüklerini bilmiyorduk. 5-6 asker vardı, oturduk. Bizimle sohbet ettiler, Türkçe bilen var mı dediler. Ben biraz biliyorum dedim. Gel önde tercüme et dediler. Diğer arkadaşlar hiç bilmiyordu. Nereye gidiyorsunuz, ne iş yapıyordun, diye sohbet ettik onlarla. Hiçbir sorun olmadı o ana kadar. Sonra bir komutan geldi. Arkadaşlar bana ‘Size sorarsa, ‘Yunanistan’a yeniden gideceğiz’ deyin. Gitmeyeceğiz demeyin çünkü çok kızıyor’ dediler. Tamam, dedik. Komutan geldi, herkesi yeniden Yunanistan’a atacağını askerlere söyledi.”


 

“Bir asker de ‘Komutanım bir kişi Hristiyandı. Onu da mı kabul etmediler?’ dedi. ‘Evet, o burada’ dedi. Omzundan tuttu ‘Seni göndereceğim, seni neden almadılar’ dedi. Biraz ağaç var, biz görmedik nasıl gönderdi ama ‘Eeğer yüzmeyi biliyorsan geçersin, yüzmeyi bilmiyorsan gidersin’ dedi. O adamı attı, bize döndü. Bu anda herkes korktu. Bizi atarsa hepimiz ölebilirdik. Belki 50 kişi var, 5-6 kişi yüzme biliyor diğerleri kimse bilmiyor yüzmeyi.”

‘ALLAH İÇİN YAPMAYIN’ DİYEN GÖÇMENE, ‘İLK BUNU ATIN’ DEDİ

Sonrasında bize döndü. ‘Nereye gideceksiniz, İstanbul’a mı döneceksiniz? İstanbul sizin gibilerden dolu’ dedi. Birkaç yaşlı vardı. Bir Mısırlı, ‘Benim işim yok burada, Belçika ikametim var. Oğlum kayboldu, onu arıyorum, onun için geldim buraya’ dedi. Ancak kimseyi dinlemediler. Sonra komutan, ‘hepsini nehre atın, Yunanistan’a dönsünler, eğer bir kişi inmezse kafasına sıkın nehre atın, bu asker emridir’dedi. Sonra bir Suriyeli, ‘Abi Allah rızası için benim 4 çocuğum var’ dedi. Türkçesi zayıf, anlatıyordu, dinlemediler. ‘Allah için…’ dedi. Ona geldi, ‘Allah kim? Ben Allah’a inanmıyorum. İlk bu adamı atın’ dedi askerlere ve gitti.”

“Askerler biraz düşünmeye başladılar. Önce ‘Bekleyelim geceye kadar sonra bunlar gitsinler, İstanbul’a kaçsınlar’ dendi. ‘Yine dönerse bunları görürse bize sıkıntı yapacak’ dediler. Sonra bizi nereye atacaklarına karar verdiler. Arkamızdan bir iki kişi seçmeye başladılar. En uzun olanları seçtiler, kendisini kurtarsın, diye. 5-5 grup yapıp atmaya başladılar nehre. ‘Gitmezsen döverler seni, gireceksin nehre’ dediler. Biz 6 kişi beraber gittik beraber dönecektik, baktım 2 kişi yok. O anda kayboldular, bilmiyorum bizden önce atıldılar ya da ne olduğunu bilmiyorum onlara. Arkadaşlarımın sırası geldi, seçtiler. 5-5 seçiyorlar, atıyorlar nehre. Ben de arkadaşlarımla gideyim dedim.”


 

“Tercüme ediyordum, beni ilkten seçmediler. Ben de dedim bu arkadaşlarımla gideceğim. ‘Sen cesursun helal olsun git arkadaşlarınla’ dediler. Arkadaşlarımla girdik nehre. Bize, ‘1.5 metre size bir şey olmaz’ dediler. Ben yüzmeyi çok az biliyorum. Girdik nehre, su 2 metreden fazla. Yüzmeyi bilmiyoruz, su çok. Boğulma tehlikesi başladı. Bir arkadaşımın yaşı küçük, hiç yüzme bilmiyor. Yardım ettim ama ben de bilmiyorum. Beni tuttu o adam, ikimiz de ölecektik. Ben onu bıraktım, kendimi kurtaracaktım. Dedim ki artık çıkamam. Buradan nasıl çıkacağım. Gücüm hiç kalmadı. Sonrasında şehadet getirdim, artık çıkamayacağım buradan öleceğiz sandım. Arkadaşımı biraz ittim. O anda geçtik, ölecektik ama az nefesimiz kaldı, geçtik nehri.”

‘KAYIP 5-6 KİŞİ VAR’

“Oradan çıktık 5 kişiyiz. Korkmaktan hiç bakmadık arkamızda ne oluyor, kim öldü kim ölmedi bakmadık. Koşarak kaçtık. Yunan tarafına girdik. Oraya girdik. Zaten ayakkabımız yok, paramız yok, suyumuz yok. 1 gün su içmedik, yemek yemedik. Çok zayıfız kaçamayız Yunanistan’da. İlla teslim olacağız. Yunanistan askerlerinin yanına gittik. Onlara teslim ettik kendimizi. Tuttular bizi yeniden attılar. Orada baktık ki arkadaşlarımın bazısı geliyor bazısı gelmiyor. 6 kişi gittik 2 kişi kayboldu. Biri akrabam diğerleriyle yolda tanıştık. 2 kişi hala nerede olduklarını bilmiyorum. Diğer arkadaşlar da kaybolmuş toplam 5-6 kişi var. Haberimiz yok. Hala hiç haber gelmedi.”

KOMUTAN, “ÇOCUKLARI DA ATIN” DEMİŞ

Programda Gergerlioğlu ile Suriyeli Abdülkerim arasında şu diyalog yaşandı:

-Gergerlioğlu: O askerler komutanın bu emirleri karşısında şaşırdılar mı?

-Abdulkerim: Şaşırdılar. Gittikten sonra düşünmeye başladılar. İlk zaman atmak istemediler, korktular ya da bilmiyorum. Önceden olduğunu bilmiyorum. İlkte bizi atmak istemediler. Ben sonuna kadar kalmadım. Çocukları da atmışlar en son. Çocukları atmayacağız dediler ayırdılar. Son olarak çocukları attılar. Komutan gelmiş, “çocukları da atın” demiş.

-Gergerlioğlu: Kaç yaşındaki çocuklar bunlar?

-Abdulkerim: 10-12 yaşlarında 2-3 çocuk tam olarak bilmiyorum ben görmedim son kişi hapishaneye geldiğinde anlattı bize.

-Gergerlioğlu: O çocukları da nehre atmışlar yani.

-Abdulkerim: Evet babasıyla atmışlar. O kişi geldi hapishaneye geldi öyle anlattı.

-Gergerlioğlu: O çocuklar yaşıyorlar mı öldüler mi bilginiz var mı?

-Abdulkerim: Hiç bilgim yok.

-Gergerlioğlu: Korkunç bir hadise. Bir komutanın böyle bir emir verme yetkisi yok. Askerlerin böyle bir hukuk dışı emri uygulama yetkisi yok. Resmen bir cinayet işlenmiş. Biz 3 kişi biliyorduk, siz 5-6 kişi olduğunu söylüyorsunuz, bir muamma var, bir belirsizlik var. 50-60 kişi (saat 4 civarında) nehre atıldı ve bunlardan bazıları hayatını kaybetti.

-Abdulkerim: Hayatını kaybetti mi ya da yaşıyorlar mı ben görmedim ama arkadaşlar görmüşler cesedi. Su üstüne çıkmış. Hala haber gelmedi kaybolanlardan. Demek ki ya hapishanede ya da ölmüşler.

-Gergerlioğlu: Olayı nasıl yorumluyorsunuz?

‘KOMUTAN NEFRET DOLUYDU’

-Abdulkerim: Bu komutan bizden çok nefret ediyor. Ya bizden ya da bütün mültecilerden. Herkesi biz suçlamıyoruz. Askerlerle ilk önce hiçbir şey yoktu. Arkadaş gibi konuşuyorduk. Komutan geldikten sonra her şey değişti. Komutan nefret doluydu. Ben gözlerinden gördüm, herkese bağırmaya başladı. “Eğer atacaksanız bizi Suriye’ye atın, nehre atmayın” dedik, dinlemediler.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com