Hükûmetin kiralara yüzde 25 sınırı getirmesi ev sahibi ile kiracıyı karşı karşıya getirdi. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'nin kararı tartışmayı daha da alevlendirdi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54’üncü Hukuk Dairesi konut kiralarının yıllık artış oranına yüzde 25 tahdidi getirilmesinin “adil”olmadığına hükmetti.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükûmeti, kira artış oranının yüzde 25’i geçemeyeceğine dair geçici bir maddeyi Borçlar Kanunu’na ilave etmişti.
TÜİK’İN ENFLASYONU BİLE YÜZDE 65 İKEN…
1 Temmuz 2022 tarihinden 1 Temmuz 2023 tarihine kadar 1 yıllığına geçerli olacağı belirtilen geçici madde 1 Temmuz 2024 tarihine kadar uzatılmıştı.
Ancak resmî enflasyonun bile yüzde 65’e yaklaştığı, Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre, yüzde 130’u bulduğu bir dönemde sadece kiralara sınır getirilmesi mülkiyet hakkına müdahale diye yorumlanmıştı.
Ev sahibi ile kiracı kavgalarında kan döküldü. Ölüm ya da yaralanma vakaları yüzünden kira krizini içinden çıkılmaz bir hâl aldı.
İstanbul’da bir ev sahibi, kiracının yüzde 25 oranındaki kira artışının gayremenkulün bulunduğu site içerisindeki emsal gayrimenkullerin kira rayiç bedellerinin altında kaldığını belirterek, mahkemeye müracaat etti.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
“YÜZDE 25 KİRA SINIRI ADİL DEĞİL”
Alt mahkeme davada, ev sahibinin kira uyarlama artışı talebini reddetti. Bu karar üzerine ev sahibi davayı istinafa taşıdı.
Dosyayı gören İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54’üncü Hukuk Dairesi alt mahkemenini kararını bozdu.
İstinaf “Ülkemizde olağanüstü ekonomik şartlar nispetinde kira artışları için getirilen yüzde 25’lik sınır adil değil.” kararı verdi.
Kararda, şu ifadelere yer verildi: “Her somut olayın özelliğine göre, uyarlama istenen taşınmazın mevcut durumunun dikkate alınması gerektiği, yerel mahkemece uyarlama davalarında uygulanması gereken kurallar, belirtildiği şekilde tek tek ortaya konularak ve konularında uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan, tüm bu veriler, kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgedeki kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticaret değişiklikleri, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar, döviz kurlarındaki ani ve aşırı iniş ve çıkışlar ile ülkeyi sarsan ciddi ekonomik kriz veya doğal afetlere bağlı ödeme esaslarının yeniden düzenlenmesini gerektirecek olayların varlığı araştırılıp değerlendirilmek suretiyle bir rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği olduğundan bahisle hakkaniyete uygun hüküm kurulması gerektiği ifade edilmiştir.”
