Antakyalılar polis barikatını yıktı: Unutmak, affetmek, helalleşmek yok

“Devlet, hükümet o gün de yoktu bugün de yok. Erdoğan yaramızın üzerini paslı bir çiviyle çizdi, bize bir başsağlığı bile dileyemedi. Dört gün enkazın başında bekledik. Bir yıl sonra halkın sorunları kısmen de olsa çözülmüştür umuduyla geldim. Ama şimdi bakıyorum da deprem 1 yıl değil de 10 gün önce olmuş gibi”

ÖZLEM ERGUN 06 Şubat 2024 KRONOS ÖZEL

Antakyalılar 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde sevdiklerini, kayıplarını anmak için Defne’deki Yunus Emre Parkı’nda depremin meydana geldiği saat olan 04.17’de buluştu.

“Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok” diyen binlerce depremzedenin katıldığı anma töreninde yas ve isyan birlikteydi.

Kayıplar için yapılan saygı duruşunun ardından 6 Şubat Platformu’ndan İpek Karanfil, “Sorumluları, katilleri çok iyi tanıyoruz. Katiller 6 Şubat’ta Hatay halkını yalnız bırakanlardır, ilk 4 gün sahada olmayıp sadece seyredenlerdir.” dedi.

Polisin depremzedelerin önüne çektiği barikat Hatay halkının “Katil devlet hesap verecek” sloganları arasında aşıldı. “Depremde yoktunuz şimdi bizi engellemeye mi geldiniz?” diye soran Antakyalılar yürüyüşlerine bir süre daha devam etti.

‘SİZLERE SÖZÜMÜZ OLSUN’

“Camilerin, havraların Hz. Hızır Türbesinin tütsüsünün yükseldiği yan yana duran bu inançlar, bu kadim Antakya halkı ölüme terk edildi” diyen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları şöyle devam etti:

“Doğunun kraliçesi Antakya yedi kere kendini yeniden kurmayı nasıl başardıysa, biz bir kez daha köklerimizi bu topraklara salarak kentimizi yeniden inşa edeceğiz. Acımız çok büyük ama umudumuzu yitirmeden bu kenti yeniden inşa edeceğiz. Sizlere sözümüz olsun.”

‘KIYAMETİ YAŞADIK’

Yürüyüşün ardından konuştuğumuz ve 26 kişinin öldüğü apartmanın enkazından 3 çocuğu ile birlikte sağ kurtulabilmiş Neriman Zan, “Kıyameti yaşadık. Hakkımızı helal etmiyoruz” dedi. Enkazdan arkadaşı ve komşusunun çabasıyla çıkabilmiş Zan, 1 yıl öncesini ve şimdiyi şöyle anlattı:

ENKAZDAN ÇIKAN DEPREMZEDE: ARKADAŞIM VE KOMŞUM KURTARDI

“Sümerler’de oturuyorduk. Binanın ilk üç katı tamamen çöktü. Sabah 8’de enkazdan çıkabildik. Bizi arkadaşımız, kuzeni ve komşumuz kurtardı. Kıyameti yaşadık, çıkabileceğimizi hiç düşünmedik. Hatta oğlum ‘anne’ dedi, ‘öleceğiz, babamı arayalım, son defa sesini duyalım.’ Oğlum şahadet getirdi, Fatiha okudu. Çıktıktan sonra burada kitap fuarının çadırına sığındık, hep yaralılar geliyordu, yaşlılar vardı. Sonra Dursunlu’daki ablama gittik, bahçede küçük bir kulübesi vardı sağlamdı oraya sığındık. Şimdi Harbiye’de annemin bahçesinde çadır kurmuşuz. Yemek içmek annemin evinde, yatma işi çadırda…”

‘BİZE OY VERMEYEN BU HALE DÜŞER’ DEDİ 

Erdoğan’ın Hatay için sarfettiği “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı” şeklindeki sözlerini sorduğumuz depremzedelerin tepkisi netti: “Geçen gün Cumhurbaşkanı Erdoğan buradaydı. ‘Bize oy vermeyen bu hale düşer’ dedi. Devlet, hükümet o gün de yoktu bugün de yok. Bunu resmen söylediler de zaten.”

‘ERDOĞAN, BİZE BİR BAŞSAĞLIĞI BİLE DİLEYEMEDİ’

Bir başka depremzede duygularını şöyle ifade etti: “Erdoğan’ın sözlerine çok alındık, çok yaradı bizi. Benim üç ablam gitti. Kuzenlerim, arkadaşlarım, komşularım… Erdoğan yaramızın üzerini paslı bir çiviyle çizdi, bize bir başsağlığı bile dileyemedi. Dört gün enkazın başında bekledik. Gelen madencilere teşekkür ederim ama onlar da AFAD’ın izni olmadan geçemediler. Kurtaramadık ailemizi…”

‘ANTAKYALILAR ÖLSÜN DİYE…’

“Yetkililere hiçbir diyeceğim yok. Kelimelerin bittiği yerdeyiz” diyerek duygularını dile getiren depremzede ise şöyle devam etti: “Polis, depremin ilk günleri ‘Antakalılar ölsün’ diye gelen yardımların yollarını kesmişti, şimdi bugün yaptıkları da bunun devamı. Sorumluk almayan üstüne bir de bizleri tehdit eden yetkililere hiçbir diyeceğim yok.”

‘BURASI ALEVİ TOPLUMUNUN YAŞADIĞI BİR ŞEHİR’

Bir başka depremzede ise şöyle diyordu: “Depremin ilk günleri de burada yetkililerden hiç kimse yoktu. Ne devlet vardı ne kimse vardı. Sonuçta burası ağırlıklı olarak Alevi toplumunun yaşadığı bir şehir… Biz her zaman ayrımcılığa uğradık, uğruyoruz zaten.”

‘BOLU’DAN KOMANDO TUGAYI GELMİŞTİ AMA…’

“Ne söylesem az” diyen bir başka yurttaş ise “Gelmediler, cenazelerimizi 6 gün sonra kendimiz çıkarabildik. Asker vardı ama dedi ki: AFAD izin vermedi, yoksa ben tırnaklarımla çıkarırım… Bolu’dan komando tugayı gelmişti ama bir şey yapamadılar. Abim, yengem öldü.”

‘DEPREM 10 GÜN ÖNCE OLMUŞ GİBİ’

Depremin ilk günleri Hatay Pazarcık’ta kurulan yardım merkezinde gönüllü çalışmak üzere deprem bölgesine giden Bahadır Altan, yıkımın yıldönümünde de Hatay’daydı.

“Bir yıl sonra buraya bir şeyler yapılmış, halkın sorunları kısmen de olsa çözülmüştür umuduyla geldim. Ama şimdi bakıyorum da deprem 1 yıl değil de 10 gün önce olmuş gibi” diyen Altan, Hatay’daki son durumu şöyle özetliyor:

“Devleti bu sabah resmi tören ile halkın arasına çekilen barikatlarda gördük ve halk o barikatları yıktı. Devlet burada sadece çok kaba enkazları toplayıp Samandağ’daki Mileyha Kuş Cenneti’ne yığmış ve orayı da mahvetmiş. Devleti buralarda gördük. O yüzden halk kendi göbeğini kendi kesecek. Bunu en yetkili ağız da söyledi zaten. Halk bunun farkında ve kimsenin de celladına oy verme niyeti yok. Depremin ardından 1-2 ay yardımlar sürdü ama Antakya’nın yeniden ayağa kalkabilmesi için asıl şimdi ve daha çok maddi ve manevi yardıma ihtiyaç var.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram