İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Haluk Kırcı'nın televizyonda 7 TİP'linin öldürüldüğü katliam için "intikam" demesini düşünce özgürlüğü olarak değerlendirdi.
Ankara’da 1978 yılında Bahçelievler semtinde 7 TİP’li gencin öldürülmesini televizyonda “intikam” olarak tanımlayan Haluk Kırcı hakkındaki soruşturmada savcılık takipsizlik kararı verdi.
TİP’li gençlerin katili olan Kırcı Haber Global kanalında Jülide Ateş’in sunduğu “40 Soru” programına katılmış ve kendisine sorulan Bahçelievler Katliamı ile ilgili olarak, bu cinayetlerin katliam değil bir intikam olduğunu savunmuştu.
Program’da Kırcı, “Katliam katliam denilip geçiliyor. Sanki başka katliam olmadı Türkiye’de. Hep Bahçelievler ön plana çıkarıldı. İstanbul’da 1 Mayıs Mahallesi’nde 5 işçi ülkücü diye öldürüldü. Adana’da 5 tane ülkücü öğretmen öldürüldü. Bahçelievler katliam değildir, biz öldürülen arkadaşlarımızın intikamı için oraya gittik” demiş ve sosyal medyada büyük tepi oluşmuştu.
Bu sözlerin ardından savcılığa suç duyurusunda bulunan Kemal Türkler Eğitim ve Kültür Vakfı ve Türkiye İşçi Partisi Kırcı’nın “Suçu ve suçluyu övme”, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçlarını işlediğini iddia etmişti.
‘KENDİ DEĞER YARGISINI AÇIKLADI’
Evrensel’in haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturmayla ilgili kararda, “Şüphelinin işlenen bir suçu ya da işlediği suç nedeniyle bir kişiyi övücü, yüceltici, sempatikleştirici nitelikte bulunmayıp kendi değer yargısını açıkladığı” belirtildi.
Kararda ayrıca toplumun bir kesiminin hoşuna gitmeyen incitici, rahatsız edici, ürkütücü, bilgi ve düşüncelerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ifade edildi ve takipsizlik kararı verildi.
