Kılıçdaroğlu yanıtladı: İYİ Parti ile CHP arasında para alışverişi oldu mu?

Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “CHP’den bir kuruş para almadıklarına” ilişkin sözlerini doğruladı. Eski CHP lideri, Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesini de değerlendirdi.

KRONOS 02 Şubat 2024 GÜNDEM

Anayasa Mahkemesi’nin iki kez verdiği “ihlal” kararına rağmen cezaevinde hukuksuz bir şekilde tutulan TİP’li Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi tepkilere neden oldu. CHP’nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Mahkeme kararlarını uygulamayanların kimden güç aldıklarına bakmamız lazım. O odakların saray kaynakları olduğunu, gücünü saraydan aldığını, yani yürütme organından aldığını dolayısıyla yasama, yürütme, yargı arasındaki dengenin yürütmenin lehine değiştiğini, yürütme ne derse yasama organının, yargı organının buna uyduğunu görüyoruz. Anayasa Mahkemesi kararı da bunun bir örneği” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “CHP’den bir kuruş para almadıklarına” ilişkin sözlerini de doğruladı ve “Herhangi bir para alışverişi asla olmadı” diye konuştu.

Sözcü‘den Saygı Öztürk’e konuşan Kılıçdaroğlu, “Can Atalay konusu, aslında Türkiye’de hukuk düzeninin olmadığını, hukukun tamamen ayaklar altına alındığını, yargı düzeyinin de 100 yıllık cumhuriyetimizin korunan saygınlığının yerle bir edildiğini görüyoruz. Ormanda bile
‘Orman Kanunu’ deriz. Oranın bile kendine göre kuralı varken koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin var olan kuralları yargı açısından ifade edeyim tümüyle yerle bir edildi” ifadelerini kullandı.

‘ANAYASAYA BİR DARBE’

Anayasa Mahkemesi kararlarının “kesin” olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“‘Bütün idare organlarını yargıyı vs bağlar’ diye açıkça hüküm olmasına rağmen Yargıtay ‘Beni bağlamaz’ noktasına getirdi. Bunu büyük olay olarak görüyor, Anayasa’ya bir darbe olarak adlandırıyoruz. Ama bunun geçmişine gittiğimiz zaman Anayasa Mahkemesi kararlarına ya da Yargıtay kararlarına, alt mahkemece uygulanmadığını da gördük, buna da tanık olduk. Mahkeme kararlarını uygulamayanların kimden güç aldıklarına bakmamız lazım. O odakların saray kaynakları olduğunu, gücünü saraydan aldığını, yani yürütme organından aldığını dolayısıyla yasama, yürütme, yargı arasındaki dengenin yürütmenin lehine değiştiğini, yürütme ne derse yasama organının, yargı organının buna uyduğunu görüyoruz.

Anayasa Mahkemesi kararı da bunun bir örneği. Dolayısıyla belki en baştan toplumsal tepki olabilseydi, en baştan bu ülkenin aydınları o tepkileri zamanında gösterebilselerdi belki daha farklı sonuçlar çıkabilir miydi bilmiyorum ama en azından Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı Yargıtay’ın direnci toplumsal tepki üzerine biraz daha kırılabilirdi. Ancak olmadı. Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak ne demek? Bu ülkede adaletin olmadığını, bir kişinin idaresine bağlı olarak yargının karar verdiğini ve o iradeye sadık kalanların yani saraydan gelen telkinler doğrultusunda karar verenlerin belli bir zaman dilimi içinde terfi ettiklerini de görüyoruz. Alt mahkemeden Yargıtay üyesi olabiliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından otomatikman Yargıtay üyesi, yani bir Yargıtay kararı altında imzası olmadan Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilme olayını yaşadık. Bunların yargı kararlarına daha doğrusu sarayın istediği şekilde karar veren yargı mensuplarının ki bunlara savcılarda dahil yükseltildiklerini görüyoruz. Dolayısıyla uymamanın yani yargıyı ya da adaleti ayakları
altına alıp çiğneyenlerin yargının önemli makamlarına taşındığını görüyoruz.”


 

‘BAŞSAVCININ SÖYLEDİKLERİ KAPATILACAK’

Yargıda rüşvet tarifesini anlatan Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın Yargıtay’a atandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Bu
iddiasıyla ilgili olarak şu ana kadar yapılan hiçbir şey yok ya da biz bilmiyoruz. Kamuoyuna açıklama yapılmıyor. O kişi Yargıtay Üyeliğine seçildi. Başsavcılığı döneminde yazdıkları, söyledikleri de büyük bir ihtimalle kapatılıp gidecek. Türkiye bu halde. Bütün bunlara rağmen çok umutsuz olmamak lazım. Türkiye’nin saygın hakimleri, saygın yargı mensupları, diri bir Türkiye Barolar Birliği var. Dolayısıyla umutsuzluğa kapılmamalıyız. Bu tür olaylar 21.yüzyıl Türkiye’sinde oluyorsa, aslında bu ülkede AKP’ye oy veren herkesin bir vicdan sorgulaması yapması lazım” diye konuştu.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram