Kadınlık onuru, Allah’ın gazabı ve Özlem Zengin

Türkiye’nin muhafazakarları, eski ve yeni İslamcıları, AKP’lileri iktidarda çürürken Özlem Zengin de payına düşeni aldı. Bir nefret simgesi haline geldi. İşte belki de bazen böyle oluyordur Allah’ın gazabı...

SEVİNÇ ÖZARSLAN 21 Aralık 2023 GÖRÜŞ

Meclis tarihinin en ikonik fotoğraflarından biri olabilir. En azından bu yılın en önemli karelerinden biri olduğu tartışılmaz. Bir insan, gözümüzün önünde kalp krizi geçirerek, yere yığılıyor, tam o sırada “Allah’ın gazabı işte böyle olur” diye bağırıyor biri. Ve Özlem Zengin, o yere yığılma anında öfkeyle bağırıyor.

‘Allah’ın gazabı’ sözlerini söyleyenin de Özlem Zengin olduğuna dair kuvvetli iddialar ortalıkta dolaşıyor. Zengin “Kesinlikle ben söylemedim” demiyor, diyemiyor. Ardından da “Bazı fotoğraflar üzerinden kara propaganda yapılıyor”, “Söz almak için elimi kaldırdım” diyerek yine ve yine mağdur oluyor.

O sözleri kimin söylediği ise Meclis kayıtlarına geçtiği halde açıklanmıyor. Devlet sırrı gibi saklıyorlar.

Tartışmanın ilk anından itibaren şunu düşünüyorum: Eğer Zengin ‘masum’ olsaydı inanın “İftira atılıyor” diye Türkiye’yi ayağa kaldırır, basın toplantıları düzenler, kanal kanal gezer dururdu. Oysa yapmıyor?

TAVUK KIŞKIŞLAR GİBİ GRUBU GÖTÜRDÜ… 

Bu hazin olaydan birkaç gün sonra Zengin’i, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde görüyoruz. CHP’li Gizem Özcan ve Gülizar Biçer Karaca ile tartışıyor sonra da CHP’yi protesto etmek için çalışma arkadaşlarını tabiri caizse koyun güder ya da tavuk kış kışlar gibi salondan çıkarıyor. Ve AKP’liler de tıpış tıpış çıkıyorlar. Hem Meclis hem de insanlık adına inanılmaz bir görüntü.

HER VAKADA ORTAYA ÇIKAN ‘ÖZLEM ZENGİN NEFRETİ’ 

Ve bu iki olay, bir kez daha ortaya çıkardı ki, “Özlem Zengin olmak” diye bir şey var. O nedenle zaten “Özlem Zengin’i görünce nefret eden, iğrenen kaç kişiyiz” diye paylaşımlar yapılıyor sosyal medyada. Ve anlaşılan partisinin tabanı da rahatsız. Bağırarak, parmak sallayarak yaptığı konuşmalardan.

Ve bu rahatsızlığı sosyal medyadan dile getiriyorlar. İşte birkaç örnek:

“Sayın vekilim, tarafınıza yönelik bu gizli düşmanlığın kaynağı araştırılsın… içinde nefret barındıran bu size karşı kirli propagandanın kaynağı araştırılsın. Bunu sürekli her olayda gözlemlemek bizleri de rahatsız ediyor.”

“Sadece Ak Parti’ye oy kaybettiriyorsun. Tabanın çoğu seni sevmiyor. Bir çok kişisinin Ak Parti’ye oy vermeme sebebisin.”

Benzer çok fazla paylaşım var.

ÖZLEM ZENGİN BU NOKTAYA NASIL GELDİ?

Aslına bakarsanız, kimsenin gizli düşman aramasına gerek yok. Zengin bu noktaya bile isteye geldi. Yaptığı skandal açıklamaların buraya varacağı belliydi. Hatırlarsınız, Uşak’ta yaşları 18-25 arasında değişen 26 üniversite öğrencisi çıplak aramaya maruz kaldı. Sosyal medyada, kamuoyunda kıyamet kotu. Özlem Zengin çıktı, “Onurlu, ahlaklı kadın bir sene beklemez. Bir kadını çıplak arayacaksın, dakikasında bundan rahatsızlığını beyan eder” diyerek o öğrencilere gözaltında yaşadıklarından daha ağır acılar yaşattı.

Genç kızlar daha başlarına gelenin ne olduğunu anlamamışken, çıplak arandıklarını utançlarından kimseye söylememişken onları yalancılıkla, onursuzlukla itham etti. Üstelik kendisi de bir avukat. Gözaltılarda çıplak aramanın yapıldığını gayet iyi biliyor. “Hiç kimseye, hiçbir kadına böyle bir muamele yapılamaz, bu konuyla ilgileniyoruz” demesi gerekirken bırakın kadınlık onuru, insanlık onurunu ayaklar altına aldı.

O öğrencilerden B.İ. ile birkaç kez görüştüm. “Bunu ilk defa size söylüyorum. Annem-babam bile bilmiyor. Usulsüz bir uygulama olduğunu bilmiyordum” deyişi hala kulaklarımda. O çocuklar neden yalan söylesin? Ama Zengin “Bakan yardımcımızı Uşak’a gönderdik, kamera kayıtları yayınlandı, kesinlikle böyle bir şey yok” diye yalan söyleyebildi. Sanki o aramalar kamera önünde yapılıyormuş gibi. Üstelik söz ettiği kayıtlar da nezarethanedeki kadınların görüntüleri. Ve kadınlar oraya alınmadan çıplak aramadan geçiyor.

‘TALİMATLA HAMİLE KALIYORLAR’ DA DEMİŞTİ

Ama daha öncesi de var. Cezaevindeki kadınların “talimatla’ hamile kaldıklarını da söyledi. Hamile kadınların tutuklanmasına karşı çıkacağı yerde, tutuklu olmalarının sorumluluğunu da onlara yükledi. Zengin’in itham ettiği kadınlardan birine, bir ay evli kalıp boşanan avukat Elif Özge Hendekçi’ye, -kızıyla 5 yıl hapis yatıp çıktıktan sonra- ulaştım ve olayın aslını sordum. Bir aile dramıydı.

Oysa bir zamanlar olumlu bir imajı vardı Zengin’in. Kadın hakları konusunda ‘hassas’ bir portre çizmeye çalıştığı dönemler de olmuştu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile birlikte 6284 sayılı kanunla ilgili kendi partisi içinde mücadele vermişti. Abdullah Gül cumhurbaşkanı olacağı zaman Hayrünnisa Gül başörtülü olduğu için çıkan tartışmaları hatırlatarak “Bu ülkede bazı kadınlar önemli kişilerin eşi olamıyordu” çıkışı önemliydi. Başörtülü kadınların milletvekili seçilememesini eleştiren “Kadınların seçme ve seçilme hakkı yoktu” sözleri de dikkate değerdi.

Sonra Türkiye’nin muhafazakarları, eski ve yeni İslamcıları, AKP’lileri iktidarda çürürken Özlem Zengin de payına düşeni aldı. Bir nefret simgesi haline geldi. İşte belki de bazen böyle oluyordur Allah’ın gazabı.

Ve son not:

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’de zerre kadar kadınlık onuru olsaydı Saadet Partisi milletvekili Hasan Bitmez’in TBMM kürsüsünde vefatından sonra istifa ederdi.

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com