Kadın hukukçular, Altıparmak için soruşturma istedi: ‘O yapmaz’ denilen itibarlı erkekler…

Kadın hukukçular, insan hakları hukukçusu Dr. Cavidan Soykan’ın Dr. Kerem Altıparmak’ı mobbing ve psikolojik şiddetle suçlaması üzerine açıklama yaparak imzaya çıktı.

KRONOS 10 Mayıs 2021 GÜNDEM

Bir grup insan hakları hukukçusu avukat ve akademisyen kadın, Ankara Üniversitesi’nden yine insan hakları hukukçusu Dr. Cavidan Soykan’ın, üniversitede Dr. Kerem Altıparmak’ın meslektaşı olarak çalıştığı dönemde psikolojik şiddetine ve mobbingine uğradığını beyan etmesi üzerine imza kampanyası başlattı.

İmzalanan metinde, aralarında Benan Mollu gibi yıllardır Kerem Altıparmak ile birlikte AİHM davalarına bakan hukukçular da yer alıyor.

Kadın hukukçular, insan hakları ve mülteci hukuku alanında çalışan Soykan’ın Altıparmak’ı ifşasının ardından,  “kendisini; ‘onurlu’, ‘çalışkan’, ‘sabırlı’, ‘itibarlı’ sıfatlarla nitelendiren erkeklere, bu sıfatlarına dayalı güvenceler tanıyarak, ‘o yapmaz’, ‘abartılmıştır’ gibi ifadelerle destek verilmesinin, esas olarak şiddete uğrayanı suçlulaştırdığını biliyoruz” diyerek, açıklama yaptı.

“Yaşananları ve esas olarak da sessizliği, insan hakları alanında çalışan kadınlar olarak kaygıyla izliyoruz” diyen kadınlar, ortak imzaya çıktıkları metinde, “Hakkında şikâyette bulunulan ve insan hakları hukuku alanında çalışan Kerem Altıparmak’ın üyesi veya yöneticisi olduğu kurumların, vakit kaybetmeden bağımsız, tarafsız ve etkili bir soruşturma süreci başlatmasını; ilişkilerin askıya alınması da dahil olmak üzere, beyanda bulunan Cavidan Soykan’ı koruyacak gerekli önlemlerin re’sen almasını ve devamında etkili soruşturma başlatılmasını beklediğimiz kurumlardan acilen, konuya ilişkin yönerge/rehber hazırlanmasını talep ediyoruz” dedi.

Kadın hukukçuların imzaladığı metin şöyle:

“Akademide yaygın eril şiddetin, kendisinin ivedilikle incelenmesini gerekli buluyoruz. Şiddete maruz kaldığı beyanında bulunan kadının “failleştirme”ye çalışıldığını görüp, psikolojik şiddet uyguladığı beyan edilen Altıparmak’ın, “insan hakları alanında çalışan bir erkek” olarak, sürecin öznesi olmayan kişi ve kurumlarca soruşturulmaktan uzak tutulma çabasına yönelik destek açıklamalarını okuyoruz. Sorgu sandalyesine önce kadını oturtan “sen biraz hassas olabilir misin?”, “sana öyle gelmiş olmasın?”, “bunu neden sadece sana yapsın ki?” gibi açıklamaları; hukukçu, kadın ve insan hakları savunucusu kimliklerimizle kabul etmemiz olanaksız.”

“Kimi zaman toplumsal cinsiyet eşitsizliği sonucu, kimi zamansa hiyerarşik iktidar yapıları nedeniyle işyerinde psikolojik şiddete maruz kalan kişilerin yaşadıkları trawmayı küçümseyen, bu tip travmaların gündeme getirilmesini değersiz bulan yaklaşımların da “mobbing” kadar ve belki de daha da güçlü psikolojik, ekonomik ve sosyal yıkımlara sebep olabilen insan hakları ihlalleri doğurduğunu biliyoruz.”

“Kadının beyanı esastır” ilkesinin yerini “kadının beyanı sorgulansın” pratiğinin alışını hayretle gözlemliyoruz. Eleştirdiğimiz “erkek adalet” odaklı yargı mekanizması, insan haklarını savunan kişilerce işletiliyor. Mahkemelerin dışında kalan tartışma süreçlerimizde “erkek adalet” geleneğini yeniden üreten yorumları tehlikeli buluyoruz. Kadına yönelik erkek şiddetinde, erkeği aklayan ve kadını “deli”, “sorunlu”, “sorun çıkartan”, “durmadan konuşan”, “her şeye itiraz eden” sözleriyle yaftalamanın eşitlik ilkesine olan yıkıcı etkisini, bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Şiddet, hangi erkek tarafından uygulanırsa uygulansın, karşısındayız.”

“‘O YAPMAZ’ DEMEK KADINI SUÇLULAŞTIRIR”

“Kendisini; “onurlu”, “çalışkan”, “üretken”, “sabırlı”, “itibarlı” ve benzeri sıfatlarla nitelendiren erkeklere, bu sıfatlarına dayalı güvenceler tanıyarak, neredeyse otomatik biçimde “o yapmaz”, “yanlış anlaşılmıştır”, “abartılmıştır” gibi ifadelerle destek verilmesinin, esas olarak şiddete uğrayanı suçlulaştırdığını biliyoruz. Tanığı olduğumuz bu toplumsal yargılara; yazarak, konuşarak, avukatlık yaparak, örgütlenerek karşı çıkıyoruz.

“İnsan hakları alanındaki çalışma koşulları, dikensiz gül bahçesi değildir. Bizler bu alanda avukat, akademisyen, insan hakları örgütlerinde çalışan ve kadının insan haklarına dair teoride öğrendikleriyle tutarlı davranabilmeyi yaşam biçimi kabul etmiş kadınlar olarak, erkek akademisyen ya da hukukçuların da psikolojik şiddettin uygulayıcısı olabildiklerinin, uzmanlaştıkları hakları çekinmeden ihlal ettiklerinin bilinmesini isteriz.

“Kendisine psikolojik şiddet uygulandığını beyan eden Cavidan Soykan’ın beyanını, “kol kırılır yen içinde kalır” diyenlerin aksine, “bağır herkes duysun” diyerek duyuruyoruz. Hak savunuculuğu alanında çalışan, savunma yapan, araştıran, tartışan, deneyimini birbirine aktaran kadınlar olarak var olmak demek bizce; akademik veya mesleki toplantılara erkeklerle eşit katılımı, eşit söz hakkı almayı, birikim ve emeklerimizin eşit düzeyde maddi ve sosyal karşılığını alabilmeyi, özetle “kabul edilme” mücadelesini de içerir.”

“Hiçbir kadın desteklenmek için “mükemmel mağdur” olmak zorunda değildir. Şiddete uğradığımızı beyan edince, “neden bu kadar bekledin?” diye soranlardan, mükemmel mağdur olmadığımız için özür dilemiyoruz. Erkeğin sosyal statü ve sermayesi ile akademik kimliğinin şıklığı üzerinden şiddetin kabul edilmezliği ilkesine muhalefet şerhi düşülemez. Bu bizi istisnalar tanıyarak konuyu tartışmaktan alıkoyar ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı noktasına geri götürür. Bu gerilemeyi özellikle şu içinde bulunduğumuz tarihsel dönemde yaşamak ve yaşatmak istemiyoruz.”

“İnsan hakları mücadelesi, aynı zamanda herkesin eleştirilebilir olması, imtiyazlara ve kişisel kazançlara karşı, ilkesel kazanımların her ne pahasına olursa olsun savunulması mücadelesidir. İşte bu gerekçelerle; öncelikle bir kadının şiddet beyanının karşısındaki “onurlu erkek” savunmasını; “bunca zaman neden susmuş?” savunmasını; “delili var mıymış?” sorusunu kabul etmiyoruz.”

“Bir insan hakları hukukçusu mobbingin en geniş “görünmez” şiddet biçimlerinden biri olduğunu aklından asla çıkarmamalıdır. Bir kişinin emeğinin görünmez kılınması, ona sürekli olarak kendisini yetersiz ve değersiz hissettirmek, itibarsızlaştırmak, iş ahlakına aykırı biçimde kişinin görev alanına, iş yaptığı kişilerle kurduğu iletişime müdahale etmek, elindeki işleri tekeline almak bunun somut örneklerinden yalnızca bazılarıdır.”

“Herkesi bu ilkenin getirdiği somut yükümlülüklere uygun davranmaya davet ediyor, hakkında şikâyette bulunulan ve insan hakları hukuku alanında çalışan Kerem Altıparmak’ın üyesi veya yöneticisi olduğu kurumların, vakit kaybetmeden bağımsız, tarafsız ve etkili bir soruşturma süreci başlatmasını; ilişkilerin askıya alınması da dahil olmak üzere beyanda bulunan Cavidan Soykan’ı koruyacak gerekli önlemlerin re’sen almasını ve devamında etkili soruşturma başlatılmasını beklediğimiz kurumlardan acilen, konuya ilişkin yönerge/rehber hazırlanmasını talep ediyoruz.”

Hala imza atmak isteyenler için açık olan metni şimdiye kadar imzalayan hukukçular şöyle:

Arın Gül Yeniaras

Aryen Turan

Atiye Arıkan

Ayla Özdemir

Aynur Tuncel Yazgan

Ayşe Acinikli

Ayşe Şehriban Demirel

Ayşe Zilan

Başak Ertür

Benan Molu

Berfin Arslan

Berfin Karaşah

Beste Salman

Betül Çetin

Bilge Topçu

Burcu Konakçı

Candan Dumrul

CemreTopal

Cevriye Aydın

Çiğdem Akbulut

Çiğdem Kozan

Dersin Erişen

Deniz Yazgan

Deniz Yıldız

Dilan Coşkun

Döndü Ceren Şimşek

Döndü Kurşunoğlu

Duru Yavan

Duygu Saylan

Ebru Akkal

Ebru Demirtepe

Eda Aslı Şeran

Ekin Yeter

Elif Ceylan Özsoy

Elif Yetigin

Emel Diril

Esin Bozovalı

Evin Konuk

Evin Naz Ercan

Eylem Arzu Kayaoğlu

Eylem Sarıoğlu

Ezgi Güngördü

Fatma Elif Koru

Fatma Elveren

Fatoş Hacıvelioğlu

Figen Alp

Gizem Koç

Gülşah Kaya

Gülşah Kurt

Gülşen Uzuner

Gülyeter Aktepe

Günçe Çetin

Hacer Filiz Orhan

Halime Şenli

Harika Günay Karataş

Hatice İslamoğlu

Hazal Aydın

Heval Yıldız Karasu

Hülya Yıldırım

Hürmüz Biçer

İlayda Doğa Karaman

İlke Işık

İlknur Alcan

İpek Bozkurt

İrem Aki

Kūbra Ekmen

Kübra Özbiçer Büyükiz

Leyla Çelik

Leyla Kaplan Kertiş

Mehtap Işık

Melike Polat

Mevhibe Canan Arın

Mualla Buket Soygüt

Nagihan Bulduk

Nergiz Görnaz

Neva Övünç Öztürk

Nevroz Uysal

Neziha Eken

Nilüfer Irmak Özkan

O. Meriç Eyüboğlu

Özge Serdar

Özgür Erbaş

Rabia Gündoğmuş

Rengin Ergül

Selin Nakıpoğlu

Semra Balyan

Senem Doğanoğlu

Sevcan Çamlıdağ

Sevil Aracı Bek

Sevinç Linda Hocaoğulları

Sezin Uçar

Sinejan Kut

Sinem Coşkun

Sinem Hun

Songül Yıldız

Şaziye Cantepe

Şenay Tavuz

Şerife Ceren Uysal

Şevin Kaya

Şeyda Akpınar

Tuğba Yılmaz

Tuğçe Duygu Köksal

Ulviye Deniz Ayvaz

Ümit Büyükdağ

Yağmur Kavak

Yasemen Öztürkcan

Zehra Şahin Yeşil

Zekiye Karaca Boz

Zelal Pelin Doğan

Zeliha Gizem Sayın

Zeynep Kıvılcım

 

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram