Kanlı ve çatışmalı süreç: 7 Haziran-1 Kasım arasında ne olmuştu?

Bir hafıza tazeleme denemesi: Türkiye’yi sarsan, etkisi hâlâ devam eden 7 Haziran-1 Kasım 2015 sürecinde neler yaşanmıştı?

YAVUZ GENÇ 19 Haziran 2021 GÜNDEM

Ankara Tren Garı önünde 103 kişinin öldürüldüğü IŞİD’in bombalı saldırısında hayatını kaybedenler anılıyor. Bombaların patladığı sırada başbakanlık koltuğunda oturan ve saldırıdan sonra partisinin oylarının arttığını söylediği için büyük tepki alan Davutoğlu da mir mesajla katliamı kınadı.

Toplumun farklı kesimlerinden 7 Haziran- 1 Kasım tarihleri arasındaki çatışmalı süreci hatırlatarak, Davutoğlu’na ‘konuş’ çağrıları geldi. Peki, 7 Haziran-1 Kasım 2015 tarihleri arasında ne olmuştu?

7 Haziran 2015 seçimlerinde iktidar olamayan AKP, 1 Kasım 2015’teki seçimde nasıl yeniden tek başına iktidar olmuştu? Cumhurbaşkanı Erdoğan neden AKP’nin “kirli senaryoların içine çekilmeye çalışıldığını” öne sürdü ve “7 Haziran 2015 seçimlerini asla unutmayın” çağrısı yaptı.

HDP: İNTİKAM DAVASI

Kronolojiye geçmeden önce Erdoğan’ın “7 Haziran 2015 seçimlerini asla unutmayın” açıklamasına HDP’nin tepkisinin altını çizelim.  HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, partisi hakkında kapatma davası istemiyle iddianame hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianameyi Anayasa Mahkemesi’ne gönderme tarihine dikkat çekti: “Bu iddianamenin 7 Haziran 2021 günü gönderilmiş olması, kapatma davası açılması ve başvurusunun yapılması çok anlamlıdır. Bundan 6 yıl önce 7 Haziran 2015 seçimleri vardı, HDP 13,1 oy alarak 80 milletvekili ile Meclis’e girmişti ve bunun sonucunda AKP’nin tek başına hükümet kurması engellenmişti. Bunun intikamını almak için 7 Haziran 2021’de, yani o seçim gününün 6 sene sonrasında kapatma davası açtılar. Dolayısıyla bu hukuki değil siyasi bir intikam davasıdır.”

7 HAZİRAN-1 KASIM ARASINDA NELER YAŞANDI?

Dönelim o döneme: Erdoğan’ın “asla unutmayın” çağrısı yaptığı 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP, iktidara geldiği 2002 seçimlerinden sonra ilk kez parlamentodaki tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetti. Seçimlerde AKP 40,8 oy alırken HDP oyları 13,1’e yükseldi ve 80 milletvekili çıkardı. Parlamentodaki aritmetik koalisyon hükümetini zorunlu kılıyordu. AKP’nin ilk koalisyon teklifini götürdüğü MHP Lideri Devlet Bahçeli ise çözüm sürecine göndermede bulunarak, 3 formül önerdi. Bahçeli, AKP-HDP ya da AKP-CHP-HDP koalisyon hükümeti ya da bunlar olmazsa en erken tarihte seçim önerdi.

İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELER

MHP’nin koalisyon kapısını kapatması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hükümeti kurma görevini verdiği dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, CHP’yle koalisyon görüşmelerini başlattı. Ancak CHP’yle 26 Ağustos’a süren “istikşafi” görüşmelerden sonuç alınamayınca, 1 Kasım için erken seçim kararı alındı ve HDP’li iki bakanında da (AB Bakanı Müslüm Doğan ve Kalkınma Bakanı Ali Haydar Konca) içinde yer aldığı seçim hükümeti kuruldu, MHP hükümete bakan vermedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ SONA ERDİ

7 Haziran seçimleri sonrasındaki en önemli gelişmelerden birisi 2009 yılında “Oslo görüşmeleri”ne temeli atan ve zaman zaman kesintilerle devam eden Kürt sorunu konusundaki “çözüm süreci” de noktalandı. Seçimlerden kısa süre sonra PKK, yol kesme ve şantiye basma eylemlerine başladı.

SURUÇ VE CEYLANPINAR SALDIRILARI

Çözüm sürecinin sona ermesinin ardından Türkiye, ‘canlı bombalar’ın intihar saldırılarına sahne oldu, bu saldırılarda onlarca insan yaşamını yitirdi. Saldırıların ilki 20 Temmuz’da, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yaşandı. Kobani’ye yardım göndermek için toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin basın açıklaması yaptığı sırada intihar saldırısı düzenlendi. IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısı sonucu 33 kişi yaşamını yitirdi.

Suruç saldırısından 2 gün sonra, 22 Temmuz’da ise Şanlurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis evlerinde başından vurularak öldürüldü. Olaydan bir gün sonra, PKK ve IŞİD’e yönelik operasyonlar başlatıldı. Ceylanpınar saldırısını önce sahiplenen, sonra reddeden PKK, çözüm sürecinde aldığı “ateşkes” kararını sona erdirdi.

ÖZ YÖNETİM EYLEMLERİ

PKK saldırıları sürerken bölgeden arka arkaya “özyönetim ilanına” ilişkin açıklamalar geldi. KCK; Şırnak Halk Meclisi’nin kararının ardından, Silopi, Cizre ve Nusaybin’de de “özyönetim” ilan edildiğini duyurdu ve bunu diğer bazı il ve ilçeler izledi.

Bu gelişmelere Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Ağustos’ta “Bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti’nin dışında bir devlet asla kabul edilemez. Bu açıklamayı kimler yapıyorsa ağır bir bedel öderler. Hem yasal bir bedel öderler hem diğer tür bir bedel öderler” diyerek sert tepki gösterdi. Ardından da bölgede HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi yöneticilerine dönük gözaltı operasyonları başlatıldı.

CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK SALDIRILARINDAN ANKARA GARI

7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye tarihinin en kanlı olaylarından birini ise 10 Ekim’de yaşadı. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), HDP ve çok sayıda sivil toplum örgütünün katılımıyla Ankara Garı’nda düzenlenen “Barış mitingi”, iki canlı bombanın saldırısıyla kana bulandı.

IŞİD tarafından yapılan saldırıda 102 kişi yaşamını yitirdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu ise saldırıda IŞİD ve PKK işbirliği olduğunu belirtip, ilk kez “kokteyl terör” ifadesini kullandı.

1 KASIM SEÇİMLERİ: AKP YENİDEN TEK BAŞINA İKTİDAR

Saldırılar ve katliamların gölgesinde 1 Kasım seçimlerine giden Türkiye’de güvenlik kaygısı ön plana çıktı. AKP, yüzde 49,5 oy alarak 317 milletvekilini parlamentoya göndererek yeniden tek başına iktidar olacak çoğunluğa ulaştı. HDP oylarında ise ciddi düşüş yaşandı ve yüzde 10,7 oy alarak seçim barajını kıl payı geçebildi.

HENDEK OPERASYONLARI BAŞLADI

Ancak AKP’yi en yüksek oyla iktidara taşıyan Davutoğlu, teşkilatları atama yetkisinin elinden alınması üzerine 5 Mayıs 2016’da istifa etti. 22 Mayıs 2016 tarihinde yapılan AKP’nin 2. Olağanüstü Büyük Kongresinde Genel Başkanı seçilen Binali Yıldırım Başbakan oldu.

Başta Ankara olmak üzere PKK, bombalı saldırılar gerçekleştirdi. Seçimlerden sonra, PKK’ya karşı Doğu ve Güneydoğu’da güvenlik güçlerini engellemek için “hendekler” açan PKK’ya karşı hendek operasyonları gerçekleştirildi. BU hendek operasyonları sırasında başta Diyarbakır Sur olmak üzere, Nusaybin, Cizre, Yüksekova, Şırnak merkez gibi birçok yerleşim birimi yerle bir edildi. Binlerce kişinin hayatı kaybettiği çatışmalı süreçte yaşanan hak ihlalleri bugün de insan hakları savunucularının en önemli gündem başlıklarından biri olmayı sürdürüyor.

ŞİDDET SEÇİMEN SONRA DA DEVAM ETTİ

1 Kasım seçim sonuçları siyasi olarak tansiyonu düşürmüş görünse de Türkiye’yi şiddetin son bulmadığı yeni bir süreç bekliyordu. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi 28 Kasım’da Sur ilçesinde 4 Ayaklı Minare’nin önünde öldürüldü. Elçi cinayeti ile ilgili karanlıkta kalan konular hala tam olarak aydınlatılamadı.

2015 yılının son günlerinde 28 Aralık’ta Diyarbakır ve Ankara Cumhuriyet başsavcılıkları, Selahattin Demirtaş hakkında soruşturma başlattı. 11 Ocak 2016’da 1128 akademisyen “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisiyle “Hendek operasyonları” sırasındaki sokağa çıkma yasaklarının ve şiddetin sona ermesi için çağrı yaptı.

Ancak şiddet son bulmadı. 17 Şubat’ta Ankara’da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personelini taşıyan servis araçlarının hedef alındığı saldırıda 29 kişi hayatını kaybetti. 13 Mart 2016’da ise yine Ankara’da, Kızılay’da bir otobüs durağında PKK’nın bombalı araçla düzenlediği iddia edilen intihar saldırısında 37 kişi yaşamını yitirdi.

DOKUNULMAZLIKLAR KALKTI, DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ’A TUTUKLAMA

Gerginliğin siyasi ayağındaki önemli bir dönüm noktası, aralarında Demirtaş ile HDP’nin diğer Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’ın da olduğu 59 HDP milletvekilinden 50’sinin dokunulmazlığının 20 Mayıs’ta TBMM’de kaldırılması oldu. 4 Kasım 2016’da dokunulmazlıkları kaldırılmış olan HDP milletvekillerine yönelik operasyonlarda 12 kişi gözaltına alındı. Eşbaşkanlar Demirtaş ve Yüksekdağ ile 9 vekil tutuklandı.

Çalkantılı bir dönemden geçen Türkiye’de 2016 yılının 15 Temmuz’unda gerçekleştirilen darbe girişimi partileri kısa bir süre de olsa birleştirdi. TBMM’de HDP’nin de katıldığı ortak açıklama ile darbe girişimi kınanırken, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım “Gece boyunca sergilenen çalışma yeni bir sürecin de başlangıcıdır” dedi. Ancak o geceki iş birliği uzun sürmedi ve HDP Yenikapı’da düzenlenen mitinge davet edilmedi.

DERLEME: Kronos, BBC Türkçe, DW Türkçe ve Euronews Türkçe

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com