Gazeteci siyasetçi ilişkilerinden 90'lara dönüş alametlerine, HDP'ye karşı herkesin bildiği tutumdan dijital medyanın politik keşfine...
Saygı Öztürk, Sözcü: Gençlerimiz, kamuda çalışabilmek için kamu personeli sınavlarına, mülakatlarına girerken, arkasında siyasi güç olanlar, belediyede özel kalem müdürlüğüne sınavsız, mülakatsız alınıp, hiç çalışmadan memur yapılıyor ve devletin başka birimlerine kaydırılıyor. Ohh, ne güzel memleket…
Ali Abaday, Ahval: HDP’nin Türkiye’nin iki ucundan başlatıp Ankara’da bitirmek istediği yürüyüşe yapılan müdahaleler, bu yürüyüş hakkında televizyonlarda yapılan konuşmalara HDP’den kimsenin çağrılmaması ve kimi kanalların HDP’yi asla konuk etmeyeceklerini söylemesi 1990’ların geri dönmeye başladığını gösterir nitelikte.
Vahap Coşkun, Serbestiyet: Çırpındıkça kendinizi daha derinde bulursunuz. Çünkü ne herkes kör, ne de âlem sersem. Millet neyin ne olduğunu, sandıkta esamesi okunmayanlar ekranda cirit atarken altı milyon oyun temsilcilerine kimin ekran ambargosu koyduğunu gayet iyi biliyor.
Ümit Alan, Birgün: Tamamlamak üzere olduğumuz bir dijitalleşme aşaması yaşıyoruz. Şu birkaç aylık pandemi süreci bile buna korkunç bir ivme kazandırdı. Sosyal medyanın yaşı 10’u aştı. Muhalefet bunun üzerine iktidar kadar bile kafa yormazken, geleneksel medyaya böylesi odaklı olmasını bir düşünmeli.
