‘İYİ Parti, Demirel’in DYP’si yerine Çiller’in DYP’si oldu’

Gazeteci Sedat Bozkurt, "İyi Parti’de dikkat edilecek yer TBMM grubudur. Orada politik kimliği keskin ve geleceğe yönelik iddia barındıran isimler var ve seçime kadar beklemeyi düşünüyorlar. Durum daha sıkıntılı hale gelirse o azarlanan delegeler Ankara’ya tekrar çağrılabilir" dedi.

KRONOS 26 Kasım 2023 GÜNDEM

Gazeteci Sedat Bozkurt, son günlerde İYİ Parti’de yaşananları kaleme aldığı yazısında, İYİ Parti’nin Çiller’in DYP’sine benzediğini yazdı. Bozkurt, İYİ Parti’de politik kimliği keskin isimlerin bulunduğunu belirterek, “Orada politik kimliği keskin ve geleceğe yönelik iddia barındıran isimler var ve seçime kadar beklemeyi düşünüyorlar. Durum daha sıkıntılı hale gelirse o azarlanan delegeler Ankara’ya tekrar çağrılabilir.” dedi.

Bozkurt, Kısadalga’da  yer alan ‘İYİ Parti iyi değil’ başlıklı yazısında, İYİ Parti’de son günlerde birbiri ardına yaşanan önemli gelişmeleri değerlendirdi. Bozkurt’un yazısı şöyle:

“İyi Parti, iktidarın desteği ile anormal bir yargı operasyonuyla toplatılmayan olağanüstü kurultay sonrasında MHP’den ayrılanlar tarafından kuruldu. Liderleri Meral Akşener dahil, kurucu ekipte yer alan Ümit Özdağ, Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu MHP’de genel başkan adayı olmuşlardı. Yani politik kimlikleri MHP’de genel başkanlığa aday olacak kadar keskindi. Bu kimliklerle kurulan partiden Demirel’in DYP’si gibi merkez sağ parti çıkmayacağı belliydi. Nitekim Akşener’in muhtelif “merkez sağlaşma” hamleleri partiden gelen muhtelif meselelere karşı oluşan MHP refleksi ile hep zayıf kaldı. Kötü bir MHP kopyası olamadığı gibi önüne hedef olarak koyduğu Demirel’in DYP’si yerine son dönemde muhatap olduğu iddialar nedeniyle Tansu Çiller’in DYP’si halini aldı. Eş, çocuk, özel kaleme varana kadar tartışma konularının özneleri bile Çiller ile aynı oldu.” dedi.

İYİ Parti’nin 24 Mayıs 2018 seçimlerinde başlayan sürecinin ve sonrasındaki geldiği durumu savrulma olarak niteleyen Bozkurt, “Akşener partiyi kurmadan önce Abdullah Gül’ü ziyaret etti önerilerini aldı. Sonra Gül’ün çatı adaylığını, bahçesine inen helikopterde bulunan Hulusi Akar’ı oraya gönderen Erdoğan ile birlikte engelledi. Gül ile Erdoğan rakip olarak karşı karşıya gelmediler.

‘MİLLET İTTİFAK SİSTEMİN İŞLEMESİNİ ZORLAŞTIRDI’

Millet ittifakında sistemin işlemesini zorlaştıran yapıydı İyi Parti. Milletvekili listeleri oluşmasına ilişkin toplantı daha başlamadan “biz kendi listemizle girip gücümüzü test edeceğiz” dendi. Oysa bu seçim, seçmene anlatılana göre memleketin varlık yokluk seçimi idi. Bu liste dayatması diğer partilerin adaylarının CHP listelerinden seçime katılma zorunluğuna kadar getirdi işi. Bu tartışma halen yıkıcı bir biçimde de devam ediyor.

İyi Parti’nin liste oluşturma yöntemine de parti içinden eleştiriler var. Seçimlerin üzerinden 6 ay geçmiş olmasına karşın bir genel başkanın halen kendisini savunuyor olması politik açıdan normal değildir.” değerlendirmesinde bulundu.

BEKER SEÇİMDE ERDOĞAN İÇİN OY İSTEDİ

Bozkurt, İYİ Parti’den istifa eden Adnan Beker’in liste oyunlarıyla ön seçimde ilk sıraya yerleştiğine işaret ederek yazısında şu ifadelere yer verdi: ” Beker seçim süreci boyunca cumhurbaşkanlığı için Erdoğan’a oy istedi, bunu açıkça yaptığı için CHP listelerindeki isimlerle de hep karşı karşıya geldi. Bu çok normaldi, çünkü Beker’in ticari faaliyetleri nedeniyle özellikle Melih Gökçek ile ilişkileri Ankara’da bilinirdi. Beker bir partinin listesinde 1. sıraya yerleştirilecek bir isim değildi yani. Ama çok kısa özet geçtiğim gibi güçlü bir destekle TBMM’ye kadar taşındı ve beklenen çok erken gerçekleşti İyi Parti’den istifa etti. Benzer durum AKP’ye geçen Nebi Hatipoğlu için de geçerli. Genel Merkezin kurgusuyla listede 1. sırada yer aldı ve hemen gitti. Sırada başka isimlerin olduğu da sır değil.

Şimdi bu tablo için Beker’den ve Hatipoğlu’ndan önce eleştirilmesi gerekenler olduğunu siz de düşünürsünüz değil mi?”

‘DELEGE TEKRAR ANKARA’YA ÇAĞRILABİLİR’

İYİ Parti’de yaşananları komplo zeminine çekmenin mümkün olmadığını vurgulayan Bozkurt, yazısına şöyle devam etti:

“Partinin bir dönem önceki mali işlerden sorumlu ismi Ümit Dikbayır da yaptığı açıklamalarla tartışmaların ateşine hayli odun attı. Burada dikkatinizi çekeceğim isim Sedat Aksakallı. Ankara’nın en iyi para kazanan avukatlarından. İyi Parti’nin de yer aldığı millet ittifakının mücadele edeceğini açıkladığı 5’li çetenin üyelerinden birisinin de avukatı Aksakallı. Aksakallı kayıt dışı pek çok iş adamından mali destek almış Dikbayır’ın açıklamalarına göre. Bu iş adamları arasında 5’li çete üyeleri de var mı? Varsa kendisi ile mücadele edeceğini söyleyen ittifaka destek yapması herhangi bir mantıkla açıklanabilir mi?

Mesele gerçekten İyi Parti açısından acayip. Ortaya çıkan iddialardan pek çok komplo teorisi bile üretilebilir. Ümit Özdağ, Cüneyt Özdemir ile yaptığı bir yayında Akşener’in 24 Haziran 2018 seçimlerinin hemen öncesinde seçim kampanyasını yürüten isme “Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçtireceğiz, nedenini sorma” dediğini ileri sürdü. Ardından “kazanamayacak” aday tartışmaları sonrasında 3 Mart’ta masadan kalkıp geldiği parti genel merkezinde “devlet adına son görevimi yaptım” dediğini de İyi Parti’den bunlar ortaya çıkmadan tavır koyarak ayrılan Aytun Çıray açıkladı. Bu çok ciddi iddialar havada kaldı. Oysa İyi Parti’yi parti olmaktan çıkaracak iddialar bunlar. Kurultay salonunda, liste tartışmalarında delegeleri azarlayabilirsiniz ama seçmene bu konuda açıklama yapmanız gerekmez mi?

İyi Parti’de dikkat edilecek yer TBMM grubudur. Orada politik kimliği keskin ve geleceğe yönelik iddia barındıran isimler var ve seçime kadar beklemeyi düşünüyorlar. Durum daha sıkıntılı hale gelirse o azarlanan delegeler Ankara’ya tekrar çağrılabilir.
Başlığı İyi Partililer için attığımı anlamışsınızdır, yazıyla bir ilgisi yok…”

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com