Basler Zeitung adlı gazetede yayınlanan makalede işadamı Osman Kavala'nın müebbet hapis cezasına çarptırılmasının Türkiye'nin yeniden Avrupa'ya yönelebileceğine dair umutları ortadan kaldırdığı değerlendirmesi yapıldı.
İşadamı Osman Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına rağmen müebbet hapis cezasına çarptırılması uluslararası medyada geniş şekilde yer buldu.
İsviçre’de günlük olarak yayınlanan Basler Zeitung adlı gazetede “Türk yargısı siyasi intikam aracına dönüştü” başlığıyla yayınlanan makalede Kavala’nın AKP lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı korkutan pek çok şeyi temsil eden sembol bir figür olduğu belirtildi. Yazıda AKP liderini korkutan şeyler olarak “çoğulcu bir toplum, gerçek anlamda bir parlamenter sistem, yetkileri paylaşan bir cumhurbaşkanı, basın ve gösteri özgürlüklerinin yaşanması” gösterildi.
KENDİ ÜLKESİNE İHTİLAF EKEN KİMSE GÜVENİLİR BİR ARABULUCU DEĞİLDİR
Makalede özetle şu hususlara yer verildi: “Erdoğan son zamanlarda Türkiye dışındaki imajını yeniden iyileştirmeye çalıştı, Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuğa soyundu. Pazartesi günü, Kavala mahkemesi sürerken, BM Genel Sekreteri António Guterres, Moskova’ya ve ardından Kiev’e gitmeden önce onu Ankara’da ziyaret etti. Dünyada barışı arayan ama kendi ülkesinde fitne eken kimse güvenilir bir arabulucu değildir. Anlaşılan bu basit kavrayış, Ankara’nın hava geçirmez şekilde kapatılmış cumhurbaşkanlığı sarayına ulaşmadı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
“Kararlar, Türkiye’de demokrasi için bir başka ciddi gerilemedir. Kavala, birçok Avrupa kültür kurumunun işbirliği ortağıydı. Türkiye şimdi Avrupa Konseyi’nden ihraç edilmekle tehdit ediliyor. Çünkü Ankara, 2019 yılından bu yana Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kavala’nın masumiyeti kanıtlandığı gerekçesiyle tahliye talebini görmezden geldi. Kararla Türkiye siyasi karanlığın çok daha derinlerine indi.”
