‘Irak, PKK’ya siyasi mülteci statüsü vermek istiyor, Erdoğan dümeni başka yöne kırabilir’

Gazeteci Fehim Taştekin: "Erdoğan, PKK’ye karşı büyütmek istediği savaşa Irak’ı ortak etmeyi hedefliyordu. Irak hükümeti çatışmaya karşı ön alıcı bir duruş sergilerken PKK üyelerine siyasi mülteci statüsü vermekten bahsetti. Bu, Erdoğan’ın vaat ettiği askerî harekâttan sonra farklı bir sürece işaret ediyor olabilir mi?"

KRONOS 25 Nisan 2024 GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 yıl aradan sonra Bağdat’a gitmesi, arkasından da soluğu Erbil’de alması sonrası uzun süredir gündeminde olan PKK’ya operasyon iddiası da güçlendi. Peki, Erdoğan, Irak’a hangi ajandayla gitti ve nasıl döndü? Bölgeyi yakından takip eden gazeteci Fehim Taştekin’e göre, “Erdoğan yaza doğru PKK’ye karşı büyütmek istediği savaşa Irak’ı ortak etmeyi hedefliyordu. Bağdat’ta heybesine bir şeyler koydu ama savaşa ortaklık bunlardan biri değil.” Irak Hükümeti’nin PKK üyelerine siyasi mülteci statüsü vermek istediğine dikkat çeken Taştekin, “Bu, Bağdat ile Ankara arasındaki farklılaşmayı teyit ediyor ama Erdoğan’ın vaat ettiği askerî harekâttan sonra farklı bir sürece işaret ediyor olabilir mi diye sormak gerekiyor. Şimdilik rüzgâr sertlikten yana” yorumunu yaptı.

SİYASİ SIĞINMADA ÜÇ SENARYO

Irak’ın PKK’ya yönelik siyasi sığınma yaklaşımının üç senaryo ile ele alınabileceğini belirten Taştekin, Gazete Duvar‘daki yazısında bunları şöyle sıraladı:

“Birincisi bu, Bağdat’ın Ankara’ya rağmen meseleyi ele almadaki tercihini ve PKK’ye siyasi bir hareket olarak bakma eğilimini yansıtıyor. Halihazırda 1990’larda Türkiye’deki köyleri yakıldıktan sonra birkaç kez yer değiştirip nihayetinde Mahmur’da kamp kuran Kürtler de mülteci statüsüyle yaşıyor. Nüfusu 12 bini aşan Mahmur kampının girişinde bir BM ofisi var. Fakat kamp sakinleri yerinden yönetim icra ediyor. Kamp kadroların kontrolünde ve küçük bir kantonu andırıyor.

İkincisi Bağdat, Mahmur’dan hareketle kendince Türkiye’ye bir yol gösteriyor olabilir. Fakat silahlara veda ve sivil hayata geçiş büyük bir uzlaşmayı gerektiriyor. Uzlaşmanın gelip dayanacağı yer Türkiye’deki çözüm süreci. Aksi halde mülteci statüsünün herhangi bir karşılığının olması mümkün değil. Dağdakiler için fantezi olmanın ötesine geçmez.

Üçüncüsü mülteci statüsü Türkiye ile konuşulmuş olabilir. Bu da Erdoğan’ın sıcak yaz senaryosunun ardından yumuşama sürecine gireceği anlamına gelir. Buraya Amerikalıların da Kandil’dekilere sürgün yeri bulma fikrini birkaç kez gündeme getirdikleri bilgisini de bırakalım.”

ERDOĞAN DÜMENİ FARKLI BİR YÖNE KIRAR MI?

“Erdoğan’ın büyük bir savaş için hem askeri hem psikolojik hazırlık yaptığı ayan beyan ortada. Sonrasında dümeni farklı bir yere kırıp kıramayacağı ise milyon dolarlık bir soru” diyen Taştekin, şöyle devam etti:

“Erdoğan aylardır bütün mesajlarında, 2019’dan beri süren Pençe-Kilit serisine sert bir halka daha ekleme ısrarını ortaya koydu. Irak’taki hava ne olursa olsun bunu yapmaya kararlı. Bu da yeni sayfa tantanasına rağmen Irak’la gerilimlerin süreceği anlamına geliyor. Erdoğan, NATO zemininde AB ve ABD ile yeniden yakaladığı uyumu sonuna kadar kullanmak istiyor. Evet sertleşme bir tercih. İçeride DEM ve Mezopotamya Ajansı’na yönelik operasyonlar, dışarıda özellikle de Fransa ve Belçika’da Kürt hareketine yönelik artan baskılar bu tercihe paralel gelişiyor.

Yanıt arayan soru; Erdoğan PKK’nin belini kırma adına bütün gücüyle yüklendikten sonra baruttan gayri bir şey solumayan ortaklarına ve ekibine dönüp “Askeri yolla buraya kadar” diyebilir mi? 2011-2013 zeminine dönebilir mi? Yoksa yeni anayasa değişikliği ve iktidarını daim kılmak için iç siyaseti terörize edecek bir savaşa mı bel bağlıyor? 2015’te iki seçim arasında yaptığı gibi.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com