İnsan Hakları İzleme Örgütü: Türkiye uluslararası insan haklarını hiçe sayıyor

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “Erdoğan geçtiğimiz yıl Türkiye'yi uluslararası insan hakları hukukunun sunduğu çerçevenin dışına çıkaran bir rota izledi” dedi.

KRONOS 13 Ocak 2022 DÜNYA

Dünyanın önde gelen insan hakları savunucusu sivil toplum örgütlerinden İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch – HRW) bugün yayınladığı “2022 Dünya Raporu”nda Erdoğan hükümetinin Türkiye’nin insan hakları sicilini onlarca yıl geriye götürdüğünü ve uluslararası insanları hukukunu açıkça hiçe saydığını belirtti.

Raporda Erdoğan hükümetinin mahkemeler üzerinde tesis ettiği siyasi kontrolün, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesinin uğradığı derin erozyonunun asıl sebebi olduğu belirtildi. Ayrıca kolluk güçlerinin faili olduğu hak ihlali ve zorla kaybetme vakalarında, hala bir cezasızlık kültürünün hüküm sürdüğü vurgulandı.

Türkiye, 2021 yılında, İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden çekilen ilk ülke oldu. Erdoğan hükümetinin AİHM kararlarını hiçe sayarak işadamı Osman Kavala’yı serbest bırakmayı reddetmesi üzerine, Avrupa Konseyi Türkiye’ye karşı yaptırım sürecini başlattı. Avrupa Konseyi tarihinde böyle bir yaptırım süreciyle karşı karşıya kalan ikinci ülke Türkiye oldu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, kadın hakları ve aile içi şiddetle mücadele çabalarında önemli bir gerileme anlamına geliyor; Osman Kavala’nın keyfi ve hukuka aykırı tutukluluk haline son vererek onu serbest bırakmaktansa, Avrupa Konseyi tarafından yaptırıma tabi tutulmayı tercih etmek ise, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne karşı gelmenin açık bir göstergesidir,” şeklinde konuştu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü bu yıl 32.’si yayınlanan 752 sayfalık Dünya Raporu 2022’de yaklaşık 100 ülkedeki insan hakları uygulamalarını gözden geçiriyor. Direktör Kenneth Roth, otokrasinin yükselişte olduğuna ilişkin yaygın kabul gören kanaate karşı çıkıyor. Çok sayıda insan tutuklanma veya vurulma riskini dahi göze alarak, farklı ülkelerde, art arta sokağa döküldüler ki bu demokrasinin hala güçlü bir cazibeye sahip olduğunu gösteriyor. Bu arada otokratlar da seçimleri kendi lehlerine manipüle etme konusunda daha büyük güçlükler yaşıyorlar. Roth, buna rağmen, ulusal ve küresel zorlukların üstesinden gelmek ve demokrasinin vaat ettiği kazanımların edinilmesini sağlamak için, demokratik liderlerin daha iyi bir iş çıkartmaları gerektiğini ifade etti.

Raporda’da Türkiye’de medya, insan hakları savunucuları, LGBT topluluğu, Kürt siyasal aktivistler ve hükümetçe muhalif olarak algılanan diğer kişiler açısından kısıtlayıcı bir ortam hüküm sürdüğü belirtiliyor. Bu çerçeğvede, HDP’nin önde gelen eski siyasetçilerinin beş yıldan beri tutuklu bulundukları, partinin tamamı hakkında ise Anayasa Mahkemesi’nde açılmış bir kapatma davası olduğu hatırlatılıyor.


 

Raporda Türkiye’nin 2021’de İran ile doğu sınırı boyunca bir duvar inşa etmeyi sürdürdüğü ve sınırı geçmeye çalışırken yakalanan Afganistanlı ve başka ülkelerden sığınmacıları, sorgusuz sualsiz geri ittiği de kaydedildi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com