Millet İttifakı'nın İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi meydanları coşturan, beğeni düzeyleri çok yüksek iki kozu var. CHP kadrolarının aday listelerdeki muhafazakar ve sağcı adayları tartışmak yerine bu seçimi kabusa dönüştürebilecek İnce'nin seçmenlerine nasıl ulaşacağını düşünmesinde fayda var.
Muhalefetin 15 Mayıs seçimlerindeki başarısnın önündeki en büyük risk Memleket Partisi lideri Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığında diretmesi. Oysa, sosyal demokrat, sosyalist, demokrat, milliyetçi, muhafazakar veya liberal… demokrasiye inanan herkesin önemli meselesi bu seçimde tek adam rejimini son vermek olmalı. Meydanlarda ‘CHP’nin çocuğum’ diye bağıran Muharrem İnce, adaylık inadı ve söylemiyle daha çok ‘Saray’ın evladı’ gibi davranıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnce’nin Millet İttifakı’nın oylarını bölmesi ve seçimin ikinci tura kalma hesabı üzerinden oyununu revize etti. Bu nedenle İnce ve Memleket Partisi’ne oy vermeyi düşünen insanları bu kararından vazgeçirecek hamlelere ihtiyaç var. Şu anda anketlerde yüzde 3-4 arasında görünen oy oranı sürecin sonunda yüzde 1’e düşebileceği gibi yüzde 5-6’lara bile tırmanabilir. Araştırmacı Bekir Ağırdır, İnce’nin yüzde 6’dan fazla oy olması durumunda seçimin ikinci tura kalma ihtimaline dikkat çekiyor.
Mülteci meselesinin gündemde olduğu dönemde Zafer Partisi’nin oy oranı da yüzde 5’lere yükselmiş ve gündemin başka konulara kaymasıyla yüzde 1’lere düşmüştü. Aynı durum İnce’nin alacağı oy oranında da yaşanabilir. Millet İttifakı’nın, İnce’ye oy vereceğini söyleyen seçmeni ikna edecek bir yol bulması gerek. Bu seçmen grubuna seçimin ilk turda bitmesinin ne kadar önemli olduğu net bir şekilde anlatacak argümanlara ve kişiye ihtiyaç var.
İMAMOĞLU VE YAVAŞ FAKTÖRÜ
Millet İttifakı’nın elinde bu kitleyi ikna etmek için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş gibi toplumdaki beğeni düzeyi çok yüksek iki isim var. İnce’ye destek vereceğini söyleyen kitleye İmamoğlu’nun ve Yavaş’ın direkt veya sosyal medya yoluyla ulaşması mümkün. İnce’ye destek veren grubun bir kısmını, İYİ Parti’nin masayı tekmelemesi sonrasında bu partiden ayrılan milliyetçi ve ulusalcı grup oluşturuyor. Yavaş veya İmamoğlu’nun aday olmamasına tepki göstererek giden bir grubun da olduğu anlaşılıyor. Mansur Yavaş, bu durumun farkında olduğunu katıldığı bir televizyon programında dile getirerek, “Bizi ya da Ekrem Bey’i sevenler biraz üzüldüler. Kırılanları ikna etmeye çalışacağız” dedi.
Akşener de son dönemde yaptığı çıkışlarla bu grubu yeniden partiye çekmeye çalışıyor. Ancak devreye doğrudan Mansur Yavaş sokulmalı ve bu gruba direkt seslenmeli. Mansur Yavaş, İYİ Parti’den ayrılıp giden bu kitlenin istediği özelliklere sahip bir siyasetçi. Akşener’in Yavaş ile birlikte ortak program sayısının artırılmasıyla oy dönüşü sağlanabilir.
İMAMOĞLU VE YAVAŞ RÜZGARI İNCE’Yİ GERİ ÇEKEBİLİR
İmamoğlu ve Yavaş’ın meydanlarda halkla buluşması Muharrem İnce köpüğünü kısa süre içerisinde söndüreceği gibi seçim öncesinden adaylıktan çekilmesini bile sağlayabilir. İmamoğlu’nun mitinglerde kullandığı dil, meydan performansı çok üst düzeyde seyrediyor. İmamoğlu, bu seçimi bir kalfalık olarak görüyor ve ona göre hazırlanıyor. Ustanın gözüne girmeye çalışan her kalfa gibi işini en iyi şekilde yapıyor.
Meydanlarda bu kadar başarılı olan bir lider karşısında sosyal medya balonlarının başarılı olma şansı yok. İnce, adaylıktan çekilmemesi durumunda, Leopar tankı gibi engel tanımayan iki siyasetçinin paletleri altında ezilmekten kurtulamayacak. Aklını kullanan bir siyasetçi siyasi geleceğini yok etmek yerine bir adım geri atarak bu riskten kurtarabilir. Muharrem İnce aklını mı hırsını mı tercih edecek, şimdilik anlamak zor.
“ASLAN SOSYAL DEMOKRAT” BÜYÜK RESMİ NE ZAMAN GÖRECEK?
DEVA, Demokrat, Gelecek ve Saadet Partilerinin adaylarının CHP listesinden gösterilmesine ulusalcı sol ve sosyal demokrat kesimlerden tepki geldi. CHP’ye yakın çok sayıda sosyal medya kullanıcısı DEVA Partili Sadullah Ergin’i hedefine koydu.
AKP’li gazeteci ve akademisyen tayfasının sık sık kullandığı “büyük resmi görme” ifadesi tam bu durum için kullanılabilir. Acaba, “Aslan sosyal demokratlar” ne zaman görecek, ne zaman anlayacak bu seçiminin tekrarının olmadığını? Sadullah Ergin’e sataştıkları kadar Mehmet Ali Çelebi’ye, Muharrem İnce’ye niye laf etmiyorlar?
Bu eleştirileri yapanların bir kısmının ne demokrasi, ne insan hakları, hukuk ve ne de ifade özgürlüğü gibi bir gündemi var. Bir kısmı ‘derin abilerini’ memnun etmek istiyor sadece. Eski solculuk günlerini hatırlayıp TİP’e oy kayar mı düşünenler de var.
‘ÜLKEDE SEÇİM OLURDU’ DEMEMEK İÇİN…
Bu nedenle altını çizmekte fayda var. Bu seçim kaybedilirse hayatınız eski günleri hatırlamakla geçecek. Mesela diyeceğiz ki “Eskiden seçim olurdu, adaylar tanıtılırdı. Biz de onları istediğimiz şekilde eleştirirdik.” Bu durum bile lüks haline gelecek. Esad’ın Suriyesi veya Aliyev’in Azerbaycan’ı olmak çok uzaklarda değil. Şu anın en önemli meselesi ülkedeki zorba yönetimi tarihin çöplüğüne göndermek. Bunu yaptıktan sonra başka konuları konuşabiliriz.
O nedenle CHP seçmeni, sosyal demokrat ya da iktidar destekçisi olmayan Ulusalcı sol çevrelerin tartışması gereken CHP aday listelerindeki sağ ve muhafazakar isimler değil Muharrem İnce köpüğünün nasıl söndürüleceği olmalı. İmamoğlu ve Yavaş’ı daha fazla sahaya sürerek.
