OHAL sürecinde Kürt kentlerinde AKP’nin yönetimde olmadığı neredeyse tüm belediyelere kayyum atanmıştı. AKP iktidarı kayyum yoluyla belediyelere el koyma politikasına önümüzdeki dönem de devam edeceğinin sinyallerini veriyor.
Tayyip Erdoğan dün Mart 2019’daki yerel seçimleri işaret ederek “Bu seçimlerde de teröre bulaşmış olanlar sandıktan çıkacak olurlarsa kayyum tayinleriyle yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, mecliste basın toplantısı düzenleyen Bilgen, partilerin meşruiyetinin, toplumun o partilere gösterdiği ilgiyle alakalı olduğunu dile getirdi.
“Bundan dolayı, meşruiyet tartışması yapan, darbeci zihniyeti içinden atmamış demektir. 27 Mayısçılar da 28 Şubatçılar da meşruiyet tartışması yapıyorlardı” diyen HDP sözcüsü 6 milyon oy alan bir partinin hangi adayının meşru olup olmadığına başka bir partinin karar veremeyeceğini kaydetti.
Bilgen şöyle devam etti:
Böyle yaklaşıyorlarsa bir akreditasyon uygulaması yapsınlar, liste versinler, ona göre adaylar belirlensin ya da hiç seçim yapmasınlar, kayyumluk için iş başvurusu alsınlar. Dünyada seçimin işlevinin kalmadığı ülkeler kategorisi diye bir kategori var. Dün sarf edilen sözler YSK’nin de AYM’nin de hiçbir anlamı olmadığını ilan etmektir. ‘Teröre bulaşmak’ ne anlama gelir? Hukuken ne anlama gelir? Belediyelerin bir çevreye arazi tahsis etmesi, parsel parsel arazi tahsis etmesi teröre bulaşma kategorisinde ele alınabilir mi? ‘Halep için arkadaşlara söyledik silahları bırakacaklar’ demek teröre bulaşmak mıdır? Bunun dışında yapılan tanımlar büyük bir haksızlıktır. Seçime girersiniz yarışırsınız, toplum takdir ederse göreve gelirsiniz. Bunun dışında yöntemlere tenezzül etmek seçimi, sandığı siyaseti demokrasiyi hiçleştirmektir. Bunun da Türkiye’nin ekonomik kaosla karşı karşıya bulunduğu bir ortamda Türkiye’ye hiçbir katkısı yoktur.
