HDK: Kayıp vakaları için Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu kurulsun

KRONOS 18 Mayıs 2020 GÜNDEM

ANKARA – Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Adalet Komisyonu, son dönemde artan ‘kayıp’, ‘gözaltında kayıp’ ve ‘kaçırılma’ vakalarıyla ilgili yaptığı açıklamada, cezasızlık politikasının bu tür uygulamalara meydan verdiği vurgulandı. Açıklamada, “Bu topraklarda devletin güvenlik güçlerince, ya da desteklediği güçlerce binlerce insan gözaltına alındı ve kaybedildi. Kimi zaman bir gece vakti evinden, kimi zaman güpegündüz sokak ortasından insanların gözü önünde zorla kaçırıldılar. Bir kısmı ise ifade için çağrıldıkları karakollara kendileri gittiler ve bir daha kendilerinden haber alınamadı” denildi.

Cumhuriyet öncesi, 1915’de 139 Ermeni aydın gözaltına alınıp kaybedildiğini hatırlatan HDK Adalet Komisyonu, Cumhuriyet sonrası kaybetmeler, batıda Mustafa Suphi ve Sabahattin Ali’ler ile sosyalist, aydınlara yönelerek Kürdistan’da Şeyh Sait İsyanı’nda, Koçgiri’de, Sason, Zilan’da, Ağrı’da, Dersim’de devlet güçleri tarafından toplu şekilde devam ettiği vurgulandı. Açıklamada, “Bu dönemlere ait sayısız toplu mezarlar bulunmuşken, bugün hala Şeyh Sait ve Seyit Rıza’nın nereye gömüldükleri devlet tarafından gizlenmektedir” ifadeleri kullanıldı.

“15 TEMMUZ SONRASI KAYIP VAKALARI ARTTI”

Açıklamada, 80 öncesi ile 90’lı yılların kayıpları sıralanarak, 1994 yılının İHD’ye yapılan 328 başvuru ile devlet güçleri tarafından gözaltında kaybetmenin en fazla olduğu yıl olduğu vurgulandı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kayıp vakalarının arttığına dikkat çekilen açıklamada, “Ayrıca 15 Temmuz sonrası yeniden kayıp vakalarında bir artış olduğu gözlenmektedir. Yalnızca Kürt ve Sosyalist kimlikli insanlar değil, iktidara muhalif İslami kimlikten insanların ve farklı inanç gruplarından yurttaşların da kayıp edildiğine tanıklık ediyoruz” ifadelerine yer verildi.

6 Ağustos 2019’dan beri kayıp olan eski Sanayi Bakanlığı çalışanı Yusuf Bilge Tunç’un bu isimlerden biri olduğu belirtilen açıklamada, “Şırnak’ta Keldani halkımızdan Hürmüz Diril’den 11 Ocak’tan beri haber alınamıyor. Üniversite öğrencisi Gülistan Doku’dan ise 5 Ocak’tan bu yana haber yok. 24 Ocak’ta hapishanedeki oğlunu ziyaret etmek için Batman’dan İstanbul’a gelen Mehmet Bal’dan o tarihten bu yana haber alınamıyor… Son süreçte yaşanan kayıplar listesi böyle devam ediyor” değerlendirmesi yapıldı.

“TÜRKİYE SÖZLEŞMEYİ İMZALAMADI, SUÇLAR CEZASIZ KALIYOR”

Türkiye’nin 2010 Yılında yürürlüğe giren ve 90’dan fazla ülkenin imzaladığı ‘Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi hala imzalamadığı belirtilerek, “Sözleşmeyi imzalamayan Türkiye’de yürürlükte olan ceza kanununda hala gözaltında kaybetme suçu yok. Sözleşmeye ve uluslararası hukuka göre bir insanlık suçu olan ve zamanaşımının uygulanmasının yasak olduğu gözaltında kaybetme suçu Türkiye’de bir cinayet olarak ele alınıyor ve zamanaşımı uygulaması nedeniyle cezasızlıkla sonuçlanıyor. Cezasızlıkla sonuçlanacağı bilinen bir suçun da caydırıcılığı kalmıyor” denildi.

“HAKİKAT VE YÜZLEŞME KOMİSYONU KURULMALI”

Açıklamada son olarak şu ifadeler kullanıldı:

“Devlet, arşivlerini açarak, kayıp avukatlarının ve ailelerinin ulaştıkları bilgileri esas alarak, ailelerin kayıplarına ulaşmasını, faillerin yargılanmasını sağlamalıdır. Türkiye, BM ‘Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’sini imzalamalı, ceza kanununda ‘gözaltında kaybetmeyi’ bir insanlık suçu olarak tanımlamalıdır. Anayasada belirtilen hukuk devleti ilkesi gereğince Türkiye gözaltında kaybetme suçları ile yüzleşmeli, kayıpları bulmalı, failleri yargılamalıdır. Henüz yüzlerce bulunmayan kayıp, yargılanmayan failler olduğu için sistematik olarak devam eden bu kaybetme ve cezasızlık politikalarından vazgeçilmelidir. Toplumsal barış ve adalet için ‘Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu’ kurulmalı ve ailelerin adalet taleplerine cevap olunmalıdır.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com