Abdülhamit Gül, bir başka ülkenin adalet bakanıymışçasına yaptığı açıklamalarına bir yenisini ekledi: “Ötekileştiren, ayıran, ‘makbul vatandaş’ ayrımı yapan bu tipolojiyi dayatan devlet, hukuk devleti olamaz. Hukuk devleti, herkesin devletidir. Hukukun üstün olduğu, farklılıkların zenginlik olduğu bir devlettir.”
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül: Reformlarımızı hep uyguladık, uyguluyoruz
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, sık sık adalete ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor. Bu çıkışları nedeniyle sosyal medyada “Keşke Türkiye’nin adalet bakanı olsa” eleştirilerine muhatap olan Gül, benzer bir açıklamada daha bulundu.
Sayın Abdülhamit Gül’ün;adalet bakanı olmasını çok isterim çooook. https://t.co/6WII9Av4V6
— Kenan GENCOGLU (@kgncoglu) November 1, 2021
NEFRET SUÇLARI VE NEFRET SÖYLEMİ SEMPOZYUMU
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) tarafından Ankara’da düzenlenen ‘Nefret Söylemi ve Nefret Suçları Sempozyumu’nun açılış töreninde konuşan Bakan Gül, “Bir insanın kılık kıyafetinden, düşüncesinden, yaşam tarzından, inancından dolayı eğitim ve çalışma hayatına yönelik nasıl ayrımcılığa tabi tutulduğu, kötü örnekleriyle hafızamızda tazedir. Bu kimliklerine, kültürlerine yönelik ret, inkar ve asimilasyon politikalarının da insanımızın onurunu nasıl rencide ettiğini yine hepimiz yaşadık.
Ötekileştiren, ayıran, ‘makbul vatandaş’ ayrımı yapan bu tipolojiyi dayatan devlet, hukuk devleti olamaz. Hukuk devleti, herkesin devletidir; hukukun üstün olduğu, farklılıkların zenginlik olduğu bir devlettir. Hukuk devletinde şablon insan yoktur” dedi.
‘REFORMLARI UYGULADIK, UYGULUYORUZ’
Her insanın eşit ve biricik olduğunu belirten Gül, “İşte bu anlayışta, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde ortaya koyduğumuz vizyon da bu anlayışın eski Türkiye anlayışında kalması ve artık bu konudaki ayrımcılıkların ve bu konudaki nefret yaklaşımlarının tamamıyla ortadan kalkmasına yönelik, çoğulculuğu hakim kılma, hukukun tam anlamıyla üstün kılınmasına yönelik reformlarımızı adım adım hep uyguladık, uygulamaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘İNSANIMIZI HAKLARIYLA YAŞATMAK DEVLETİN EN TEMEL GÖREVİDİR’
Bakan Gül sözlerin şöyle sürdürdü: “Bu söylem, daha ciddi ve telafisi zor diğer suçların da ayrıca bir ön sebebidir. Hangi görüşten, inançtan, yaşam tarzından olursa olsun insanımızı haklarıyla yaşatmak, devletin en temel görevi ve vazifesidir. Devlet, ancak vatandaşlarına karşı eşit ve tarafsız davranarak adaleti ayakta tutabilir, yaşatabilir. İşte bu konuda ‘Daha adil bir dünya mümkün’ çağrısı da Cumhurbaşkanı’mızın küresel adaletsizliğe karşı söylemiş olduğu çok önemli bir çağrıdır.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
‘NEFRET SUÇLARINA YÖNELİK TCK’DA BİR DÜZENLEME HEDEFLİYORUZ’
Meclis’imizin İnsan Hakları Komisyonu başta olmak üzere, buralarda olgunlaşarak bir yasal düzenlemenin de bu yasama döneminde gelmesini hedefliyoruz. Nefret suçlarına yönelik Türk Ceza Kanunu’nda bir düzenlemeyi de yine yapmayı hedefliyoruz. Kararlı bir şekilde nefret suçlarıyla mücadele etme konusunda da hedeflerimizi ortaya koyduk, bunu da başaracağız. 84 milyonun her bir ferdi, dili, dini, ırkı, inancı ne olursa olsun bizim için ayrı ayrı değerlidir. Her bir bireyin onurunu ve haysiyetini korumak, bizlerin temel görevleridir. Dolayısıyla aynen işkence ve kötü muamelede olduğu gibi nefret söylemlerine ve suçlarına karşı da sıfır tolerans yaklaşımını benimsiyoruz. Anayasamızın bu konudaki hükmü de yine açıktır.”
