Gözler Halkbank Davası’nda

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) Halkbank aleyhine açılan davada jürili duruşmaların bugün başlaması bekleniyordu. Ancak Halkbank avukatlarının itirazını 12 Nisan'da dinleyen temyiz mahkemesi henüz karar vermediği için duruşmanın ertelenme ihtimali arttı.

KRONOS 03 Mayıs 2021 EKONOMİ

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Halkbank’ı ilgilendiren iki farklı dava devam ediyor. Bunlardan ilki, Halkbank’ın İran’a yönelik müeyyideleri ihlal ettiği gerekçesiyle New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde açılan dava.

İkincisi ise Halkbank’ın kamu bankası olması sebebiyle Türkiye ile “eşdeğer dokunulmazlığa” sahip olduğu gerekçesiyle ABD’de yargılanamayacağı iddiasıyla Temyiz Mahkemesi’ne yaptığı itiraz.

Halkbank, hakkındaki iddiaları tamamen reddediyor ve ABD’de yargılanamayacağını savunuyor. 3 Mayıs Pazartesi günkü duruşma ise Halkbank’a karşı Federal Mahkeme’de açılan davayla ilgili olacak.

DAVANIN ERTELENME İHTİMALİ ARTTI

Ancak konuyla ilgili duruşmaları tamamlayan ve karar aşamasında olan Temyiz Mahkemesi’nin kararı çıkana kadar Federal Mahkeme’deki duruşmanın da ertelenmesi olasılık dahilinde.

Birbirini yakından ilgilendiren bu iki davanın dışında Halkbank’a karşı bir başka dava açma teşebbüsü de oldu.

İran ile bağlantılı olduğunu iddia ettikleri bazı silahlı grupların saldırılarından olumsuz etkilendiğini ve mağdur olduğunu söyleyen 876 kişi Halkbank hakkında dava açmak istedi. Ancak şubat ayında başvuruyu ele alan Bölge Mahkemesi, Halkbank’ın davanın reddedilmesi talebini kabul etti ve bu davanın Türkiye’deki mahkemelerde görülebileceğine hükmetti.

Reza Zarrab’

17 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmasında tutuklandıktan iki ay sonra tahliye edilen Reza Zarrab (soldan 2’nci), İhracat Ödülü’nü dönemin Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin elinden almıştı.

Federal Mahkeme’deki davanın konusu ne?

New York Güney Bölge Savcılığı, 2019 yılı ekim ayında Halkbank hakkındaki iddianameyi hazırlayarak yargı sürecini başlattı.

Savcılığın hazırladığı 45 sayfalık iddianamede altı farklı suçlama yöneltiliyor. Bunlar arasında dolandırıcılık ve kara para aklama gibi suçlar da yer alıyor.

İddianamede, İran’ın nükleer programı nedeniyle ABD finans sistemine erişiminin kısıtlanmasına neden olan yaptırımları, farklı ülkelerde kurulan paravan şirketler üzerinden yaptığı işlemlerle deldiği belirtiliyor.

Halkbank’ın da İran’ın yaptırımları delmesi için kurulan bu düzene yardımcı olduğu öne sürülüyor.

HALKBANK, İRAN’A AİT 20 MİLYAR DOLARA ARACILIK ETTİ”

Savcılık, Halkbank’ın, “İran’ın bu bankada tuttuğu petrol ve doğalgaz gelirlerini gizli bir şekilde dolaşıma sokarak, bu kaynakların İran adına ABD finansa sistemi üzerinden uluslararası ödemeler yapılmasını sağlayacak şekilde tasarlanmış olan işlemlerde rol aldığını ve bu planı gizlemek ve olası yaptırımları engellemek için ABD Hazine Bakanlığı yetkililerine yalan söylediğini” iddia ediyor.

Halkbank’ın kurulan bu sistemle İran devletine ait yaklaşık 20 milyar dolarlık fonun “yasadışı bir şekilde aktarılmasına aracılık ettiği” de öne sürülen iddialar arasında yer alıyor.

ABD’nin Ulusal Güvenlikten Sorumlu Adalet Bakan Yardımcısı John C. Demers, Halkbank hakkındaki iddiaları “bugüne kadar İran yaptırımlarının ihlali konusunda görülen en ciddi vakalardan biri” olarak tanımladı.

Halkbank’a hangi suçlamalar yöneltiliyor ve kimlerin adı geçiyor?

İddianamede Halkbank’a altı suçlama yöneltiliyor:

ABD’yi dolandırmak için komplo kurmak
Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı ihlal etmek için komplo kurmak
Bankacılık dolandırıcılığı
Bankacılık dolandırıcılığı yapmak için komplo kurmak
Kara para aklamak
Kara para aklamak için komplo kurmak
Halkbank’ın suçlu bulunması halinde, aracılık ettiği iddia edilen finansal işlemlerin miktarına denk gelecek şekilde para cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Halkbank’ın suçlu bulunması halinde, verilecek para cezasının da milyarlarca doları bulmasından ve bunun da yalnızca bu banka değil, Türk bankacılık sistemi üzerinde ciddi bir olumsuz etki yaratmasından endişe ediliyor.

REZA ZARRAB, SÜLEYMAN ASLAN, HAKAN ATİLLA VE LEVENT BALKAN

Bu davada, Halkbank tüzel kişiliğiyle sanık olarak tanımlanıyor. Ancak iddianamede, hem İran hem de Türkiye’den üst düzey devlet yetkililerinin bu düzenin parçası olduğu ve koruduğu öne sürülüyor.

İddianamede İran ve Türkiye vatandaşı Reza Zarrab, eski Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan, eski genel müdür yardımcıları Mehmet Hakan Atilla ve eski dış operasyonlar müdürü Levent Balkan’ın isimleri “komplonun ortakları” olarak geçiyor.

Aslan, Atilla, Balkan ve bankanın diğer yetkililerin görevleri çerçevesinde ve Halkbank’ın çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri belirtiliyor.

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da “komplonun ortağı” olarak nitelendirilen bir dğer isim. İddianamede, Çağlayan’ın Zarrab’dan en az 70 milyon dolar civarında “rüşvet aldığı” iddia ediliyor. Çağlayan, rüşvet iddialarını kesin bir dille yalanlıyor.

İddianamede, Zarrab’ın Türkiye’deki yolsuzluk operasyonları kapsamında 2013 yılı aralık ayında tutuklanmasının ardından 2014 yılı şubat ayında serbest bırakıldığı ve yaptığı işlemlere yeniden başlamak istediği de belirtiliyor.

DÖNEMİN BAŞBAKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN

Dönemin Halkbank Genel Müdürü bu talebe sıcak bakmadığının belirtildiği iddianamede, “Ancak Zarrab’ın talebi üzerine dönemin Türkiye başbakanı (Recep Tayyip Erdoğan) ve aralarında ileride kabinede bir görev alacak olan bir akrabasının da bulunduğu kendisine yakın isimler, Halkbank’a bu işlemlere tekrar başlamaları talimatı verdi ve Halkbank da buna uydu.” ifadeleri yer alıyor.

Halkbank, 2019 yılı ekim ayında Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, iddialarla ilgili bağımsız inceleme raporlarının ABD Adalet Bakanlığı ile paylaşıldığını belirterek, buna rağmen dava açılmasını “manidar” olarak tanımlamıştı.

Halkbank, daha önceki açıklamalarında da yaptığı işlemlerin “uluslararası bankacılık kuralları ve hukuka uygun” olduğunu savunmuştu.

Halkbank kamu bankası olduğu için dokunulmazlığı bulunduğunu ve bu nedenle de ABD’de yargılanamayacağını öne sürerek, davaya itiraz etti.

ERDOĞAN’A GÖRE DAVA “KOMPLO”

Banka ayrıca yine aynı gerekçeyle, yargılama sürecinin başındaki duruşmalara katılmamış, kendisine gönderilen resmi tebligatı almamış ve savunma yapmak için girişimde bulunmamıştı.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı ise ABD’de devam eden yargı süreçlerini 17/25 Aralık 2013 tarihindeki yolsuzluk soruşturmalarının uzantısı olan “bir komplo” olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki yıllarda yaptığı bir açıklamada Halkbank eski genel müdür yardımcısı Atilla’nın Amerika’da tutuklanmasını “siyasi içerikli bir darbe girişiminin adresi” olarak tanımlamıştı.

Erdoğan’ın BİST genel müdürlüğüne tayin ettiği Hakan Atilla (sağdan 2’nci), kara para aklamak ve İran’a yönelik müeyyideleri delmek gibi suçlardan Amerika’da mahkûm olmuştu.

Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı süreçle bağlantısı var mı?

New York Güney Bölge Savcılığı, 2019 yılı ekim ayında Halkbank’ın tüzel kişiliğine karşı başlattığı yargı sürecini Atilla davasında ortaya çıkan bilgilere dayandırdığını söylüyor.

İddianameyi hazırlayan isimlerden New York Güney Bölge Savcusu Geoffrey Berman, Atilla’nın suçlu bulunduğu yargılama sürecinin “adil ve şeffaf” olduğunu ve bu süreçte ortaya çıkan gerçeklerin “Halkbank yönetiminin İran’a yönelik yaptırımları delmek için geliştirilen yüz kızartıcı planın bir parçası olduğunu” gösterdiğini belirtti.

2016 yılında Zarrab, 2017’de de Atilla, ABD’ye yaptıkları seyahatler sırasında tutuklanmıştı. Daha sonra aralarında Zarrab ve Atilla’nın da olduğu dokuz kişi hakkında dava açıldı.

REZA ZARRAB İTİRAFÇI OLUNCA TAHLİYE EDİLDİ

Zarrab, savcılıkla anlaşma yoluna gitti ve davada tanık olarak her aldı. Herhangi bir cezaya çarptırılmayan Zarrab, bir süre sonra cezaevinden tahliye edildi.

Zarrab’ın davanın sonuçlandığı 2018 yılından bu yana nerede olduğu bilinmiyor. Zarrab’ın Halkbank’ın tüzel kişiliğine karşı açılan yargı sürecinde tanıklık yapıp yapmayacağı da yanıtı bilinmeyen bir diğer soru.

2018’deki davanın tek tutuklu tanığı olan Mehmet Hakan Atilla ise, kara para aklama dışında kendisine yöneltilen tüm suçlamalardan suçlu bulundu. 32 ay hapis cezasına çarptırılan Atilla, Temmuz 2019’da tahliye edildi ve Türkiye’ye döndü.

Atilla, Türkiye’ye dönüşünün ardından Borsa İstanbul Genel Müdürlüğü görevini yaptı ve kısa bir süre önce bu görevden istifa etti.

Federal Mahkeme’deki dava hangi aşamada?

Davanın görülmesine Kasım 2019’da başlandı. Bu davaya da Atilla’nın yargılamasında görev alan hâkim Richard Berman bakıyor.

Yargılama sırasında, Halkbank’ın savunmasını üstlenen King & Spalding firmasının avukatları, bankanın yargılanamayacağını öne sürerek, reddi hakim talebinde bulundu.

Halkbank ayrıca mahkemeye kendisine yönelten suçlamaların tamamını reddettiğini de bildirdi.

HÂKİM BERMAN: “HALKBANK’IN YARGILANAMAYACAĞI” İDDİASININ HUKUKİ DAYANAĞI YOK

Yargıç Berman, 2020 yılı ağustos ayında yayımladığı gerekçeli kararda Halkbank’ın dokunulmazlık altında olduğu ve bu nedenle de yargılanamayacağı yönündeki tezinin “sağlam bir hukuki dayanağı” olmadığı gerekçesiyle reddetti.

Berman, Ekim 2020’deki kararında da Halkbank’ın yargılanmama talebine itiraz ederek, temyize götürebileceğini belirtti ve temyiz süreci tamamlanana kadar duruşmalara ara verilmesine hükmetti.

Berman, bir sonraki duruşmanın 3 Mayıs 2021’de yapılmasına karar verdi.

Halkbank kendisine gönderilen mahkeme celbini ilk etapta kabul etmemişti

Halkbank neden Temyiz Mahkemesi’ne gitti?

Halkbank, Berman’ın reddi hakim ve yetkisizlik talebini reddetme kararını temyize taşıdı.

Halkbank, kamu bankası olduğu gerekçesiyle Türkiye ile aynı diplomatik statüde olduğunu ve dokunulmazlığı bulunduğunu savunuyor.

Halkbank, bu savını 1976 tarihli ABD Yabancı Egemenlerin Dokunulmazlığı Kanunu’na dayandırıyor.

ABD’de geçerli olan bu kanun, yabancı devletlerin ve kurumlarının ABD’de yargılanmasını düzenliyor ve bu süreçlere dair birtakım kısıtlamalar getiriyor.


 

Temyiz Mahkemesi’ndeki süreç hangi aşamada?

BBC Türkçe’nin haberine göre temyize dair duruşma 12  Nisan’da Manhattan’daki ABD Temyiz Mahkemesi İkinci Dairesi’nde görüldü.

Duruşmada, Halkbank’ın avukatı Simon Latcovitch, 1976 tarihli kanuna atıfta bulunarak, bu kapsamda bankanın dokunulmaz olduğunu ve yargılanamayacağını savundu.,

İddia makamı adına duruşmaya katılan Sidharda Kamaraju da, söz konusu kanunun özel hukuk kapsamındaki süreçleri kapsadığını, ceza hukukuna uygulanamayacağını savundu.

Mahkeme heyeti, bu duruşmanın ardından ek süre ya da belgeye ihtiyacı olmadığını, karar verebilecek durumda olduğunu belirtti.

Bu aşamada, ABD Temyiz Mahkemesi İkinci Dairesi’nin kararını açıklaması bekleniyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com