Kamuoyunda, ‘İslamofobi yükseliyor, gençler deizme, ateizme kayıyor…’ tartışmaları devam ediyor. Özellikle batıda artan İslam karşıtı söylemler, radikal siyasetçilerin ön plana çıkması ve Türkiye’deki toplumsal yozlaşma ile ilgili konular Youtube üzerinden yayın yapan MoonStar TV’de gündeme taşındı.
Turan Görüryılmaz’ın sorularını cevaplayan Akademisyen – yazar Doç. Dr. Mahmut Akpınar, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Tartışmalar için milatın 11 Eylül olduğunu söyleyen Akpınar, “İslamofobinin yakın dönemde miladı 11 Eylül 2001 ABD İkiz Kuleler’e terörist saldırı olayıdır. Öncesinde bu, böyle yaygın değildi. 11 Eylül, Batı’da ciddi bir kırılmaya yol açtı. Öncesinde İslam’a ilgi ve alaka vardı” dedi.
Akpınar, batı medyasının İslamofobi’de çok etkili olduğunu söyledi. Politikacıların da bu söylemleri kullandığını vurgulayan Akpınar, “bu tür söylemlerin popülaritesi oluştu son dönemde. Ücretsiz dağıtılan metro gazetelerinde dahi hemen her gün İslamofobik bir haber görürsünüz” ifadelerini kullandı.
Müslümanların yaşayışlarının, batının siyasetçileri ve medyasının islamofobik söylemlerini destekler tarzda olduğunu da belirtilen programda Akpınar, “bir yabancı, 100 müslümanla karşılaşıyorsa içlerinde ancak birkaçı örnek insan profili çiziyor. İslam dünyaya temsille yayılmış. İslamofobi’yi bertaraf etmek için dinin müslümanlarca bir ahlak haline getirilmesi lazım. Batı’da, hiçbir İslam ülkesinde göremeyeceğiniz medreseler var. İnsanlar özgürce ibadetlerini yapıyor, çocuklarını eğitiyor. Gettosuna kapanan müslümanlar çok umarsız, temsil kaygısı yok. Bu, İslamofobi’den daha büyük tehlike” şeklinde konuştu.
Avrupa ülkelerinde yasayan müslümanları eleştiren Mahmut Akpınar, yasanabilecek sıkıntılar konusunda da uyardı:
“Müslümanlar göçtükleri ülkede öncelikle eğitimsizler, vasıfsız işlerde çalışıyorlar. Dürüst değiller, çevreye saygılı değiller, terör ve şiddete eğilimli nesil oluşuyor. İslamofobi’nin müslümanlara bakan tarafı da bu. Batı’da müslümanlara sahip çıkan demokrat insanlar var. Eğer müslümanlar, iyi bir entegrasyonla müslümanlar hakkındaki kaygıları gideremezse bir süre sonra hayat müslümanlar için Batı’da zorlaşabilir”.
Türkiye’de özellikle gençlerin dinden uzaklaşmasını da değerlendiren Doç. Dr. Akpınar, “siyasetçiyse, dini politik amaçları için araçsallaştırıyor. Tüccar ise, dini ticari çıkarları için araçsallaştırıyor. Sonuçta, deizme, ateizme kayış var. Batı’daki müslüman çocuklarda ciddi bir kimlik bunalımı var” diyerek şunları kaydetti:
Sakalı var ama yalan söylüyor. Besmele ile başlıyor ama çalıyor. Bu örnekleri gören gençler karşılaştırma yapıyor. Büyük ikilem, kimlik bunalımı yaşıyorlar. Anne babaları devletten kolay para kazanan gençler bohemliğe kayıyor. Dinin araçsallaşması.. İslam ülkelerinde hırsızlık, mala mülke çökülmesi gibi gelişmeleri müslüman ailelerin çocukları, kendi dinini sorgulamaya başlıyor. “Senin dediğin İslam buysa, ben bu dine inanmıyorum” diyor.
Programı izlemek için tıklayınız.
