Gezi’nin 7. yıldönümünde muhtemel toplumsal olaylara karşı tedbir mi?

KRONOS 29 Mayıs 2020 GÜNDEM

Çiğdem Toker, Sözcü: KİK’in 27 Mayıs 2020 tarihinde “mal alımı ihaleleri” bülteninde dikkat çeken bir bölüm yer alıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 18-25 Haziran 2020 tarihleri arasındaki ihaleleri bunlar. Alımların genel profili ve bazı kalemlerdeki “milyon” düzeyindeki sayılar dikkat çekmeyecek gibi değil (Taarruz el bombası, biber gazı, plastik mermideki alım miktarları yüklü görünüyor). Bununla birlikte, yapılacak alımların çokluğu ya da azlığı konusunda daha sağlıklı bir yorum için önceki yıllarda yapılan alım miktarlarını da bilmek
gerekiyor (Bu veriye erişemedim). Fakat ihaleye konu mühimmatın niteliği ile sayılara bakılırsa, “Büyük bir toplumsal hareketlilik mi bekleniyor?” sorusu akla geliyor.

İlhan Tanır, Ahval: Minnesota’da Floyd’u öldüren Derek Chauvin isimli polisin ve çevresindekilerin görev yaptığı üçüncü bölge karakolu perşembe gecesi yakıldı. Polisler bina ateşe verilmeden bir süre önce binadan çekildi. Minnesota savcıları polislere suçlama getirip, getirmeyecekleri konusunda kesin bir kanıya sahip olmadıklarını, soruşturmanın sürdüğü ve ayrıntılı bir sürecin yaşanacağını açıkladı.
Eyaletin başsavcısı Mike Freeman, basın toplantısı esnasında polisleri mahkûm ettiğini açıklarken ”ortada bir cezası soruşturmayı desteklemeyen kanıtlar da var” demesi tepkilere neden oldu. ABD salgın ve şimdi protestolarla mücadele ederken, Trump perşembe günü Oval Ofis’te bir KHK imzalayarak, sosyal medya platformlarına sınırlama getireceğini iddia etti. Hukukçu ve uzmanlar, başkanın bu KHK’sinin sembolik olduğunda hemfikir olsa da başkanlık seçimine beş ay kadar kala Trump’ın her attığı adım dikkatle izleniyor.

Gökhan Şen, Habertürk: Kasım seçimleri öncesinde Demokratlar bölünmüş yollarına devam ediyordu. Her aday bir diğerine göre daha kötü görünüyor, etki yapması beklenenler bu karanlıkta ışıldayamıyordu. ABD için çok ‘sol’ kalan Sanders tam önde giderken patlayan pandemi sonrası bir merkeze toplaşma yaşandı ve Biden bir anda aday oluverdi. Bununla bitmedi. Yoklamalarda neredeyse Trump ile kafa kafaya geldiler. Üstelik tüm seçmenler otoriteye bu kadar ihtiyaç duyarlarken. Buna rağmen. Kasım seçimleri tehlikeye girdi. Bu durumda Başkan ya başarılı olacak ya da başarısızlığa önce birilerini ortak edecek ve ardından okları oraya yöneltecek. Bunun için Çin biçilmiş kaftan.

Yusuf Karataş, Evrensel: Libya savaşının taraflarından biri olan Serrac hükümetini desteklemek için gönderilen militanlar ve gemiler dolusu silah, askeri teçhizat, İHA’lar, SİHA’lar Doğu Akdeniz’deki “milli çıkarlarımızı” koruyormuş. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Serrac’la “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakatı” imzalamış ya, çıkarlarımızı korumak için Libya savaşına katılmak zorundaymışız! Öncelikle “milli çıkar” söylemi, burjuvazinin ve onun iktidarının kendi çıkarlarını halkın çıkarıymış gibi göstermek için kullandığı bir aldatmacadan başka bir şey değildir. İlnur Çevik’in sözlerini hatırlayın, bu durumda Libya ve Doğu Akdeniz’deki “milli çıkarlarımız” ne olabilir acaba; Türk burjuvazisinin buradaki enerji ve inşaat ihalelerinden pay kapmasından başka. Bu “milli çıkarlar”dan ülkedeki işçi-emekçilerin, yoksul halk kesimlerinin payına düşense en iyi ihtimalle bu tekellerin işletmelerinde ücretli kölelik yapmaktan fazlası değildir.

Alper Görmüş, Serbestiyet: Zaman zarfında parti hakkında biraz daha bilgi edindik ve ben bu aşamada yine sezgilerime dayanarak bir iddiada daha bulunmak istiyorum: Kanaatimce, Ali Babacan 1983’ün Özal’ı ya da 2002’nin Erdoğan’ı tarzında bir dip dalgasıyla yükselmeye başladı. Seçimler zamanında ya da partinin örgütlenmesine izin verecek kadar uzak bir tarihte yapılırsa Babacan ve DEVA’nın oyları şaşırtıcı yükseklikte olacak. Bu sonuç ortaya çıktığında ise seçimleri erkene almaması AK Parti’nin büyük hatalarından biri olarak kayıtlara geçecek.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com