Fransız Kültür Merkezi’nden yüzde 100 yeşil 7 film

Fransa Kültür Merkezi İstanbul ve Ankara, Kasım ve Aralık aylarında "Sinema ve Çevre" temalı içeriklerle sinemaseverler ile buluşacak.

KRONOS 29 Kasım 2022 KÜLTÜR

Fransa Kültür Merkezi (Institut français de Turquie) İstanbul ve Ankara, Kasım ve Aralık aylarında “Sinema ve Çevre” temalı içeriklerle sinemaseverler ile buluşacak. Etkinlikte 7 sinema filmi yer alacak ve konusu tamamen çevre olacak. Etkinliğe katılmak için bilet satın alınması gerekiyor. Film biletleri Institut français Istanbul’da seans öncesinde satışa çıkacak. Tam bilet fiyatı 15 TL, indirimli bilet ise 10 TL’den satışa sunulacak. İşte programda yer alacak filmler ve konuları:

Kar Panteri/ La panthère des neiges

Yönetmenliğini Marie Amiguet ve Vincent Munier’in yaptığı film 2021 yılında Fransa’da çekildi. Film Tibet yaylalarının kalbinde, fotoğrafçı Vincent Munier, kar leoparının peşinden yazar Sylvain Tesson’ı da sürüklüyor. Munier, yazara hayvanları gözetleme sanatını, izlerini okumayı ve onları görebilmek için sabırlı olmayı öğretiyor. İki adam, görünmez varlıkların yaşadığı zirvelerden geçerken, tüm canlılar arasında insan olarak yerimiz hakkında düşünüyor, konuşuyor ve dünyanın güzelliğini kutluyor.

Merhaba Dünya / Bonjour le Monde

Anne-Lise Koehler ve Eric Serre’nin yönetmenliğini yaptığı filmde birçok hayvan türü nehir kıyısında doğuyor ve birbirlerini evcilleştiriyorlar. Uzun kulaklı baykuş ikinci kez dünyaya gelmek için uçar ve geceyi evcilleştirir. Büyük tepeli batağan balık avlama bölgesinde gezinerek görünmez olur ve deniz yosunu dansı yapar. Yalıçapkını kuşu güneşte bir yer aramak için yolculuğa çıkar. Kendini suyun yönlendirmesine izin veren ve zamana meydan okuyan Avrupa gölet kaplumbağası, akşamın senfonisini kulaklarıyla gören Leisler’in noktülü, ağaçların kokusuna karşı koyamayan Avrupa kunduzu, dünyanın her iki tarafını da keşfeden Benekli semender, ayı yakalama hayali kuran saz kuşu, büyük maceralar yaşamak için devasa olmak isteyen kuzey turnası ve son olarak zırhı güneş tarafından dövülen savaşçı imparator yusufçuk. Hep birlikte haykırıyorlar: “Merhaba dünya!”

Kurtarıcı / La Croisade

Kurtarıcı, oğullarının evdeki değerli eşyaları sattığını öğrenen bir ailenin hikayesini konu ediyor. Abel ve Marianne, 13 yaşındaki oğulları ile birlikte sıradan bir hayat yaşayan bir çiftir. Ancak bir gün çift, oğulları ile ilgili beklenmedik bir şey keşfeder. 13 yaşındaki çocuk, gezegeni kurtaracağına inandığı Afrika’daki gizli bir ekolojik projeyi finanse etmek istemektedir ve bu amaçla ailenin değerli eşyalarını satar.

Suda yürümek / Marcher sur l’eau

Nijer’in kuzeyinde bulunan, küresel ısınma kurbanı Tatiste köyü suya erişmek için mücadele vermektedir. Her gün, 14 yaşındaki Houlaye diğer arkadaşları gibi köyünün ihtiyacı olan suyu getirmek için kilometrelerce yürümek zorundadır. Gençler, her gün bunu yapmak zorunda olduklarından okula gidemiyorlardır. Ayrıca, köyde suya erişim olmadığından, birçok yetişkin, her sene ailelerini terkedip, hayatta kalabilmek için sınırları aşmaktadır. Aslında bu bölgenin altında binlerce kilometre kare büyüklüğünde bir göl bulunmaktadır. Herkese daha iyi bir hayat verebilmek ve köye su sağlamak için sondaj yapılması gerekmektedir.

Kırmızı / Rouge

Nour, babasının önemli bir çalışan ve sendika temsilcisi olduğu kimya fabrikasında hemşire olarak işe alınır. Fabrika tam sağlık denetimindeyken, genç bir gazeteci atık yönetimi soruşturması başlatır. İki genç kadın, yerel ekonominin temel direği olan bu fabrikanın birçok sır sakladığını yavaş yavaş keşfedeceklerdir. Çevreyi kirleten atıklar ile ilgili yalanlar, üzerinde oynanmış doktor kayıtları ve gizli tutulan kazaları öğrenen Nour, sessiz kalmak veya gerçeği gün ışığına çıkarmak ve babasına ihanet etmek arasında seçim yapmak zorunda kalacaktır.

Plastik torbalar gecesi / La nuit des sacs plastiques

39 yaşındaki Agathe’tın tek takıntısı bir çocuk sahibi olmaktır. Marsilya Calanques’da yaşayan tekno müzik dj’i eski sevgilisi Marc-Antoine’nı bulur ve yeniden birlikte olmaları için onu ikna etmeye çalışır. Bu sırada plastik torbalar canlanır ve şehri ele geçirir.

Kuru Kabus

Yönetmenliğini Sinan Kutluay, Mert Avcı, Mert Değirmencioğlu ve Hüseyin Ünlü’nün yaptığı Kuru Kabus filmi, programdaki en kısa film olarak dikkat çekiyor. Su israfına dikkat çeken yapımın süresi ise sadece 6 dakika. Kuru Kabus, günümüzde su israfının dünyada ve yaşamda yaratacağı korkunç sorunu farklı bir yaklaşımla ele alan bir eser. Filmde karakterimiz dişlerini fırçalarken suyu açık bırakır ve bu onun dünyada kalan son suyu bitirmesine sebep olur.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com