Fehmi Koru: CHP gemisi su alıyor, CHP’li medya da battı batacak

Seçimleri kaybeden CHP’de değişim çağrılarıya beraber, Halk TV ile yapılan anlaşmanın feshedilmesi sonrası siyaset-medya ekseninde başlayan tartışmalar alevleniyor. Gazeteci-yazar Fehmi Koru, kişisel blogunda CHP gemisinin su aldığına, CHP’li medyanın da batmak üzere olduğuna dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Fehmi Koru, “CHP gemisi su alıyor. Kaptan da buna çare bulacak yerde su alan gediği biraz daha genişletmekle sonuçlanabilecek işler yapıyor. En son darbe CHP yönetiminden CHP’li medyaya geldi. Akıl alır gibi değil ama, CHP’yi savunmayı görev edinmiş gazeteler, televizyon kanalları ve yazarlar ile yorumcular bizzat parti lideri tarafından suçlanmış bulunuyor. Seçim sonrasında tayfaların kavgaları sebebiyle su almaya başlamış olan gemi yan yatmaya başlamışken, onu her durumda desteklemeyi görev bilmiş medya da tahribattan ölümcül darbeler alıyor” dedi.

CHP’nin bu çalkantılardan büyük yara aldığını belirten Koru, genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin son grup toplantısında partisini ‘gemi’ kendisini de ‘kaptan’ olarak tanımladığını anımsattı.

Koru, “O tanımlamadan hareketle söylenebilecek olan şudur: CHP gemisi su alıyor. Kaptan da buna çare bulacak yerde su alan gediği biraz daha genişletmekle sonuçlanabilecek işler yapıyor. En son darbe CHP yönetiminden CHP’li medyaya geldi. Akıl alır gibi değil ama, CHP’yi savunmayı görev edinmiş gazeteler, televizyon kanalları ve yazarlar ile yorumcular bizzat parti lideri tarafından suçlanmış bulunuyor. Ne mi dedi Kemal Kılıçdaroğlu? Şu söz ona atfedilerek konuşuluyor: “Köşe yazarları üzerinden parti içi meseleler tartışılıyor. Ben kimin nereden, ne maaş aldığını iyi biliyorum.” Ağır bir itham bu” ifadelerini kullandı.

‘MUTABER YAZARLAR ATEŞ ALTINDA’

Günlerdir çok sayıda ismin kendilerinin kast edilmediğini savunduğuna dikkat çeken Koru, “Kılıçdaroğlu’nun hedefinde asıl kimler olabileceğini isimlendiriyorlar. İsimlere bakıyorum, savunma amaçlı olarak o sözlerle kendilerinin kast edilmediğini söyleyenler ön planda. Maaş olarak kime ne verildiğini telaffuz edenler bile var. CHP’nin seçimlere kadar itibar ettiği medya organları ile muteber yazar ve yorumcular ateş altında. Üzücü bir görüntü o kesime hakim. Onlarca yıl boyunca kazanılmış itibarlar bir çırpıda bazılarının elinden alınıveriyor” dedi.

CHP’nin Halk TV ile yaptığı anlaşmayı feshettiğini de hatırlatan Koru, şunları söyledi:

“Taraflar -CHP ile Halk TV- arasında bir sözleşme varmış ve kanal, yayınlarında, o sözleşmeye uyuyor, CHP de bunun karşılığında kanala düzenli ödeme yapıyormuş… Halk Partisi ile Halk TV… Özgür medya, yansız ve tarafsız yayıncılık böylesine bir ilişkiyi kabul etmez ancak işte ‘İsim benzerliği ilişkiyi kolaylaştırmıştır’ diyen çıkabilir. Öyle değil, daha doğrusu CHP’nin fonladığı yalnızca o kanal değilmiş, CHP ile benzer sözleşmeler imzalamış başka kanallar da varmış… Halk TV’nin sahibi, CHP’den sözleşme ile para aktarılan 10’dan fazla kanal olduğu iddiasında. CHP adına sözleşme feshini kamuoyuyla paylaşan genel başkan yardımcısı da, sayı vermese de sözleşmenin bir tek kanalla sınırlı olmadığını söylemekte.”

‘MEDYA ÖLÜMCÜL DARBELER ALIYOR’

Medyanın bu tahribattan ölümcül darbeler aldığına dikkat çeken Koru, şöyle devam etti:

“İsveç’te ve İngiltere’de normal olmayan bu tür bir ‘yasak ilişki’ Türkiye’de nasıl normal sayılıyor? CHP tarafından? Seçim sonrasında tayfaların kavgaları sebebiyle su almaya başlamış olan gemi yan yatmaya başlamışken, onu her durumda desteklemeyi görev bilmiş medya da tahribattan ölümcül darbeler alıyor. Bu hikaye bu kadarla ve burada bitmeyecek gibi. Daha nerelere kadar uzanacağını kestirmek ise kolay değil. CHP lideri nereye kadar gitmesini istiyorsa herhalde oraya kadar gidecektir. Hesaplaşacağı daha çok kişi ve kurum olduğu belli Kemal Kılıçdaroğlu’nun.”